Prof.dr.aydın'dan Türkiye'nin Medeniyet Meselesine Derin Bakış
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nce düzenlenen Akademik Düşünce Konferansları kapsamında, ilim adamı Prof.Dr. Mehmet Aydın, Türkiye'nin Medeniyet Meselesi başlığında bir konferans verdi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi'nce düzenlenen Akademik Düşünce Konferansları kapsamında, ilim adamı Prof.Dr. Mehmet Aydın, Türkiye'nin Medeniyet Meselesi başlığında bir konferans verdi.
İlim adamı Prof.Dr. Mehmet Aydın tarafından verilen Türkiye'nin Medeniyet Meselesi konferansına İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Galip Akhan, İzmir Milletvekili. Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Mehmet Tekelioğlu, Rektör Yardımcıları Prof.Dr.Tancan Uysal, Prof.Dr.İbrahim Attila Acar ve Prof.Dr.İbrahim Kocabaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Recep Yaparel, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Turan Gökçe, Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Mehmet Ali Malas, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Saffet Köse, Rektör Danışmanları Prof.Dr.Mustafa Demirci, Prof.Dr.Lütfullah Gündüz ve Doç.Dr.Murat Soydan, Genel Sekreter Gülten Gültekin, Genel Sekreter Yardımcısı Nihat Sabuncular, Daire Başkanları, akademik ve idari personelle çok sayıda öğrenci katıldı. Kültür kavramına çok yönlü bakılması gerektiğini vurgulayan Prof.Dr. Aydın, Türkiye'de kültürel bir mesele olduğunu ve bunun da doğru olarak yönetilmediğini söyledi. "Dünyanın bir köşesinde bir medeniyet inşa edecekseniz orada kültürel çeşitliliğe ihtiyaç vardır" diyen Prof. Dr. Aydın, " Ama bu kültürel çeşitliliğin nasıl yönetileceği ciddi bir meseledir" dedi.
"OY VERMEKLE BİTMİYOR"
Yazma aşamasında olduğu kitapta, kültürel çeşitliliğin demokratik yönetişimine değindiğini belirten Prof.Dr. Aydın, demokrasi kültüründe kültürel çeşitliliğinde yer aldığını belirtti. Prof.Dr.Aydın, "Oy veriyorsunuz bitmiyor. Demokraside yönetim süreklidir. Organize olmuş sivil toplum sizin nerede doğru, nerede yanlış veya eksik yaptığınızı hatırlatır, hatırlatmak da zorundadır. Örgütlü toplumla yöneticilerin diyaloğu meselesinin adı yönetişimdir. Demokratik yönetişim insan haklarına bağlı yönetişimdir. Bunlara bağlı olarak kültürel çeşitliliği ele almak zorundayız" diye konuştu.
"HER KÜLTÜRÜN FARKLILIĞI FARKLI"
Farklı kültürdeki değerlerin alınıp başka bir kültüre empoze edilemeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Aydın, "Siz başka ülkelerdeki uygulamayı düşünceler topluluğunu Türkiye'ye getirirseniz bu size yarar yerine zarar getirir. Bazen televizyonlarda kültürle ilgili konuşmaları izlerken hayret ediyorum. Kendimi Londra'da hissediyorum. Bir sürü kültürel farklılığımız elbette ki var. Ama bu Londra'daki kültürel farklılık gibi değil. Türkiye'de eğer kültürel farklılıklardan bahsedeceksek; Londra'daki bir İngiliz, bir Hindistanlı ya da Pakistan kökenli arasındaki farklılıktan bahsedersek yanlış olur" dedi.
"AYRI GAYRIMIZ YOK"
"Bir yerde dil varsa kültür de vardır" diye konuşan Prof. Dr. Aydın şöyle devam etti: "Kürt kültürünü ele alalım. Türk kültürü ile Kürt kültürü arasındaki farklılık Londra'daki farklılık gibi değildir. Elbette kültürel haklar konusunda sonuna kadar demokrat olmak zorundayız. Elbette herkes kültürünü doya doya kullanmak durumundadır. Bilimsel açıdan baktığınızda Urfa'ya gidecekseniz, Diyarbakır'a gidecekseniz ben size 2-3 makale bir kitap okumayı tavsiye etmem. Okuyun yoksa pot kırarsınız demem. Çünkü pot kırmazsınız. Ama Çin'e gidiyorsanız Japonya'ya gidiyorsanız tavsiye ederim. Bir ailede kalacaksanız bir evi ziyarete gidecekseniz mutlaka okumanız lazım. Nasıl oturulur, nasıl yemek yenir, çay nasıl içilirden tutunuza kadar bilgi edinilebilir. Aşina olmakta yarar var. Bizim memleketimizde böyle bir şeye ihtiyaç yoktur ki. Türkiye'de de bir ölçüde farklılık yok değil. Ama Çerkez Kültürü, Türk Kültürü, Kürt Kültüründe temel değerlerde birlik beraberlik var. Ayrılık diyecekseniz başka mazeretler bulalım"
"İSLAM MEDENİYETİ İNSANLIK TARİHİNİN EN BÜYÜK MEDENİYETTİR"
"Doğumdan ölüme kadar Çin'de dahi olsa ilim öğrenmek emrediliyorsa o inancın ve onun yarattığı kültürün ilimle medeniyetle, teknolojiyle hiçbir problemi olmaz" diye konuşan Prof.Dr. Aydın, " Onun için İslam tarihinde inancın en güçlü olduğu dönem medeniyetin en güçlü olduğu dönemdir. O dönemin şartları içinde söylüyorum, İslam medeniyeti insanlık tarihinin yarattığı en büyük medeniyettir. Çünkü her şeyin hakkını vermeye çalışmıştır. Felsefe, bilim, tıp, tefsir, sanat her alanda bu karşımıza çıkıyor. Hepsi de zirvededir. Medeniyet zaten budur" dedi.
