Öğrenci Harçlığıyla Aldığı Gramofonla Başlayan Koleksiyon Tutkusu
Büşra Nur Özcan - Üniversite öğrenciliği yıllarında bir hurdacıda gördüğü gramofonu harçlığıyla satın alarak eski eşyaları toplamaya başlayan Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez'in, Bursa'daki çeşitli müzelerde, yaklaşık bin 500...
Büşra Nur Özcan - Üniversite öğrenciliği yıllarında bir hurdacıda gördüğü gramofonu harçlığıyla satın alarak eski eşyaları toplamaya başlayan Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez'in, Bursa'daki çeşitli müzelerde, yaklaşık bin 500 koleksiyon malzemesi sergileniyor.
Konya'nın Sille köyünde dünyaya gelen ve 1958'de ailesiyle Bursa'ya göç eden Erdönmez, eski eşyalara ve tarihi eserlere olan ilgisiyle tanınıyor.
Osmanlı eserleri biriktirmesini, Selçuklu Devleti'ne başkentlik yapmış Konya'da doğmasına ve büyümesine, Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapmış Bursa'da yetişmesine bağlayan Erdönmez'in, eski eşyalara olan ilgisi, İstanbul Üniversitesi'nde öğrenim gördüğü yıllarda bir hurdacıda gördüğü gramofonla başladı.
İstanbul'da otobüsle bir yere giderken gördüğü hurdacı ile adeta geleceği şekillenen Erdönmez, AA muhabirine, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Hurdacı ile kısa süreli konuştuk. Hurdacı, gramofonda Müzeyyen Senar çalmaya başladı. Bir aylık harçlıkla aldığım o gramofon ile eski eşyaları toplamaya başladım ve bugün geniş bir koleksiyon sahibi oldum. Hurdacıdan aldığım gramofondan sonra yaşamın içindeki eski her şey, ilgimi çekmeye başladı ve her türden malzemenin koleksiyonculuğunu yapmaya başladım. O gramofon Bursa Kent Müzesi'nde sergileniyor. Bundan sonra koleksiyonum, ilgi sahama göre genişlemeye başladı. Gramofonu aldım ama plakla çalışacak. Böylece Beyazıt Meydanı'ndaki plakçılardan eski plakları toplamaya başladım. İstanbul'dan Bursa'ya geldiğimde ise eskicileri, eski evleri, köyleri dolaşarak malzemeler topladım."
-Yangına şahitlik eden para kasası-
Eşyanın değerini bilmeyenlerin, onu hurda olarak gördüğünü ve hurdacıya verdiğini dile getiren Erdönmez, bir malzemenin değerli olması için o malzemeyle ilgili bilgili olunması gerektiğini söyledi. Erdönmez, "Hangi dönemde hangi takunya giyiliyordu, nerede, nasıl kullanılıyordu, gelinlerin giydiği takunyalar hangileriydi- Bunları bilirseniz, o takunya değer kazanır. Yoksa üstüne basıp geçersiniz, düz bir takunyadır o" dedi.
Bir hurdacıdan eski para kasası aldığını da anlatan Erdönmez, şunları kaydetti:
"Hurdacıya kasayı nereden aldığını sordum. Kasanın 1958 Bursa Kapalı Çarşı yangınından çıktığını söyledi. Ben onu aldım ve bir araştırma yaptım. Bu kasa, 1880'lerde Fransa'dan ithal edilmiş. Birçok Osmanlı bankasında ve Ziraat Bankası'nda kullanılmış. Kasayı almasaydım, hurdacıda parçalanıp gidecekti. Şimdi ise Bursa Kent Müzesi'nde, yangına şahitlik eden bir para kasası olarak duruyor."
-"Elimde bulunan koleksiyonlar toplumundur"-
Erdönmez, koleksiyonculuğa başladığı ilk zamanlar aldığı malzemelerin çoğunun sahte olduğunu dile getirerek, "Bu eskidir, antikadır diyerek beni aldattılar. Baktım ki, böyle olmayacak, bir kütüphane kurdum ve okumaya başladım. Kendimi ancak okuyarak geliştirebilirim dedim. Şimdi kütüphanemde 15-20 bin Türkçe kitap var. Bir koleksiyoncu, mutlaka okumalı, alt yapısını güçlendirmeli ki, ciddi bir koleksiyoncu olsun" diye konuştu.
Topladığı malzemelerin, çeşitli sergilerle Bursa Kent Müzesi'nde sunulduğunu dile getiren Erdönmez, "Bazıları bu eserleri alır, evinde tutar, böyle mutlu olur. Ben, böyle mutlu olmuyorum. Koleksiyon malzemelerinin mutlaka üniversite disiplini içinde topluma sunulması ve toplumun bundan faydalanması, bilgilenmesi amacını güdüyorum. Elimde bulunan koleksiyonlar, ben bekçisi olsam dahi toplumundur" dedi.
Bugüne kadar Bursa Kent Müzesi'nde birçok serginin açıldığını anlatan Erdönmez, "Sufi Bursa Sergisi, Bursalı Gelinin Çeyiz Sandığı, Bursalı mısın Kadifeli Gelin, Bursa Gazeteleri ve Haritaları gibi birçok sergi topluma sunuldu. Özellikle 'Bursalı mısın Kadifeli Gelin', Almanların çok dikkatini çekti ve bir teklif üzerine Osmanlı'nın düğün kültürünü anlatan bu sergi, Dortmund ve Mannheim'de 6'şar ay kaldı" ifadelerini kullandı.
-"Üsküp'ten 200 yıllık bir gelinlik aldım"-
Erdönmez, Balkanlar ile Türkiye arasındaki ilişkinin çok güçlü olduğunu da belirterek, şöyle devam etti:
"1. Murat döneminde Türkler, Balkanlar'a yerleşmeye başlamış. Balkan Harbi'nden sonra ise geri dönüşler başlamış. Gelenler, çeşitli eşyalar, kıyafetler getirmiş. Benim Balkanlarla ilgili koleksiyonumda özellikle Osmanlı kıyafetleri var. En son Üsküp'ten 200 yıllık bir gelinlik aldım. Gelinliğin üzerinde henüz okuyamadığımız bir mühür var. Bu gelinlikte, Balkanlar'da çekilen sıkıntılar, hikayeler, yaşanmışlıklar gizli."
Bursa Kent Müzesi'nde sergilediği en eski koleksiyon malzemesinin Osmanlı Beylikler Dönemi'nden kalma bir "şifa tası" olduğunu ifade eden Erdönmez, 30 yıldır koleksiyonunda bulundurduğu Türkiye'nin en küçük boyutlu Kur'an-ı Kerim'lerinden birinin de müzede sergilendiğini söyledi.
Kent Müzesi'nde, Enerji Müzesi'nde ve Tekstil Müzesi'nde yaklaşık bin 500 koleksiyon malzemesi olduğunu dile getiren Erdönmez, bundan sonra biriktirdiği eserlerin hepsini sınıflandırıp sergiler halinde yurt içinde ve dışında topluma sunacağını kaydetti.
Yayıncı: Doğan Sarıtaş - BURSA