Milletvekili Ağbaba, Cezaevi İzlenimlerini Anlattı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Şanlıurfa Cezaevi'ndeki izlenimlerini aktardı.

Milletvekili Ağbaba, cezaevi şartlarıyla ilgili konuşmasına başlamadan önce, Urfa'da ölen ve cenazesine katıldığı Yunus Eşikli'nin annesi Meral Eşikli'nin haykırışını paylaşmak istediğini belirterek şöyle konuştu:

"Meral Eşikli; ben oğlumu size, cezaevine böyle mi verdim? Oğlum dalyan gibiydi. Ben onu gözümden sakındım. Onu gündelikçilik yaparak büyüttüm. Bunu niye yaptınız? Ben şimdi onsuz ne yapacağım? Size yakışıklı, güzel bir yiğit verdim. Sizse bana bir torba içinde bir parça kömür verdiniz. Kömüre dönüşmüş, yüzü, gözü, vücudu yanmış oğlumu elindeki 'canım annem' dövmesinden tanıdım diyor. Değerli arkadaşlar; sayın bakan biraz önce bizim dönemimizde işkence yok dedi. Bundan daha büyük işkence olur mu? Burada anneler var, babalar var. Bir kadın düşününki oğlunu yüzünden tanıyamıyor, gözlerinden tanıyamıyor, kadının ifadesiyle söyleyeyim kara kaşlarından tanıyamıyor, ellerinde yazan 'canım annem' dövmesinden tanıyor."

Ağbaba, koğuşların 3 kişilik yapıldığını ancak 20-30 kişinin yattığını, kullanım alanının 15 metrekare olduğunu, insanların rahat nefes alamayıp suyun da dört saat verildiği Urfa Cezaevi'nde ilginç yasakların olduğunu belirterek, "Bu yasaklar sadece Urfa Cezaevi'ne özgü yasaklar değildir. Geçtiğimiz günlerde Urfa Cezaevi'nde neler yasak diye sordum. Değerli arkadaşlar; maden suyu yasak. Sizin her gün içtiğiniz maden suyu yasak, -reklam olmasın diye şöyle koyuyorum- bu maden suyu yasak arkadaşlar. Çiğ yumurta, cımbız, şapka, şalvar, kına yasak. Kına niye yasaksa? O da yasak. Ayrıca ikinci semaver, ikinci televizyon yasak. Bu cezaevinde çocuklarıyla kalan kadınlar var. Çocuk altına yaptığı zaman temizleyecek ıslak mendil de yasak. Kağıt peçeteyle çocukların altını temizleyebiliyorlar" ifadelerini kullandı.

Ağbaba, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Tekirdağ 1 Nolu Cezaevi'nde Cemil Erdem'in kız kardeşi mektup yazıyor, üzerine de bir gül koyuyor. Kardeşine bir gül koyuyor ama, cezaevi yönetimi çiçeği, o kuru gülü alıyor. Çünkü güvenlik nedeniyle o da yasak. Geçtiğimiz günlerde yeni gelen keyfi yönetimiyle de cezaevini adeta işkence haneye çeviren Kırıkkale Cezaevi'ni ziyaret ettim. Kırıkkale Cezaevi dağ başında. Orada bir kadın durmuş, düşünmüş oturuyor. Milletvekili olduğumu öğrenince yanıma gel sana bir şey vereceğim diyerek bir lif gösterdi. Bu lif, cezaevinin güvenliğini tehlikeye attığı için bu da yasak arkadaşlar." - MALATYA