Siirt'te "Barış ve Çözüm Sürecinde Demokratik Anayasanın Rolü" Paneli
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mithat Sincar, "Bu ülkede barışın gerçekten, savaşan diğer ülkelere göre, çok daha mümkün, kolay olduğunu çok iyi biliyorum" dedi.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sincar, "Bu ülkede barışın gerçekten, savaşan diğer ülkelere göre, çok daha mümkün, kolay olduğunu çok iyi biliyorum" dedi.
Türkiye Barış Meclisi Siirt Barış Girişimi tarafından "Barış Sürecinde Demokratik Anayasanın Rolü" paneli, Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlendi. Prof. Dr. Sincar, panelde, her ölümün bir kıyamet olduğunu, savaşta Türk, Kürt ve Arapların öldüğünü belirterek, 30 yıldır kıyameti yaşadıklarını belirtti.
"Bu kıyameti bitirmek de o kadar olmuyor. Bunun yolları, yöntemleri, usulleri var. Birkaç kere denendi. Ama beceremediler. Niye beceremediler- Çünkü bu savaşın kendilerine menfaat sağladığı çevreler var. Bu ülkenin içinde, dışında var. Engellediler. Bu güne kadar gelen hükümetler bu işe cesaret gösteremediler, hakim millet anlayışını da terk edemediler" diyen Sincar, şöyle konuştu:
"AK Parti niye bu meseleye çözüm yaklaşımı gösteriyor- Onlar da dışlanmışlar uzun süre. Cumhuriyet rejiminin baskısı altında kalmış, baskısını, zulmünü hissetmiş insanların temsilciliğini yapıyor. Onlar başka türlü, Kürtler başka türlü dışlandılar, aşağılandılar. İkisinin ortak noktası 80 yıl bunlar başka nedenlerle dışlandılar. AK Parti'nin kadrolarında en azından geleneklerinde de bu meseleyi çözmeye daha yakın bir anlayış ve psikoloji var."
İrlanda ve Güney Afrika'daki barış görüşmelerini anlatan ve barış sürecinde zaman zaman tökezlemelerin olabileceğini anlatan Prof. Dr. Sincar, kararlı bir azınlığın bir iç savaş çıkarabileceğini, ama barış için kararlı bir çoğunluğun gerekli olduğunu vurguladı.
"Bu ülkede barışın gerçekten, savaşan diğer ülkelere göre, çok daha mümkün, kolay olduğunu çok iyi biliyorum. Ne İrlanda'da ne Güney Afrika'da bu kaynaşma, bu çoğunluğun farklı kültürlerin birlikte yaşama kültürü yoktu. Kuzey İrlanda'da barış sağlandığı mahalleler arasında kapılar vardı" diyen Sincar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti ve Başbakan büyük risk aldı. Kürtlerin bunu takdir etmesi gerekiyor. Öcalan da bütün itibarını, geçmişini ve geleceğini ortaya koydu. Bunu da Türklerin görmesi lazım. Yani ikisi de çok büyük bir risk aldı. Eğer bu süreçten geri dönülürse Allah korusun bundan öncekileri arayacağımız kadar şiddet ortamına düşeriz. Başarı olmazsa kıyametten beter bir duruma düşeriz."
-Barış ortamına ekmek, su ve ateş kadar ihtiyaç var
Avukat ve yazar Burhan Sönmez ise her sürecin mutlak, kesin ve yüzde yüz özgürlük olmayabileceğini, özgürlük ve demokrasinin bir mücadele sürecinin sonucu olduğunu aktararak, bazen on yıllar, bazen de yüz yıllar alabildiğini belirtti.
"Bu ülkede özgürlük konusunda sıkıntılarımız sürse bile huzurumuzun olduğu ve irademize sahip çıkabildiğimiz demokratik ve barış ortamına bu gün yemek, su ve ateş kadar ihtiyacımız var" diyen Sönmez, tarafların görüşmelerini devam ettirdiğini, silahların susması için bu görüşmelerin gerekli olduğunu vurguladı.
Sönmez, konuşmasına şöyle devam etti:
"Toplumsal barış dediğimiz şey daha aşağılarda daha farklı bir duyguyla oturabilir ancak. Bir köylünün sorununa, İzmir'den bir öğrenci, İzmir'den bir öğrencinin sorununa Karadenizli bir köylü sahip çıktığında, Karadeniz'deki bir köylünün sorununa buradaki Kürtler, Araplar, Süryaniler sahip çıktığında o zaman işte biz sadece kendi yarası için ağlayan değil, komşusunun, kardeşinin yarasını da, kendi yarası gibi hisseden ve bunun için kaygılanan insanlar oluruz. İşte o zaman gerçek toplumsal barış bu topraklarda bir daha yok olmayacak şekilde yerleşmiş olacaktır."
Süreç konusunda vatandaşların bilgilendirilmesi gerektiğini aktaran Sönmez, buna tutkulu bir şekilde bu hakka sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.
Tarafların güven sorunu yaşayabileceğini, sürecin güven üzerinden değil, ilkeler üzerinden yürüyeceğini söyleyen Sönmez, "Savaşan taraflar birbirlerine güvenmez. Çok normaldir. Kimse kimseye güvenmek zorunda değil. İlkeler ve prensipler net olacak. Barış süreçleri taviz üzerinden hayata geçer. Böylece ilkeleri, prensipleri ortaya koyduğumuzda güven meselesi zaten kendiliğinden aşılacaktır" ifadelerini kullandı.
Vali Ahmet Aydın da üç dilli bir kardeş şehir olarak barışa örnek olduklarını belirterek, barışın sağlanması dileğini dile getirdi.
Belediye Başkanı Selim Sadak ise bu kadar geniş bir kitlenin istediği bir barışın sağlanacağına inandığını belirtti.
Muhabir: Ayhan Mergen - Zekeriye Güneş / Nurten Aslan
Yayıncı: Erdem Gültekin - SİİRT