Seyyid Harun Veli ve Seydişehir'in Kuruluşu, Doktora Çalışmasına Konu Oldu
Dr.Ayşe Değerli'nin, kitap olarak da basılan "Osmanlı Döneminde Seydişehir Kentinin Fiziki ve Sosyoekonomik Yapısı" isimli doktora çalışmasında, ilçe merkezinin, Seyyid Harun Veli ve beraberindeki 40 kişi tarafından kurulduğu belirtiliyor"...
- Dr. Ayşe Değerli'nin, kitap olarak da basılan "Osmanlı Döneminde Seydişehir Kentinin Fiziki ve Sosyoekonomik Yapısı" isimli doktora çalışmasında, ilçe merkezinin, Seyyid Harun Veli ve beraberindeki 40 kişi tarafından kurulduğu belirtiliyor
-Kitapta, Seydişehir'in uzun yıllar gelişmesini engelleyen ilginç bir nedene de yer veriliyor
Dr. Değerli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Beyşehir üzerinde çok sayıda çalışma yapıldığı için doktora konusu olarak, benzer konularda çok sayıda esere imza atan Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ'ın danışmanlığında Seydişehir'i ele aldığını, doktora tezinin de başarılı kabul edilerek kitaplaştırıldığını ve Çizgi Yayınevi'nce basıldığını söyledi.
Kitapta, Seydişehir'in sadece kent merkezinin incelendiğini ifade eden Değerli, dört bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde Seydişehir'in tarihçesi, fiziki ve demografik yapısı, ikinci bölümünde Osmanlı döneminde Seydişehir'in idari yapısı, üçüncü bölümünde dini, eğitim ve sosyal hizmet kurumları, son bölümde de ilçenin ekonomik yapısını ele aldığını anlattı.
İlçeyi, Türkiye'deki tüm arşiv kaynaklarına ulaşmaya çalışarak 1305 yılından itibaren 1920'ye kadar incelediğini aktaran Değerli, şunları kaydetti:
"Türk asıllı bir mutasavvıf olan Seyyid Harun, Horasan'dan yola çıkarak Konya'ya gelmiş, 2 yıl bu kentte kalmıştır. Hz. Peygamber'in soyundan gelen Seyyid Harun, Yesevi Tarikatı'na mensup. Küpedağı eteklerinde bir kent kurma kararı veren Seyyid Harun Veli, Horasan'dan beraberinde getirdiği 40 kişiyle Seydişehir'in bulunduğu yere gelir. 1305'te, bölgede meskün olmayan antik kent Vervelid'in malzemelerini kullanarak, kalıntılarla Seydişehir'in olduğu yere etrafı surlarla çevrili bir şehir kurar. Etrafı surlarla çevrili, üç kapı, üç mescit ve bir cuma camiinden oluşan bir kent meydana getirilir. Seyyid Harun Veli'nin Küpedağ'ın eteklerinde bir şehir kurmakta olduğunu duyan Beyşehir hükümdarı Eşrefoğlu Mübarizüddin Mehmed Bey, Seydişehir'in kuruluşunu engellemek için adamlarını gönderir.
Fakat gönderdiği kişiler, Seyyid Harun'un yanında kalır ve geri dönmezler. Buna çok kızan Bey, daha sonra Seyyid Harun Veli'nin üzerine kendisi gider. Onunla karşılaşınca olumsuz düşünceleri tamamen değişir. Onun siyasi bir amacı olmadığını anlayınca Seyyid Harun'a kenti kurma konusunda maddi yönden de destek verir. Zamanla artan nüfus, 19. yüzyılda kente gayrimüslimlerin gelmesiyle daha da çoğalır. Ancak kentin kuruluşunda, Türk ve Müslüman unsur dışında etnik yapı yok. Seyyid Harun, Şeyh Ahmed Alai ve Turgutoğlu Rüstem Bey'in aileleri kentin ilk sakinleri. Seydişehir, 1700'lere kadar nüfus olarak Beyşehir'e göre daha fazladır."
Seydişehir uzun yıllar neden gelişemedi?
Kentin gelişmesinin daha sonra ilginç bir şekilde durduğunu belirten Ayşe Değerli, "Seydişehir'i kuran Seyyid Harun adına bir vakıf oluşturulmuş. Bu vakfın gelirlerinin azalmaması için, bir kural konulmuş. Buna göre, kent merkezinde bir ekmek fırını, bir kasap dükkanı, bir debbağhane, bir boyahane var. Bunlar dışında yeni işletmelerin açılması yasak. O dönemin önemli gelir kaynaklarından biri olan hamam da aynı şekilde, sadece bir hamam var, onu da ancak vakıf işletebiliyor. Çarşıyı oluşturan dükkanlar da vakfa ait. Bunun için yeni dükkanlar da yapılmıyor. Bu durum, çok uzun yıllar şehrin gelişmesini engelleyen en önemli etken olmuş; Tanzimat'tan (1839) sonra Seydişehir gelişmeye başlamıştır" diye konuştu.
Dr. Değerli, sonraki çalışmasının ise Seydişehir'in köylerini kapsayacağını sözlerine ekledi. - Konya