Mesleklerinin Zorluğunu Evlat Sevgisiyle Aşıyorlar
Abdülhamid Hoşbaş - Meslekleri nedeniyle telsizle yaşamak zorunda kalan, cinayet, trafik kazaları ve toplumsal olaylara tanık olan polis ve asayiş muhabiri kadınlar, annelik görevlerini de ihmal etmiyor.
Abdülhamid Hoşbaş - Meslekleri nedeniyle telsizle yaşamak zorunda kalan, cinayet, trafik kazaları ve toplumsal olaylara tanık olan polis ve asayiş muhabiri kadınlar, annelik görevlerini de ihmal etmiyor.
Bahçelievler Polis Merkezi Amiri Birsen Çınar Han, AA muhabirine yaptığı açıklamada, polis teşkilatının çoğunluğunun erkeklerden oluştuğunu fakat teşkilatta önemli görevler üstlenen kadınların da polislerin gülen yüzü olduğunu söyledi.
Erkeklerle kadın emniyet görevlileri arasında olaylara bakış açısından bazı farklılıklar bulunduğuna dikkati çeken Han, "Olaylara tabii ki daha duygusal bakıyoruz ama bu duygusallığımız görev anlayışı ile zıtlaşmıyor" dedi.
Bayan emniyet amiri ile karşılaşan vatandaşların daha rahat davrandığını belirten Han, kendisinin de kadın mağdurlarla daha kolay iletişim kurduğunu kaydetti.
Her mesleğin çeşitli zorlukları bulunduğuna işaret eden Han, şunları dile getirdi:
"Ortaokulda polis olmayı düşündüm ve mesleğe başladım. Bilerek, isteyerek başlarsanız korkmanıza gerek yok. Polisliğe başlayacak genç bayan arkadaşlarımızla sohbet ediyorum. Gönüllü ve severek yapıldığında bazı şeyler göz ardı edilebiliyor. Evliyim, bir oğlum var ve iki ay sonra bir de kızım olacak. Ailem benim için her anne gibi çok önemlidir. Evde de telsiz dinliyorum, anons geldiğinde her şeyi yarıda bırakabiliyoruz.
Yemek yaparken, çocuklarımızla ilgilenirken, her şeyi bırakarak işimize koşuyoruz."
-"Gazetecilik damarlarımızdaki zehir, annelik ise panzehirdir"-
Yerel televizyon kanalında asayiş muhabirliği yapan Arzu Sarı ise mesleğe 14 yılını verdiğini anlatarak, gazeteciliğin, zorlukları nedeniyle erkeklerin çoğunlukta çalıştığı bir iş olduğunu dile getirdi.
Asayiş muhabirliğinin gazetecilikteki diğer uzmanlık alanlarından daha zor olduğunu vurgulayan Sarı, kızına vakit ayıramadığını, telsiz dinleyerek sıcak haberleri takip ettiğini söyledi.
Annesinin kıymetini evlat sahibi olunca anladığını kaydeden Sarı, "Çoğu zaman meslektaşlarımızdan önce haberimizi merkeze göndermek için çabalıyoruz. İşimizden dolayı çocuklarımıza vakit ayıramıyoruz ama Allah'ın kadınlara verdiği en büyük özellik anneliktir. Evdeyken kızım telefona bakmamı istemez ve 'olay çıkar, beni bırakırsın' diyerek sitem eder. Eve geldiğimde kızımla ilgilenmeye dikkat ederim" şeklinde konuştu.
Üzücü bir olayla karşılaştığında çabuk etkilendiğini, duygusallığını istemeden de olsa evine yansıttığını belirten Sarı, "Ben bir muhabirim ama kadınım ve anneyim. Bizler duygusuz insanlar değiliz, bir cinayet, kaza olduğunda korkuyor ve üzülüyoruz. En küçük bir kazada kendi çocuğumuz yerine koyuyoruz kazazedeyi" ifadesini kullandı.
Sarı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çalışan kadın bir de anne olduğunda bizler sihirli annelere dönüşüyoruz. Gazetecilik, çalışan bir kadının iki katı daha özverili olması gereken durumdur. Başka bir iş yapılsa bırakılır ama bu meslek asla bırakılmaz. Gazetecilik bir hastalık, virüs gibidir, kanımıza girdiğinde arınamayız ama annelik bizim panzehirimizdir. Gazeteciliğe vaktinizin çoğunu ayırmalı, çocuğunuzdan çalıp işinize vakit bulmalısınız ama annelik, sizi bu işin sıkıntısından kurtarabilecek, arındırabilecek tek çaredir."
Yayıncı: Kemal Kaymak - BOLU