Nazilli'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerle kutlandı

Nazilli ilçesinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, CHP, Eğitim-Sen ve diğer toplulukların katılımıyla çeşitli etkinliklerle kutlandı. Konuşmalarda kadın hakları, eşitlik ve kadının toplumdaki rolü vurgulandı.
(AYDIN) - 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Aydın'ın Nazilli ilçesinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. CHP Nazilli İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Aktaş, "Bir toplumun gelişmesi, değişmesi ve aile yapısı tamamen kadına bağlıdır" dedi. CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ise "2025 yılı Türkiye'sinde AK Parti iktidarında 'aile yılı' adı altında bu projelerle kadın eve hapsoluyor. Önümüze sandık geldiği zaman kadın özgürlüğünü, vatandaş geçimini sandıkla birlikte bu iktidarı göndererek özgürlüğe yol açacak" diye konuştu.
Nazilli'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, CHP, Eğitim-Sen, Atatürk Düşünce Derneği ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla kutlandı. CHP Nazilli İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Aktaş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Kadın haklarını insan haklarından ayrı tutmak mümkün değildir. Kadın hakları ile savunulan, kadınların ayrıcalıklı haklara sahip olması değil, sadece insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli haklara sahip olmasıdır. Kadınların eğitim, sağlık, siyaset ve toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almaları en yasal haklarıdır. Atatürk, kadınlarımıza birçok alanda özgürlük getirmiştir. Peki, bulunduğumuz şu dönemde ne derece haklarımız savunuluyor? Bu konuda çözüm ancak öncelikle Atatürk gibi siyasi iradelere ihtiyacımız var. Kadınlar toplumumuzun mimarlarıdır. Bir toplumun gelişmesi, değişmesi ve aile yapısı tamamen kadına bağlıdır. Kadınlar bir toplumun geleceği, bir toplumu toplum yapan en etkili, yönlendirici, birleştirici ve koruyucu unsurlarıdır."
"Öfkemizle mücadeleyi yükselterek, aynı kararlılıkla geleceğe taşıyoruz"
Eğitim-Sen Nazilli İlçe Başkanı Züleyha Öreroğlu ise şunları söyledi:
"8 Mart, 1857'de Amerika Birleşik Devletleri'nde bir tekstil fabrikasında çalışan kadın emekçilerin, eşit işe eşit ücret ve daha iyi koşullarda çalışma talepleriyle örgütlenerek greve gitmesi, polisin bu greve müdahalesiyle çıkan yangında 129 kadının hayatını kaybetmesiyle başlar. 8 Mart, örgütlenen, talepleri için direnen ve bu uğurda hayatını kaybeden kadınlara atıfla kadın mücadele tarihinin simge günlerinden biridir. O günlerden bu yana tüm dünyada kadınlar adalet, eşitlik, hak ve özgürlük mücadelesini yükselterek, her 8 Mart'ta emek sömürüsüne, savaşlara, yoksulluğa, eşitsizliklere, adaletsizliğe ve kadınları yok sayanlara karşı sözünü dile getiriyor, meydanları dolduruyor. Bizler de bu yıl 8 Mart'ı, bugünün sağ, muhafazakar ve gerici iktidarlarının yoksulluk, istikrarsızlık, şiddet; daha çok kriz getiren ırkçı patriarkal kapitalizmine, savaşlarına ve nefret söylemlerine isyanımız ve öfkemizle mücadeleyi yükselterek, aynı kararlılıkla geleceğe taşıyoruz."
"İstanbul Sözleşmesi'ni kaldıraran bu iktidar düşüncesine hayır diyoruz"
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ise şunları söyledi:
"1923'te Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk, kadın devrimini Cumhuriyet devrimi ile birlikte yapmıştır. Miras hakkından yoksun olan kadınlarımız, 1926'da yeni medeni kanunla miras hakkına sahip oldu. Kadın- erkek eşitliği ortaya kondu. Daha sonra seçme ve seçilme hakkı geldi. Cumhuriyet kadın devrimi bunun için diyoruz. Buradan kadın devrimi yapan Cumhuriyet devrimini yapan Mustafa Kemal Atatürk'e sevgi ve milletimize her zaman söyledik, söylemeye devam ediyoruz. 2025 yılındayız, iktidar 23 yıldır kadına yönelik ayrımcılığı, kadına yönelik istismarı, kadına yönelik tacizi İstanbul Sözleşmesi ile iki kelime ile kaldırarak bir kenara itti. Yaşadıklarımıza bakıyoruz, geçen yıl 394 kadın öldürülmüş. 295 kadının ölüm nedeni belli değil. Düşünebiliyor musunuz? Türkiye'nin geldiği noktada 'aile yılı' altında 8 Mart'ta özgürlük diye bağıran kadınlarımız, 'aile yılı' çerçevesinde eve hapsediliyor. Kadınlarımızı eve hapseden 'aile yılı' projeleri ile kadın ayrımcılığını, istismarını, tacizini İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırarak yol veren bu iktidar düşüncesine hayır diyoruz.
Bugün 8 Mart, İstanbul Valiliği açıklıyor, Kaymakamlığı açıklıyor. Kadınlar çıkıyor, Toplantı ve Gösteri Yürüyüş Kanunu'na muhalefet etmeden barışçıl bir şekilde basın açıklaması yapmak istiyor ancak engelleniyor. Anayasal özgürlükler bir tarafa itilmiş durumda. Kadının adı yok... 2025 yılı Türkiye'sinde AK Parti iktidarında 'aile yılı' adı altında bu projelerle kadın eve hapsoluyor. Kadın özgür değil, kadın ayrımcılığa tabi tutuluyor. Önümüze sandık geldiği zaman kadın özgürlüğünü, vatandaş geçimini sandıkla birlikte bu iktidarı göndererek özgürlüğe yol açacak. 8 Mart'ta mücadele veren dünya emekçiler gününde meydanlarda, salonlarda 'hak, hukuk, adalet' diye bağıran kadınların, emekçi kadınların gününü kutluyorum."