"OKULLARDA OSMANLICA ZORUNLU BİR DİL OLMALIYDI"
Türkiye tarihinde hürriyetlerin en geniş olduğu dönemin İttihat Terakki'nin kurulduğu döneme kadarki dönem olduğunu kaydeden Prof.Dr.Aydın, sonraki dönemlerde dönemin şartlarından dolayı bu özgürlüklerin görülmediğini ifade etti. Prof.Dr.Aydın, "Siz kalkıp da bu devrim yerine oturmadı diyemezsiniz, zaten kanun müsahit değil. Ama ben olsaydım o dönemde Latin harflerini kabul ederdim. Çünkü Osmanlıca çok zor bir dil. Ama her okulda her Türk evladı Osmanlıcayı da öğrenmek zorundadır derdim. Bin senelik tarihi Osmanlıca bilmeden nasıl inceleyeceksiniz? Yabancı dil öğrenir gibi şimdi Osmanlıca-Türkçe öğreniliyor. Yani sizin 600 yıllık tarihiniz dilini öğrenmek için uzmanlık alanı oldu" şeklinde konuştu. Osmanlı- Selçuklu Medeniyetinin olmadığı bir yerde Türk zihni inşa edilemeyeceğini belirten Prof.Dr.Aydın, "Sanatta edebiyatta genel olarak hayatımızın manevi dokusunda Selçuklu Kültürü, Mevlana Kültürü, Yunus Emre Kültürü çok rafine bir kültürdür. Bugün insanlık bile bu kültürlere muhtaçtır" dedi.
PROF.DR. AYDIN'DAN MUHTEŞEM YÜZYIL'A BAKIŞ
Popüler kültürde tarihi canlandıran dizilerle ilgili de konuşan Prof.Dr.Aydın, tarihin dizilerde yansıtıldığı kadar şiddetin olmadığını düşündüğünü ancak tarihsel süreçte masumun cezalandırılması konusunu da kişisel olarak eleştirdiğini ifade etti. Prof.Dr.Aydın, "Televizyonda bir tek dizi izliyorum. O da Muhteşem Yüzyıl'dır. O onun kellesini istiyor, o onun kellesini istiyor. Neredeyse 12 yaşındaki çocuk bile kelleni kendi elimle alırım diyor. O kadar olduğunu zannetmiyorum. Ancak kim beni dinen eleştirirse eleştirsin, o uygulamaya da rızam yoktur. Dikkat ederseniz ölenlerin üçü de mazlum. Masuma siyasi gerekçeniz nolursa olsun dokunamazsınız. Hiç kimse ileride tehlikeli olur diye öldürülemez. Ben bunun dinen caiz olduğuna inanmıyorum. Masumu korumak zorundasınız. İslam'da cezanın suça tekabül etmesi lazım. Kundaktaki çocuğun hiçbir suçu yoktur ki. Osmanlıya çok romantik bakana karşı geliyorum. Osmanlıda her şey kötü de değil iyi de değil. Örneğin eğitim modelleri bizimkinden daha iyi. Hiç değilse mütehassıs yetiştiriyor. Sorgulama olmadığı için, mütefekkir yetişmiyor" dedi.
Konuşmaların ardından Prof.Dr. Aydın'a, Rektör Prof.Dr. Akhan tarafından Katip Çelebi'nin 400.doğum yılı anısına bastırılan hatıra parası takdim edildi. Ayrıca İzmir Milletvekili, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Mehmet Tekelioğlu ile Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Turan Gökçe, katılımları nedeniyle Prof.Dr. Aydın'a teşekkür plaketi sundu. - İZMİR