Miniklerin Sevgilisi Pepee

Salih Baran - Zaman zaman halay çeken, kimi zaman horon tepen Türk çizgi film karakteri "Pepee", minikler gibi büyüklerin de kalbini feth etti.

Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk çizgi kahramanı "Pepee"nin ortaya çıkış öyküsünü anlattı.

Küçük yaşlardan beri "neden çizgi filmlerdeki kahramanların hepsi yabancı" hayıflanmasının sonucu ve 4 yıllık emek sonucu ortaya çıkan Pepee'nin 2,5 yıldır TRT Çocuk ekranlarından yayınlandığını ve büyük beğeni topladığını anlatan Bilgiç, şunları söyledi:

"Tüm çocukların ilgisini kazanmış olmamızın birinci sebebi işimizi çok iyi yapmamız ve çizgi filmin güçlü bir kanalda yayınlanıyor olmasıdır. Bu noktaya gelmemiz 4 yılımızı aldı. 4 yıl içinde TRT Çocuk dışında hiçbir destekçimiz olmadı. Kıraç'la 4 yıldır kazandığımız her şeyi Pepee'ye yatırdık. İki kişi çıktığımız yolda başardıkça yeni yol arkadaşları kazandık. Bugün Düşyeri 48 kişilik kocaman bir aile. Ama arkasında ben dahil 4-5 kişinin büyük mücadelesi, inancı, hayattan ve kendinden tavizleri var."

-"Kendi çocuğuma izleteceğim bir kahraman yoktu"-

Pepee'nin çok sevilmesini tamamen Türk kültüründen beslenen bir proje olmasına bağlayan Bilgiç, şöyle devam etti:

"Benim çizgi film yapmaya karar vermemdeki en önemli etken kendi çocuğuma da izletebileceğim bir çizgi film yapmaktı. Yabancı uyruklu çizgi filmlerin bizim öz kültürümüzü yansıtmadığını gördüğüm için yüzde yüz yerli bir çizgi film kahramanı yaratmak istedim. Türkiye'de daha önce çizgi film yapma denemeleri olmuş ama çok çeşitli sebeplerle ya yeterince ses getirememiş ya da beklentilerin çok altında kalmış. Pek çoğu da yarı yolda pes etmiş. Bu manada Pepee, Türkiye'nin markalaşan ilk çizgi filmi. İlerde Türk çizgi film tarihi yazıldığında Pepee Türkiye'nin markalaşan ilk çizgi film kahramanı olarak yerini alacak. Bizden sonra bu işi yapmak isteyenlere de Pepee başarılı bir örnek ve umut oluyor. Şu anda Pepee hem çocukların hem de büyüklerin gönlünü kazandı."

-"Yanakları mıncıklanacak bir kahraman"-

Pepee'yi çizerken samimi ve algıda seçiciliği dikkate alarak akılda kalıcı olmasına çok dikkat ettiğini anlatan Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pepee'nin izleyicinin gördüğünde dokunmak isteyeceği, yanaklarını mıncıklamak isteyeceği bir karakter olmasını çok istedim. Bu istekten yola çıktık. Hedef yaş gurubumuz 3-6 yaş olduğu için çok basit çizgiler ile sade bir tasarım yapmamız gerekiyordu. İki zeytin göz ve bir çocuğun bile çizebileceği basit çizgilerle bezenmiş ağız ve yüz ifadeleri tamamen yaş grubumuzun ayrıntı algısı olmadığı gerçeğinden yola çıkarak tasarlandı. Sanırım özellikle yanakların mıncıklanma isteği kısmında oldukça başarılı olduk. Bizim yaş grubumuz çok hassas bir yaş grubu ve algısı büyüklerden çok farklı. Beynin öğrenme metotları da yetişkine göre çok farklı. Bu yüzden okul öncesi çocuklara hitap eden bir karakter ve konsept yaratmak için kolları sıvadığımızda çok daha titiz olmamız gerekiyordu ekip olarak."

-"Bir 'e' fazla olsa da Pepe öz Türkçe'dir"

Her bölümünde Anadolu'dan bir kültür sunan çizgi film kahramanının adının farklı olmasıyla ilgili çok soru aldığını belirten Bilgiç, "Pepe Anadolu'da hala kullanılan ve konuşma güçlüğü çekenleri niteleyen bir sıfattır. Projenin çıkışı konuşma zorluğu çeken küçük bir çocuğun dış ses yardımı ile konuşma becerisi kazandırmak üzereydi. O yüzden adını önce Pepe koyduk, sonundaki e harfi ise teknik bir detay sonucu konuldu. Yoksa Pepee tıpkı konsepti gibi ismide Anadolu kokuyor" dedi.

Çizgi film yapımcılığının çok maliyetli olduğuna dikkati çeken Bilgiç, çizgi film yapımcılığı maliyetli ve ticaretten anlayan birinin asla girmeyeceği bir sektör olduğunu söyledi.

Pepee'nin başarılı olmasında işbirliklerinin büyük etkisi olduğunu, TRT Çocuk'un yanında Eskişehir Anadolu Üniversitesinin önemli desteklerini vurguladı.

-İstanbul'un trafiği "Pepee'nin mutfağını" Eskişehir'e taşıdı-

İstanbul'un yoğun bir şehir olduğunu ve üretimin olabileceği saatlerini büyük bölümünün trafikte geçmesi nedeniyle Pepee projesine Eskişehir'de devam etme kararı aldıklarını bildiren Bilgiç, şunları kaydetti:

"Eskişehir benim kişisel isteklerimle, mantığın kesiştiği bir şehirdi. İstanbul uyarıcıların çok yoğun olduğu, çalıştığım insanların 2-2,5 saatlerinin trafikte geçtiği bir şehir. Oysa biz yaratıcı iş yapıyoruz. Az uyarıcıya, sade bir hayata, temiz havaya, sıcak insanlara ihtiyacımız var. Eskişehir bu anlamda çok güzel besledi bizi. Çok ait hissettik kendimizi. Anadolu Üniversitesinin 15 yıl önce kurulmuş tek çizgi film bölümünün Eskişehir'de olması da diğer mantıklı ve önemli tercih sebebimiz oldu. Bize kapılarını açan Düşyeri'ne inanan Eskişehir Anadolu Üniversitesi ile sinerji içinde çalışıyoruz."

-"Pepe'nin senaryosu öncelikle bir anne titizliğiyle inceliyorum"-

Pepee'nin senaryosunu öncelikle bir anne olarak titizlikle incelediğinin altını çizen Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pepee çok eğlenceli bir eğitim vaat ediyor çocuklarımıza. Her bölümün senaryosunu önceden danışmanlarımız ile hazırlamış olduğumuz özel eğitim içeriğine sadık kalarak yazıyorum. Hem bir sinemacı gözü ile hem de bir anne olarak değerlendirip senaryoları kurguluyorum. Yaş grubumuzun ilgi, algı ve beklentilerini de asla es geçmiyorum. Gözümün önünde büyüyen bir çocuğa kendi kızıma bakarak şekillendiriyorum aslında eğitim içeriğinin sıralamasını. Bir annenin ihtiyacından çıkıyor her şey ve milyonlarca annenin ihtiyacı ile kesişiyor. Bu yüzden Pepee çok samimi, çok bizden, çok eğitici, çok eğlenceli çünkü bir annenin ihtiyacından doğuyor. Her annenin ihtiyacı ile buluşuyor."

- EDİRNE