Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Son depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

20 ilde daha okullar tatil edildi

20 ilde daha okullar tatil edildi

"Prolin Analizi" Sahte Bal Kaygısını Bitirdi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Onur Orhan - Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Yrd.Doç.Dr.Meral Kekeçoğlu, Türk Gıda Kodeksi'nde prolin (aminoasit türü) analizlerinin zorunlu hale getirilmesinin sahte bal kaygısını yok ettiğini...

Onur Orhan - Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, Türk Gıda Kodeksi'nde prolin (aminoasit türü) analizlerinin zorunlu hale getirilmesinin sahte bal kaygısını yok ettiğini söyledi.

Kekeçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca taklit ve tağşiş üretim yapan firmaların teşhir edilmesinin çok doğru bir adım olduğunu anlattı.

Halkın artık sahte bal yemek istemediğine dikkati çeken Kekeçoğlu,

"Dolayısıyla ilgili bakanlığın yasal yaptırımlarda sıkı davranması herkesi memnun etti. Çok daha önceden yapılmalıydı, geç bile kalındı" dedi.

Kekeçoğlu, satıcıların fazla kar amacı gütmesinden dolayı taklit ürünlere yöneldiğini öne sürerek, tüketicileri düşünen satıcıların nadir bulunduğunu savundu.

"Satıcılarımızın çok fazla hassas davrandıklarını düşünmüyorum" diyen Kekeçoğlu, "Yok mu- Var tabii ki ama bunun oranı olmayanlara nazaran çok az. Dolayısıyla üretici kazanacağı parayı düşünüyor. 'Daha fazla şeker ve mısır şurubu vererek, daha az masrafla ne kadar fazla bal elde edip satış yapabilirim-' düşüncesini taşıyor. Bu, hiçbir şekilde doğru değil. İnsanların artık gerçek bal yemesi gönlümüzden geçiyor" şeklinde konuştu.

-"Sahte ve gerçek balı birbirinden ayırmak mümkün değil"-

Balın tedavi edici yönünün kalmadığını iddia eden Kekeçoğlu, mısır şurubu kullanımının yaygınlaştığını, bu uygulamanın insan sağlığına çeşitli zararları bulunduğunu iddia etti.

Kekeçoğlu, mısır şurubundaki fruktozun karaciğerde sigaraya benzer yekilde tahribat yaptığını ileri sürerek, 'Çünkü fruktoz direk karaciğerde sindiriliyor. Dolayısıyla karaciğere zarar veriyor. Mısır şurupları, diğer çay şekerlerine göre çok çok ucuz. Bu nedenle üretici daha az masraf yapmak istiyor" diye konuştu.

"Balın rengine ya da tadına bakarak sahte olduğunu anlayamazsınız" diyen Kekeçoğlu, mutlaka laboratuvarda analiz yapılması gerektiğini söyledi.

Marketlerde satılan balların bütün kriterlere uyduğunu söylemenin yanlış olduğunu ifade eden Kekeçoğlu, şöyle konuştu:

"İlgili bakanlık gıda kodeksine balla ilgili yeni kriterler ekledi. Bu kriterlerden biri prolin. Prolin analizlerinin Türk Gıda Kodeksi'nde zorunlu koşulması, artık sahte bal, gerçek bal kaygısını insanlarda yok edecek bir kriter oldu. Prolin analizlerinin Türk Gıda Kodeksi'nin değerlerine uygun olması halinde balın sahte olmadığına yüzde 100 emin olabiliriz. Prolin, sadece balda bulunan esansiyel bir amino asittir, bunu dışardan sağlamak mümkün değildir."

-Vatandaşlara tavsiyeler-

Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, sahte bala karşı şunları tavsiye etti:

"Tüketicimiz balı marketten alıyorsa etiketine dikkat edebilir. Etikette Türk Gıda Kodeksi'nin değerlerine uyumlu mu, değil mi mutlaka belirtiliyordur. Arı yetiştiricileri birliğince üretilmiş ve piyasaya sunulmuşsa o çok daha güzel. Çünkü etiketin üzerine hangi arıcıya ait olduğunu bile koyuyor.

Halkımızda şurupla besleme yanlış anlaşılıyor. Tabii ki onu besleyeceksiniz ama öyle bir dönemde besliyorsunuz ki... Örneğin kış dönemi, çevrede nektar ve polen yok. O arının yaşaması gerekiyor. O beslemeyi o arının yaşaması için yapıyorsun, bal yapması için değil. Şeker şurubuyla besleme yanlış bir şey değil, sadece doğru zamanda yapıldığı zaman iyi oluyor.

Çevrenizde tanıdığınız arıcılar varsa onlardan bal almanız tercihen daha iyidir."

Yayıncı: Kemal Kaymak - DÜZCE

Kaynak: AA / Yerel
title