Ramazan Sofralarında Kızartmaya Yer Yok
İzmir Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mehmet Nil Hıdır, sağlıklı bir ramazan ayı geçirmek isteyenlerin kızartma, un ve şerbetten uzak durmasını istedi.
İzmir Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mehmet Nil Hıdır, sağlıklı bir ramazan ayı geçirmek isteyenlerin kızartma, un ve şerbetten uzak durmasını istedi.
İzmir Halk Sağlığı Müdürü Dr. Hıdır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayında oruç tutanların günlük yaşam ve beslenme şeklinde önemli değişiklikler olduğunu söyledi.
Ramazan ayında öğün sayısının azaldığına ve öğünler arası sürenin arttığına işaret eden Hıdır, vücuda ortalama 17 saat boyunca besin alınmadığını vurguladı.
Oruç tutanlarda kızartma, hamur işi, tatlı, kırmızı et, pilav ve makarna tüketimi ve uzun süreli açlık sonrası bir an önce doyma isteğinin vücutta ağırlık artışı, kan şekerinde yükselme ve hazımsızlığa neden olduğunu aktaran Hıdır, özellikle yaz aylarına denk gelen ramazanda "vücuttan aşırı sıvı kaybına" dikkati çekti.
Pirinç yerine bulgur pilavı
Oruç tutanlar için sağlıklı beslenme önerilerini anlatan Mehmet Nil Hıdır, en önemli maddenin "yeterli" ve "dengeli" beslenme olduğunu belirtti.
Ramazan ayında öğünlerin yeniden düzenlenmesini tavsiye eden Hıdır, "Sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla iki ara öğün planlanmalı" dedi.
Sağlığın korunması için en önemli şartlardan birini de "sahur yapmak" olarak gösteren Hıdır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sahurda süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur."
İftardaki beslenme tercihleri
İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar ya da çorba gibi hafif yemeklerle başlanması gerektiğini kaydeden Hıdır, oruç açtıktan 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği ya da salata ile devam edilebileceğini dile getirdi.
Hıdır, enerji veren ancak kan şekerini dengeli biçimde yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinlerin tercih edilmesini istedi.
Ramazan beslenmesinde sıvı alımına özel önem veren Hıdır, bu dönemde kaybolan sıvıyı yerine koymak için günde ortalama 2-2,5 litre su içilmesi, ayrıca enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda gibi sıvıların tüketilmesi önerisinde bulundu.
Tatlı tercihleri konusuna da değinen Mehmet Nil Hıdır, aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar ve meyve tatlıları tüketilebileceğini belirtti.
Hızlı yemekten kaçınmak, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yemek gerektiğine işaret eden Hıdır, "Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir" diye konuştu.
Pişirme yöntemlerine dikkat
Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemlerinin önemine dikkati çeken Hıdır, "Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır" dedi.
İftardan hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareketin iyi geleceğini aktaran Hıdır, kısa mesafeli yürüyüşler yapmanın ramazan ayında kilo almayı engellediğini, sindirime yardımcı olduğunu vurguladı.