"Merkez Taşra Ayrışmaları" Paneli
Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Doç. Dr. Subaşı: "Bütün bir toplumun özelliklerini birkaç noktada sabitlemek, buradaki farklılıkları, zenginlikleri çökertmek demektir"
Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Doç. Dr. Necdet Subaşı, "Bütün bir toplumun özelliklerini birkaç noktada sabitlemek, buradaki farklılıkları, zenginlikleri çökertmek demektir" dedi.
Subaşı, İzmir Enstitü Topluluğu'nun organize ettiği "Merkez-Taşra Ayrışmaları" konulu panelde yaptığı konuşmada, merkez ile taşra arasında sınırları keskin bir ayrım fark ortaya koymaktansa bu ikisi arasındaki iletişimin hangi parametrelere, hangi ölçülere bağlı olarak geliştiğinin tartışılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de göçlerle çok hızlı ekonomik ve kültürel farklılaşmanın gerçekleştiğini ifade eden Subaşı, "Küresel bilginin ciddi anlamda Türkiye'ye aktığı bir süreçte merkez ile taşra arasındaki farklılık anlam değişikliğine uğramış olabilir. Geçmişteki şekilsel farklılıkların bugün daha derin anlam farklılaşmalarıyla ilerlediğini söyleyebiliriz" dedi.
Gelişme aşamasındaki bir toplumun bu aşamalarını takip eden bir sosyolog olarak, görevlerinin toplumun bir bölümünün bir başka bölümü ile benzeşmesini sağlamak olamayacağını belirten Subaşı, şöyle konuştu:
"Tam tersine bütün toplumun birbirine kulak kesildiği birbirinden haberdar olduğu birbirini anlamaya çalıştığı, birbirini dinlediği bir toplumdan yanayım. Birini, birinin içinde eritmeye çalışmak asimilasyondur. Birini diğerine dahil etmek onun kimliğini ve kültür kompleksini yok etmektir. Tam tersine herkes birbirine açık olsun, herkes birbirinden beslensin. Doğu-batı, güney-kuzey, taşra-merkez, köy-şehir gibi ayrımların sosyolojide bir anlamı olsun. Gündelik hayatta çok keskin kopmalara çok keskin açıklıklara bariyerlere fırsat verilmesin.
Toplumumuzun genetiğinde birbirini anlama, birbirine kulak verme konusunda çok iyi örnekler de var. Bu örnekleri ihmal ettiği, unuttuğu örnekler de var. Birbirine yabancılaştığı, sağırlaştığı süreçler de var. Birbiriyle iç içe geçtiği, birbirini kazandığı süreçler de var. Biz isteriz ki olumlu şeyler olsun. Toplum dediğiniz şey bir örnek değildir. Toplum farklılıkları ile toplumdur. Bütün bir toplumun özelliklerini birkaç noktada sabitlemek, buradaki farklılıkları, zenginlikleri çökertmek demektir. Önemli olan herkesi kendi farkı içinde toplumsal yapının bir parçası olarak keşfetmek, onları yeniden kendi farklılıklarını ortaya koymaya davet etmektir."
Panelde, akademisyen Zeynep Sayın ve akademisyen-yazar Ayşe Çavdar da birer sunum yaptı. - İzmir