Haberler
İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes antlaşması yürürlüğe girdi

Ateşkes başladı! Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes antlaşmasının detayları belli oldu

Tarihi antlaşmanın detayları belli oldu! Gündem yaratacak "gizli madde" iddiası

Ateşkes antlaşması sonrası İsrail'den Lübnanlı sivillere yönelik uyarı

Ateşkesin yürürlüğe girmesi sonrası İsrail'den ilk uyarı

Merkel anılarını yazdı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a uzun bir bölüm ayırdı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili kısım dikkat çekti

Radyasyonlu Atıkların Toprağa Gömüldüğü İddiası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İzmir Gaziemir'deki kurşun fabrikasının, faaliyette olduğu dönemde radyasyonlu atıklarının toprağa gömüldüğü iddiaları üzerine açılan davaya devam edildi.

İzmir Gaziemir'deki kurşun fabrikasının, radyasyonlu atıklarının toprağa gömüldüğü iddiaları üzerine açılan davaya, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP) müdahil olarak katıldı.

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuksuz yargılanan sanıkların avukatları, davaya kendi adına asaleten katılan avukat Arif Ali Cangı, avukat Halil Dönmez ile EGEÇEP Derneği Başkanı Ali Osman Karababa ve avukatı hazır bulundu.

Avukat Cangı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK) tespit ettiği "Europium 152 (Eu-152)" izotoplarına ilişkin ABD merkezli "The Green Think Tank of Turunch Foundation" kuruluşundan, nükleer fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç'ın hazırladığı bilimsel incelemeyi sundu.

"Eu-152 izotopları"nın doğada bulunmayan, sadece nükleer reaktörlerde zincirleme fizyon, yani çekirdek bölünmesi reaksiyonları sırasında nükleer yakıt demetlerinden ve kontrol çubuklarından oluşturulan insan yapısı izotoplar olduğunu, bunların yüksek enerjide gama ışınları yayarak salarak yüzyıl radyasyon yaymaya devam ettiklerini anlatan Cangı, "Akla ilk gelen, atığın yasa dışı nükleer atık ticareti yoluyla gelmiş olmasıdır" dedi.

Cangı, Bureau of Internation Recycling (BIR) verilerine göre 1983-2009 yılları arasında 26 ülkede 113'ten fazla radyoaktif kaynak ergitme olayının yaşandığını, bunun "yasa dışı uluslararası nükleer atık ticaretinin bütün dünya için, insanlık için yaşamsal bir tehdit" anlamına geldiğini ve bu tespitlerin davaya konu suçla benzerliğine dikkati çekti.

Fabrika alanındaki kirliliğin bilimsel olarak tespiti için nükleer, kimya, jeoloji, halk sağlığı, ziraat ve çevre bilimi konularında uzmanların inceleme yapmasını talep eden Cangı, radyoaktif kirliliğe yol açan nükleer reaktör kontrol çubuğu atıklarının nereden, nasıl, hangi yollarla, ne zaman getirildiğinin araştırılmasını da istedi.

Davaya katılma talebinde bulunan EGEÇEP Derneği Başkanı Karababa ise, çevrede oluşan radyoaktif kirlenmenin boyutunun tespitini ve o çevrede yasayan insanlar üzerindeki rahatsızlık ve tedavi süreçleriyle ilgili olarak araştırma yapılmasını istedi.

Sanık avukatları ise, derneğin davaya müdahil olarak katılma ve olay mahallinde keşif talebine karşı çıktı.

Avukat Selahattin Seymen, müvekkillerinin de en az katılanlar kadar bu işten "ızdırap" duyduklarını belirterek, "2013 yılına kadar ülkemiz ve dünyada nükleer atıkların ne şekilde etkisiz hale getirileceği ya da bertaraf edileceği konusunda henüz bir yöntem yoktu. Sonradan Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yazısında da belirtildiği üzere bu konuda bir bildirimde bulunuldu ve şirket gerekli çalışmayı yaptı" dedi.

Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi'ndeki bir uzmanın yardımıyla atıktan nasıl kurtulacakları konusunda araştırmalarının devam ettiğini belirten Seymen, bir başka şirketle de ön anlaşma yaptıklarını söyledi.

Mahkeme heyeti, EGEÇEP Derneği'nin davaya katılma talebinin kabulüne, sanık Ayşe Gül Yavaş Budau ve gelmeyen tanıklar Bekir Çağlayan, Tahir Vatansever, Bekir Vatansever ve Murat Dönmez'in zorla getirilmesine, olay yerinde keşif talebine bir sonraki celsede karar verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

Davanın geçmişi

İzmir'in Gaziemir ilçesinde, kurşun üreten fabrikanın faaliyette bulunduğu dönemde radyasyonlu atıklarının toprağa gömüldüğü iddialarına ilişkin 2008 yılında İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış, mahkeme fabrika sahibi Hasan Yavaş'ı 4 yıl 2 ay hapis ve 100 gün adli para cezasına çarptırmıştı.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi kararı bozarak, davanın, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde fabrika müdürü Yıldırım Mustafa Irvana'nın yargılandığı dava ile birleştirilmesini ve araziye atık bırakma işleminin hangi tarihte sonlandırıldığının araştırılmasını istemişti.

3. Ağır Ceza Mahkemesi, geçen kasım ayında, bu iki dava dosyası ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin suç duyurusu üzerine açılan davayı birleştirmişti.

2012 yılı aralık ayında gazetelerde çıkan haberler üzerine olay kamuoyunun gündemine tekrar gelmiş, iddialar üzerine (TAEK) bölgede radyasyon seviyelerinin belirlenmesi için ölçümler yapmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri de fabrika yöneticileine 5,7 milyon lira para cezası kesildiğini açıklamıştı. - İzmir

Kaynak: AA / Yerel
title