Öğretmen Başpehlivanın Hedefi Şampiyonlar Yetiştirmek
İspanya'nın Barcelona kentinde 1992 yılında gerçekleştirilen olimpiyatlarda 90 kiloda olimpiyat ikincisi, 2003 yılında Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde de başpehlivan olan Kenan Şimşek (47), beden eğitimi öğretmenliği yaptığı okulda kendisi gibi pehlivanlar yetiştirmeye çalışıyor.
SELMA KOCABAŞ - İspanya'nın Barcelona kentinde 1992 yılında gerçekleştirilen olimpiyatlarda 90 kiloda olimpiyat ikincisi, 2003 yılında Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde de başpehlivan olan Kenan Şimşek (47), beden eğitimi öğretmenliği yaptığı okulda kendisi gibi pehlivanlar yetiştirmeye çalışıyor.
Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hem olimpiyatta madalya aldığını hem de Kırkpınar'da Başpehlivan olduğunu hatırlatarak, aktif sporu geçen yıl bıraktığını söyledi.
Şu anda Düzce Aydınpınar Ortaokulu'nda beden eğitimi öğretmenliği yaptığını, geleceğin pehlivanlarını yetiştirmeye çalıştığını ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:
"Ata sporumuz güreşi, geleceğimiz olan çocuklara sevdirmeye ve aktarmaya çalışıyorum. Bu işe çok hevesli öğrencilerimizi görünce mutlu oluyorum. Başarı dolu spor hayatına 1985 yılında Ankara'da başladım. 1992 yılında Barcelona'da yapılan olimpiyatlarda ikinci, 2003 yılında da Kırkpınar'da başpehlivan oldum. Türkiye'de başpehlivan olan birçok kişi var ancak hem olimpiyatlarda madalya alan ve hem de Kırkpınar'da başpehlivan olarak kemer takan bir tek kişi benim. Minder güreşinde 3 tane Avrupa şampiyonluğu madalyam var. Bunun yanı sıra birçok turnuvaları saymıyorum. Bu kadar madalyayı kazandığım zaman minder güreşinde, gerçekten o dönemlerde istediğim kadar ödül alamadım, ilgi görmedim. Onun için minder güreşini bıraktım. Yağlı güreşe başladım. Kırkpınar'da, 2003'te bir defa başpehlivan oldum, diğer ayrı zamanlarda ise 4 kere de 3'üncülük aldım."
"Son 20 yılın en önemli güreşi"
Şimşek, hiç unutamadığı müsabakanın ise 1998 yılında "Cino Mehmet" lakaplı Mehmet Yılmaz ile yaptığı maç olduğunu anlattı. O dönem "Cino Mehmet"in çok hızlı ve seri güreştiğini, ona 10 dakikadan fazla dayanan sporcunun olmadığını aktaran Şimşek, şunları söyledi:
"O gün, Edirne'de favori başpehlivan olacak adamlardan birisi Cino'ydu. Son 16'ya kalmıştık. Elemelerde Cino'yla ben eşleştim. O gün Cino ile bir saat yenişemedik. Normal süre böyle bitti. Puanlama usulu uzatmaya gitti maç. Puanlama da bir saat geçti birbirimize üstünlük sağlayamadık. Sahada tek biz kaldık. Tabii bu süre içerisinde Cino, kaçarak pasif güreşiyordu. Hakemler, biraz ondan yana meyilli olduğu için Cino'yu atmıyorlar, diskalifiye etmiyorlardı. Bizim maçımız iki saati de aşarak üç saate yakın bir güreş oldu. En sonunda Cino, güreşirken yüz üstü düştü ve bayıldı. Tamamen bayıldı, Cino bayıldı, düştü. Ben puan alamadım. Hakeme dedim ki; 'kaldırın kalksın güreşe devam edeceğiz' diye. Orada puan alsam güreş bitecek çünkü hakem düdük çalmadı. Cino'yu kaldıramadılar. En sonunda Cino'yu hastaneye kaldırdılar ve ben öyle galip geldim. Hiç unutamadığım bir anıdır. Zaten güreş seyircisinin de son 20 yılda seyrettiği en önemli güreşlerden bir tanesidir bu. Seyircilerin hepsi bunu söyler. Böyle güzel bir anımız var."
Şimşek, Türkiye'de spora birçok yatırım yapılmasına rağmen ata sporu güreşin halen daha ilgi görmediğini ve hak ettiği yerde olmadığını sözlerine ekledi.