Osmanlı'nın Son Terzisi Urfa'da Ortaya Çıktı
Osmanlı hanedanının kıyafetlerini diken Karakapıcı ailesinin son ferdi olan ve Şanlıurfa'da yaşayan Sezai Karakapıcı Urfa yöresel giysilerinin defilesine danışmanlık yaptı.
Geçtiğimiz çarşamba günü Şehr-i Medeniyet Şanlıurfa Kültür Projesi kapsamında hazırlanan defile, Haleplibahçe bölgesi arkeolojik kazılarında gün yüzüne çıkarılan 1700 yıllık mozaiklerden ilham alınarak hazırlandı. Geçmişten günümüze Urfa yöresinin motifleri ile hazırlanan koleksiyon büyük beğeni aldı.
KUMAŞLA TARİHİN BULUŞMASI
Şanlıurfa'da bulunan ve arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan Haleplibahçe mozaiklerinin özel bir baskı tekniği ile işlenmesi sonucunda dokunan kumaşlarla hazırlanan kıyafetler tam not aldı. Aslına uygun olarak şekillendirilip dokunan mozaik baskılı kumaşların yanı sıra yüzyıllardır Urfa yöresinde kullanılan ve halende geleneksel Urfa çarşılarında bulunabilen kumaşlar da tasarım kıyafetler için Urfa'dan alınıp İstanbul'da hazırlandı ve izleyicilerin beğenisine sunuldu. Kumaşlarla dikilen özel tasarım kıyafetlerin modern formlarla da harmanlanıp günümüze taşınması, izleyenleri geçmişe bir yolculuğa çıkardı. Ayrıca; Kraliçe Hippolite birebir kıyafetleriyle, takılarıyla ve makyajıyla canlandırıldı.
KOLEKSİYON BÜYÜLEDİ
Defilenin son on parçalık bölümünde özellikle Osmanlı döneminde Şanlıurfa'da giyilen sokak, ev ve kına-düğün kıyafetlerinden esinlenilerek yeniden tasarlanıp günümüze uyarlanan Osmanlı dönemi koleksiyonu tanıtıldı. Altın sırma ile işlenen kırmızı gelinlik ise defileye damgasını vuran parçalardan biri oldu.
SON OSMANLI TERZİSİ URFA'DA ORTAYA ÇIKTI
Osmanlı Hanedanlığına yüzyıllarca terzilik yapan Karakapıcı asilesinin son terzisi Urfa'da ortaya çıktı. Şehr-i Medeniyet defilesine danışmanlık yapan Sezai Karakapıcı, 6 kuşaktır terzilik yaptığını ve soylarının Fatih Sultan Mehmed dönemine dayandığını söyledi. Sezai Karakapıcı, ''Terzilik alanında sarayın güvenini kazanan bir aile olduk. Karakapıcı ailesi yaklaşık 400 yıl önce öşür (vergi) toplamak için İstanbul'dan Şanlıurfa'ya yerleşti. Dedelerimiz Şanlıurfa'da topladıkları vergiyi saraya gönderiyordu. Sarayın en güvenilir ailesi bizdik.
Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün izlerini hem taşıyor, hem benimsiyorum. Halen nereli olduğumu soranlara gururlanarak Osmanlıyım derim. Çünkü ben Osmanlı kültürü ile yaşayan ve o kültürle ölmek isteyen bir aileye mensubum. Şanlıurfa'dan İstanbul'a ziyarete geldiğim zaman torunlarım ve çocuklarıma sarayları, türbeleri ve camileri gezdirip, Osmanlı kültürünü anlatmaya çalışıyorum. Dedelerimiz şanlı atalarımıza hizmet etme şerefinde bulunmuşlardır. Ben de kültürümüzün ana mimarı olan medeniyetler şehri Şehr-i Medeniyet Şanlıurfa Kültür Projesi kapsamında bugüne kadar tecrübe edindiğim tüm bilgileri aktardım. Ben dikim olarak Osmanlı'nın giyim tarzını benimsemiş bir terziyim. Umarım bu projede, bir nebze de olsa atalarımıza hizmet etme ve bunları sergileme şansına sahip olurum.' dedi
Haber: Behiye Teymur