"Ölüm Selası" Şakasına 2.5 Ay Hapis Cezası

Antalya'da, dayısı Cemil Atlay'a şaka yapmak amacıyla camiden "ölüm selasını" verdiren yeğeni ve arkadaşı, dayısının şikayetçi olması üzerine 2.5 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Merkez Kepez ilçesi Altınova Menderes Mahallesi'nde yaşayan, mahallenin eski muhtarlarından Cemil Atlay'ın (64) yeğeni Mehmet Pınar (53), arkadaşı Alim Karık'a (33) mahalle camisinin imamı Muharrem Sevim'i telefonla aratarak, Cemil Atlay'ın vefat ettiğini, selasının okunmasını istedi. Bunun üzerine cami imamı da Cemil Atlay'ın öldüğüne dair sela okudu.

Atlay'ın öldüğünü duyan kız kardeşi baygınlık geçirdi. Pek çok kişi de Atlay'ın evine giderek başsağlığı dilemek istedi. Şaşıran Atlay'ın oğlu, babasını telefonla arayarak camiden ölüm selasının verildiğini, konudan haberdar olup olmadığını sordu. İl merkezinde bulunan Cemil Atlay, hemen evine dönerek cami imamı ile görüştü ve yaşadığını söyledi. Bunun üzerine imam, Atlay'ın yaşadığını anons etti.

Cemil Atlay, önce polis merkezine, sonra da savcılığa giderek "ölüm selasını" verdiren kişilerden şikayetçi oldu. Başlatılan soruşturma sonucu cami imamını telefonla arayan kişinin Alim Karık olduğu belirlendi. Karık, polise verdiği ifadede, kendisini Atlay'ın yeğeni Mehmet Pınar'ın yönlendirdiğini söyledi.

Bunun üzerine Karık ve Atlay hakkında Antalya 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Dava sonucunda mahkeme, Alim Karık ve Mehmet Pınar'ı "Kişilerin sükun ve huzurunu bozmak" suçundan 2.5 ay hapis cezasına çarptırdı. Hakim, daha sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Cemil Atlay, davanın ardından yeğeni ve arkadaşı hakkında 20'şer bin lira manevi tazminat talebiyle ikinci bir dava daha açtı. Bu davanın görülmesine de önümüzdeki günlerde başlanacak.

-Komşuları, akrabaları eve taziye ziyaretine gitti-

Cemil Atlay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılı Haziran ayında emekli maaşını almak için kent merkezine gittiği sırada mahallelerindeki camiden kendisinin selasının okunduğunu, bunun üzerine kız kardeşinin ve çocuklarının fenalaştığını söyledi.

Akrabalarının ve tanıdıklarının taziye için eve akın ettiğini anlatan Atlay,

"Eve gittiğimde 30-40 kişinin taziye ziyareti için geldiğini gördüm. Ölmediğimi, olayın şaka olduğunu anlayan komşularım, "Öbür tarafa kabul etmediler mi de geldin-" şeklindeki sözlerle benimle dalga geçmeye başladılar" dedi.

Bunun üzerine kızarak polise gittiğini ve şakayı yapanlardan şikayetçi olduğunu belirten Atlay, "Polisler bana 'olan olmuş, şikayetçi olma' dediler. Bunun üzerine savcılığa da şikayet dilekçesi verdim. Yapılan araştırmada yeğenimin bana şaka yapmak için arkadaşına cami imamını arattığı ve öldüğüme dair selamı okuttukları ortaya çıktı" diye konuştu.

Yeğeni hakkında dava açıldığını ifade eden Atlay, şunları söyledi:

"Dava açıldıktan sonra yeğenim özür diledi. Ama iş işten geçmişti. Bir defa dava açılmıştı. Yeğenim daha önce gelip olayı bana anlatsaydı davacı olmazdım. Ama bir defa şikayetçi oldum. Üstelik ölüm selamı duyunca kız kardeşim, çocuklarım fenalaştı. Kalp krizi geçirebilirlerdi. Böyle bir şaka yapılmaz. Kimse böyle şaka yapmasın."

Atlay, yeğeni ile küs olmadığını, görüştüklerini dile getirerek, ancak böyle bir şakadan dolayı nelerin yaşanabileceğine dikkat çekmek için manevi tazminat davası da açtığını, davayı kazanması halinde alacağı parayı hayır işlerinde kullanacağını kaydetti.

Cemil Atlay'ın gelini Havva Atlay da selayı duyunca şok olduklarını, böyle ağır bir şaka yapılmaması gerektiğini söyledi.

-"Bu işi artık tatlıya bağlamak istiyorum"-

Yeğen Mehmet Pınar ise arkadaşı ile otururken aklına gelmesi üzerine dayısına şaka yaptıklarını anlatarak, "Dayımı çok severim. Daha sonra gittim özür diledim. Elini öptüm. Şimdi de aramızda bir sorun yok, görüşüyoruz. Ama dayım bizden davacı olmuş. Dava sonucunda da hapis cezasına çarptırıldık" dedi.

Olayın bu duruma gelmesini istemediğini dile getiren Pınar, "Ama dayım bize ikinci bir dava açtı. Biz sadece şaka yaptık. Başka bir niyetim yoktu. Olayın bu boyuta gelmesine çok üzüldüm. Bu işi artık tatlıya bağlamak istiyorum" diye konuştu.

Muhabir: Hatice Özdemir

Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu - ANTALYA