Müsiad Konya Şubesinin Cuma Toplantıları Sürüyor
MÜSİAD Konya Şubesi Cuma toplantılarının bu haftaki konuğu Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Çemrek oldu.
MÜSİAD Konya Şubesi Cuma toplantılarının bu haftaki konuğu Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Çemrek oldu. Çemrek, katılımcılara İsrail'in Mescid-i Aksa'yı işgali ve ülkemizi de yakından ilgilendiren Akdeniz Havzası'ndaki enerji çekişmeleri konularında ayrıntılı bilgiler verdi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Cuma Komisyonu Başkanı Lokman Koyuncuoğlu, "İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'yı işgali ve iktidarı darbe sonucu ele geçiren Sisi'nin İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile enerji işbirliği yapması konusu medyada geniş bir şekilde yer aldı. Yaşanan bu gelişmeler Türkiye'yi nasıl etkileyecek, Türkiye buradaki dinamikleri nasıl etkileyecek ve aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel güç olma iddiasının etrafındaki ülkelere nasıl bir tehdit oluşturduğu ve ne gibi tedbirler aldırdığı noktasında hocamızdan bilgiler almak istedik" dedi.
Açılış konuşmasının ardından toplantıya geçildi. İslam Konferansı Örgütü'nün 1969 yılında İsrail'in Mescid-i Aksa'ya saldırması sonucu kurulduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Çemrek, "İsrail askerleri tarafından yapılan son saldırı, uluslararası hukuku defalarca çiğneyen İsrail'in yaptığı ilk saldırı değildir. Tarihte defalarca bu olayları tekrarlamış, binlerce masun Filistinli kardeşimizi katletmiştir. Ancak buna karşın kuruluş amacı açıkça belli olan İKÖ'nün yanı sıra Türkiye haricinde Müslüman ülkelerin bu yaşananlara sessiz kalması İsrail'i daha da cesaretlendirmiştir. Son yaşanan saldırıda Müslüman kardeşlerimizden can kaybının olmaması tek sevindirici konudur. Müslüman ülkelerden ve dünya kamuoyundan çok büyük tepki gelmediği sürece de İsrail bölgede sürekli karışıklık çıkarmaya devam edecektir" ifadelerine yer verdi.
"TÜRKİYE'NİN KAYITSIZ KALMASI MÜMKÜN OLAMAZ"
Akdeniz'de yaşanan enerji odaklı çekişmelere de değinen Çemrek, "Dünya enerji rezervlerinin yüzde 65'inin yer aldığı Ortadoğu için belli siyasi kesimlerce bataklık kelimesinin kullanılması son derece yanlış ve içi boş bir kavramdır. Orta Doğu, Mezopotamya uygarlıklarından itibaren bütün iktidarların gözünü çevirdiği bir bölgedir. Böyle bir bölgeye de Türkiye'nin kayıtsız kalması mümkün olamaz. Ortadoğu denince bölgede Arap unsurların dışında Türkiye, İran ve İsrail'in varlığından söz etmek gerekiyor. İsrail'in kuruluş sebebine bakacak olursak, ABD'nin bölgedeki enerjiye hükmedecek ülkeleri uzaktan kontrol edecek ve arada da arıza çıkartacak bir devlete olan ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla ABD'nin İsrail'e ekonomik ve askeri açıdan sınırsız destek vermesi bu sebepledir. Yunanistan hepimizin bildiği gibi ekonomik sorunlarla boğuşuyor, borçlarını ödeyemez hale geldi. Buna rağmen İsrail ile askeri açıdan yakınlaşma içine girdi. Bunun sebebi ise Türkiye'nin İsrail pilotlarına Türkiye'de verilen eğitimden vazgeçilmesi ve üs kullandırmasına son vermesidir. İsrail de bölgedeki en yakın ülke olan Yunanistan'ı seçti. Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin bölgedeki petrol ve enerji kaynaklarının kullanımı konusunda İsrail ile geçmişe dayalı anlaşmaları mevcut. Her ne kadar bu kaynakların kullanımı noktasında ısrarcı olsa da Türkiye hem bölgedeki söz hakkını, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerindeki garantörlük hakkını kullanarak buna karşı çıktı. Mısır'a gelecek olursak askeri darbe sonucu iktidarı ele geçiren Sisi, gücünü korumak ve kalıcı olmak adına yeni anlaşmalar yapmak ve ekonomik açıdan güçlenmek zorunda. Bütün bu yaşanan gelişmeler Akdeniz Havzası dediğimiz bu bölge yoğun enerji çekişmelerine sahne olmaktadır. Yaşanan bu gelişmeleri tetikleyen unsurlar arasında da 2001 ekonomik krizinin bütün dünyada ağır bir şekilde hissedilmesi ve bazı Avrupa ülkelerinin iflaslarını açıklaması, krizi en az hasarla atlatan ülke olan ABD'nin de hegemon güç olma noktasında yaşadığı kaybı ve bunu yeniden tesis etme noktasında yeniden enerjiye yönelmesini gösterebiliriz" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE ORTADOĞU POLİTİKALARINDA SON 12 YILDA ETKİN OLMAYA BAŞLADI"
Prof. Dr. Çemrek, "Türkiye'nin dış politikasının komşularıyla sıfır problemden değerli yalnızlığa doğru kaydığını düşünmek ve bunu kabul etmek son derece yanlıştır. Çünkü Türkiye için asıl hata güçlü olduğu için zalimin yanında durması olurdu. Geçtiğimiz günlerde İran'ın Türkiye Büyükelçisi'nin verdiği demeçte, İran olarak Türkiye ile Suriye konusunda anlaşabilir, ilişkilerimizi yeniden gözden geçirebiliriz şeklinde konuşması ve yine aynı şekilde İsrail Başkonsolosu'nun ABD'nin de gündeme getirdiği şekilde ortak noktada buluşma talebi dış politika anlamında yalnızlaşmadığımızın aksine bölgesel güç olma noktasında ilerlediğimizin göstergesidir. Türkiye Ortadoğu politikalarında son 12 yılda etkin olmaya başladı. Daha önceden bölgede yaşanan olaylara karşı tepkimizi başkalarının izin verdiği ölçüde koyabiliyorduk. Türkiye'nin bölgesel güç olma yolunda öncelikle Ortadoğu'da sözü dinleneni fikir danışılan ülke olması zaruridir. Bu bağlamda bakacak olursak Suriye ve Irak'ta yaşanan olaylar karşısında takındığı tavrı, Suriyeli sığınmacılara kapıların açılmasını ve kucaklayıcı bir pozisyon seçilmesini doğru atılan adımlar olarak değerlendirebiliriz. Dünyada yaşanan ekonomik krizlerin en az etki ile atlatılması, ülke içerisinde çözüm sürecinin devam ediyor olması, küresel krizlerin yaşanmasına rağmen ülkemizin büyümedeki istikrarı, bölgesel güç olma yolunda emin adımlarla yürüdüğümüzü göstermektedir" ifadelerine yer verdi.
Toplantının ardından MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Lokman Koyuncuoğlu, Prof. Dr. Murat Çemrek'e günün anısına hediye takdim etti. - KONYA