Haberler
Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Mehmet Akif'in Torunu Argon: "Kurtuluş Savaşı'nda Dedemle Anadolu'yu Gezmeyi İsterdim"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, “Emin dayımın yerinde olmayı çok isterdim. Kurtuluş Savaşı sırasında 13 yaşında dedemle Anadolu’yu gezmeyi, onu halka hitap ederken dinlemeyi çok isterdim” dedi.

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon, "Emin dayımın yerinde olmayı çok isterdim. Kurtuluş Savaşı sırasında 13 yaşında dedemle Anadolu'yu gezmeyi, onu halka hitap ederken dinlemeyi çok isterdim" dedi.

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon, Bağcılar'da düzenlenen Anma Programı'nda dedesiyle ilgili duygu, düşünce ve bilgilerini paylaştı.

Merhum Akif'i anlatan belgesel ve film gösteriminin ardından moderatörlüğünü Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın yaptığı söyleşi programında Yrd. Doç. Dr. Şeref Akbaba ve Selma Argon bilgilerini paylaştı. Yurt içinde ve yurt dışında katıldığı programlarda dedesini anlattığını belirten Argon, "Dedem sayesinde çok güzel ailem oldu. Gençler beni artık, 'Selma Anne' olarak tanıyor" dedi.

Akif'in, iyi bir aile babası olduğunu, çocuklarının eğitimiyle ilgilendiğini ve onlara iki dil öğrettiğini de anlatan Argon, "Anneannem astım hastasıydı. Onunla yakından ilgilenmiş. İstanbul ve Mısır'da onu yalnız bırakmamış. Anneannemi, kucağında yemeğe indiren sevgili bir eşti" şeklinde konuştu.

Dedesinin dayısı Emin'i 13 yaşında olmasına rağmen, Kurtuluş Savaşı'nda yanında Anadolu'ya götürdüğünü de ifade eden Argon, sözlerini şöyle sürdürdü: "Emin dayımın yerinde olmayı çok isterdim. Kurtuluş Savaşı sırasında 13 yaşında dedemle birlikte Anadolu'yu gezmeyi, onu halka hitap ederken dinlemeyi çok isterdim. 80 sene sonra bile hala onun sesini hissediyorum."

"Dedem Hasan Tahsin Efendi'nin 3 çocuğuna baktı"

Argon, dedesinin arkadaşı bilim insanı Hasan Tahsin Efendi ile birbirlerine verdiği sözü de hatırlatarak, "Birbirlerine, birimiz vefat edersek diğerimiz onun da çocuklarına baksın' demişler. Hasan Tahsin erken vefat edince dedem, onun da 3 çocuğuna bakmış. Tahsin Bey'in kızının öz teyzem olmadığını çok sonraları öğrendim. Üniversiteden mezun olan Süheyla Teyzem ve mebus olan eşi Hayrettin Karan benim evlilik şahitliğimi yapmışlardı" şeklinde konuştu.

Argon, salondaki öğrencilerin, 'Akif yaşasaydı 15 Temmuz'a karşı tavrı ne olurdu?' diye sorması üzerine dikkat çekici sözler kullandı. Dedesinin bu günleri yaşaması halinde 15 Temmuz için ateş püsküreceğini ifade eden Argon, sözlerini şöyle sürdürdü: "15 Temmuz'da kurtuluş savaşını yaşadık. Bizi iç savaşa sürüklemek, birbirimize kırdırmak, ekonomimizi çökertmek ve başka devletlere el açtırmak istediler. Dedem, Anadolu'da Sevr Anlaşması'nı anlatırken, 'Kurtuluş Savaşı'nda düşmanlarımızı kovduk, yine kovarız. Onların gidecek yeri var. Ancak, bizim gidecek yerimiz yok. Topraklarımızı koruyalım. Düşmanlar zayıflamamız ve ayrışmamız için bin yıl beklerler. Aramıza fitne sokarlar. Birbirimize sımsıkı sarılalım.' demiştir. Eğer, dedem bu günleri yaşasaydı, öfkelenir ve darbeye kalkışanlara ateş püskürürdü. Bizi yine birbirimize bağlamaya çalışırdı."

"Maarif vekilliğini reddetti"

Dedesi hakkında yalan sözler sarf edildiğini de anlatan Argon, yıllarca Safahat kitabının yurda sokulmadığını söyledi Akif'in 1. Millet Meclisinde 3 dönem Burdur milletvekilliği yaptığını, halkın sorunlarıyla ilgilendiğini ve yardım ettiğini de belirten Argon, şöyle konuştu: "O halkın vicdanının sesi oldu. 2.meclis kurulurken reformlar yapılıyor. Muhalif olan arkadaşı Ali Şükrü Bey suikasta uğrayıp öldürülünce dedem sarsıldı. Maarif Vekilliği teklif edilmesine rağmen, 'siyasetten Allah'a (c.c) sığınırım, diyerek kabul etmiyor dedem. Adı kullanılarak başlarına kötülük yapılmaması için Mısır'a gitti. Sebil-ü Reşat dergisini birlikte çıkardığı Eşref Edip dahi idamla yargılandı ve tutuklandı. Hapislerde kaldı. Peşlerinde hafiyeler gezdi. Dedem, sonunda 'Ben vatan haini gibi muamele görmeye dayanamam' diyerek Mısır'a gitti. Abbas Halim Paşa onu destekledi. Defalarca üniversitelerde ders vermeye çağırdı. Son kez dönmemek üzere gitmişti. 11 yıl çok sevdiği insanından uzakta sürgün yaşadı." Dedesinin 'şapka giymemek için gittiniz deniliyor', iddiası üzerine 'ben kendimi bildim bileli kafaların içine bir şeyler koymaya çalışıyorum. Başımızın üstüne ne giydiğimizin önemi var mı?' dediğini de anlatan Argon, Akif'in küstürülüp ülkesinden gitmeye mecbur edildiğini sözlerine ekledi.

"Akif'in nesli olduğunuzu ispat ettiniz"

Doç. Dr. Akbaba da 15 Temmuz'da gençlerin sergilediği cesareti hatırlatarak onlara övgüde bulundu. Akbaba, "Bu çocuklara biz vatanı, milleti, Akif'i anlatıyoruz. Bizi dinlemiyorlar' diye düşünüyorduk. Ancak 15 Temmuz'da gördük ki, sizler gibi iradesiyle imtihan edilen genç yürekler vatan hamisi olarak meydanlara ve sokaklara çıkıp yürüdünüz. Akif'in nesli olduğunuzu ispat ettiniz" dedi.

"Akif her zaman ayakta olmamız gerektiğini öğütledi"

Argon ve Akbaba'ya teşekkür eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı da, değerleri değer verdikleri gençlerle buluşturan eserler ortaya koyduklarını belirtti. Bağcılar'da, M. Akif Ersoy Kültür Sanat Merkezi ve Taceddin Dergahı'nı hizmete sunduklarını da kaydeden Çağırıcı, "Akif, bizim için çok şeyler ifade ediyor" diye konuştu. Programda İstiklal Marşı'nı okuyan Nazlı Gökali adlı minik öğrenci de salondakileri duygulandırdı. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel
title