Sığınmacılar İçin Ülkeler Ortak Karar Almalı"
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu AB ve Göç Uzmanı Fatma Yılmaz Elmas, savaş ve çatışmaların sığınmacı akınlarını tetiklediğini belirterek, "Bu sorunların çözümü için uluslararası boyutta gerçek bir iş birliği gerekiyor.
CİHAN DEMİRCİ - Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu AB ve Göç Uzmanı Fatma Yılmaz Elmas, savaş ve çatışmaların sığınmacı akınlarını tetiklediğini belirterek, "Bu sorunların çözümü için uluslararası boyutta gerçek bir iş birliği gerekiyor. Sığınmacılar için ülkeler ortak karar almalı" dedi.
Elmas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BM'nin 2014 verilerine göre, dünyada 59,5 milyon kişinin zorla yerinden edildiğini söyledi.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki savaşlar nedeniyle yaklaşık 39 milyon kişinin ülkelerinde yer değiştirdiğini bildiren Elmas, sığınmacı durumuna gelen 20 milyon kişinin yarısından çoğunu ise çocukların oluşturduğunu belirtti. Elmas, yasa dışı olarak denizden botlarla Avrupa'ya geçişlerde de çocuk ölümlerinin fazlalığına işaret etti.
Birçok ülkede sığınma başvurusu kabul edilme oranlarının çok düşük olduğunu dile getiren Elmas, şunları kaydetti:
"Bu konuda Türkiye, geçici koruma statüsü veriyor. Ülkemizi ayrı tutarsak, AB ülkelerine baktığınızda burada bir insan hakları sorunu ortaya çıkıyor. Savaş nedeniyle Avrupa'ya gidenlerin dışında, ekonomik durumunu düzeltmek isteyenlerin olduğuna dair bazı tepkiler vardı. Bu son zamanlarda kırılmaya başladı. Ancak sığınma başvurusu kabul edilme oranlarına bakıldığında, halen bu fikrin devam ettiği ortaya çıkıyor."
Elmas, en çok sığınmacı barındıran ülkeler arasında Türkiye'nin birinci sırada bulunduğunu, ardından da Lübnan ve Ürdün'ün geldiğini vurguladı.
"Arap ülkeleri de elini taşın altına koymalı"
Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki sorunların insanlık için çözülmesi gerektiğini anlatan Elmas, şöyle konuştu:
"Küresel eşitsizlikler devam ettiği sürece, dünyadaki göç akımı her zaman devam edecektir. Savaş ve çatışmalar, sığınmacı akınlarını kitlesel olarak tetikleyen en önemli nedenlerdendir. Bu sorunların çözümü için etkin dış politika, uluslararası boyutta gerçek bir işbirliği gerekiyor. Bu konuda üçüncü ülkelerle gerçek bir diyalog gerekiyor. Mülteci ve sığınmacılar için ülkeler ortak karar almalı. Arap Baharı'ndan sonra AB'nin politikalarına baktığınızda, oralardaki demokratik dönüşümleri destekledi ama paralarını sadece sınır kontrollerine aktarmalarını istedi. Sosyal ve siyasi dönüşümden ziyade AB'den aktarılan fonlar, sınır kontrolleri, göçü engelleme gibi kendisine dönecek olanlardı."
Sorunların çözümü için kısa vadede yasal göç kanallarının açılması gerektiğini dile getiren Elmas, "Sürekli Avrupa'yı suçluyoruz ama Arap ülkeleri de bu konuda eleştiriyi hak ediyor. Göç sadece Avrupa'nın sorunu değil. Bu insanlar orada daha fazla demokratik hakka sahip olacağını düşünerek göç ediyor. Sonuçta yanı başlarında duran zengin Arap ülkeleri de elini taşın altına koymalı" ifadelerini kullandı.
"İki ateş arasında bir tercih"
Elmas, yasal göç kanalları açılmadığından bu kişilerin, göçmen kaçakçılarının eline düştüğünü ve Akdeniz'de boğulduğunu söyledi.
İnsanların iki ateş arasında tercih yapmak zorunda kaldığını belirten Elmas, "Ya ülkelerinde kalıp savaşta ölecekler, fakirlik, açlık çekecekler ya da yüzde 50'lik oranla Avrupa kıyısına ulaşacaklar" dedi.
Uluslararası Göç Örgütü istatistiklerine göre, geçen yıl 3 bin 500 kişinin göç ederken yaşamını yitirdiğini bildiren Elmas, şunları kaydetti:
"Bu yıl nisanda rakam 3 bine ulaşmıştı. Yıl sonuna kadar Avrupa'ya gitmek isterken ölenlerin sayısının 5 bini geçeceğini düşünüyorum. Kaçakçılar onlara belli bir rota çiziyor, onlar da rotayı takip ediyor. Güvenliksiz botlarla, gitmek istedikleri ülkeye ulaşmaya çalışıyorlar. Öte yandan, kışın hava şartları nedeniyle karayolundan geçişler daha sıklaşacak. Kış şartlarında kendilerini bile bile azgın sulara atmayacaklardır."