Haberler
Putin'den yeni tehdit: Birden fazla Oreşnik füzesi, nükleer silaha eşdeğer

Putin, elindeki en güçlü silahla tehdit etti: Toz olursunuz

MSB kaynaklarından Halep'te başlayan savaşla ilgili ilk açıklama

Türkiye'den sınırımızda başlayan savaşla ilgili ilk açıklama

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la arasını açan olayı ilk kez Haberler.com'a anlattı

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasını açan olayı ilk kez anlattı

Sahte dolar iddiaları sonrası Merkez Bankası ve TBB'den art arda açıklamalar

Sahte dolar iddiaları sonrası Merkez Bankası ve TBB'den art arda açıklamalar

Sakarya'da 'Din Psikolojisi' Semineri Düzenlendi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Vakfı tarafından düzenlenen din ilimlerine giriş seminerlerinde “Din Psikolojisi ve Dindarın Psikolojisi” konusu ele alındı.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Vakfı tarafından düzenlenen din ilimlerine giriş seminerlerinde "Din Psikolojisi ve Dindarın Psikolojisi" konusu ele alındı.

SAÜ Cami Külliyesi'nde düzenlenen seminere, SAÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu konuşmacı olarak katıldı.

"DİNE İNANAN PRENSİPLERİNE UYMAK ZORUNDA"

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülvahit İmamoğlu, dinde inanış mecburiyetinin olduğuna dikkat çekerek, "İslam dinine inanan İslamın prensiplerine uymak durumundadır" diye konuştu.

Kişilerin dine bakışı ve dini inançlara bağlanmaları konusunda bilgi veren Prof. Dr. İmamoğlu, "En çok tartışılan konulardan biri din. Din, geçmişten bugüne asli kavramlardan biridir. Din tamamen kişiye endeksli bağlanma, teslim olma, kabul etme kabullenme durumudur. Bu ilk adım. Tabi birçok tanımı var. Dinin bir ilahi tanımı var bir de insanı tanımı var. Ama asli özelliği yüce bir yaratıcıya tabi olunan, belli ritüelleri olan ve sonucunda bir beklentisi olan bir sistem. Din böyle bir şey. Burada birinci olarak inanış var. Neye inanılıyorsa inanılsın o inanış doğrultusunda belli uygulamalar da doğuyor. Yani İslam dinine inanan İslamın prensiplerine uymak durumundadır. Hristiyan Hristiyanlığa, Yahudi Yahudiliğe, Budist Budistliğe, ama bakın hepsinde bir inanış kuramı var inanış mecburiyeti var, yani inanmadan olmaz" dedi.

Prof. Dr. İmamoğlu konuşmasının devamında psikolojik tiplemelerden bahsederek, "Dünya üzerinde ekol olarak psikolojik tiplemeleri en etkin ortaya koyanlardan biri Carl Gustav Jung'dur. Jung, iki tipten bahseder, bunlar içe dönük tip ve dışa dönük tiptir. İçe dönük tip karamsar, insanlarla ilişkileri iyi olmayan, sosyal yönden zayıf tiptir. Dışa dönük tip aktif, girişken, insanlarla konuşabilen, kendini rahat ifade eden, sosyal yönden iyi olan tiplerde dışa dönük tiplerdir. Bu tiplemeler her kesimde var. Müslüman kesimde de var bu tipler. Ama Müslüman kesimde daha çok görünen tipleme içe dönük tiptir. Biz aslında toplum olarak böyleyiz. Mesela bir toplantı olduğunda bir ortam içerisinde olduğumuzda herkes bir konu hakkında görüş belirtirken biz benim yerime söyleyeceğim şeyi bir başkası söyler diyorsak biz içe dönük tipleriz demektir" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, "Biz taklitle dini öğrendik. Her fert İslam inancı üzerine doğar, sonradan ailesi onu Hristiyan, Mecusi ya da Yahudi yapar. Bir çocuk annesi babası ve aile ortamında ne yapılıyorsa onları taklit ederek büyür ve dinini de öyle öğrenir. Anne baba 'Allah' derse oda 'Allah' der. O yüzden bizim dinimiz taklittir, taklitle öğrenilir, ta ki akıl baliğ olana kadar. Dinin hemen hemen özellikle inançla olan terimleri soyuttur" şeklinde konuştu. - SAKARYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel
title