Kültürel Varlıkların Korunması Beyoğlu'nda Masaya Yatırıldı
Beyoğlu’nda devam eden Antika Festivali kapsamında düzenlenen ‘Kültürel varlıklarının korunması’ konulu söyleşiye katılan Medeniyet Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özer, “İstanbul’a gelen yerli, yabancı turist mutlaka Beyoğlu’na uğruyor.
Beyoğlu'nda devam eden Antika Festivali kapsamında düzenlenen 'Kültürel varlıklarının korunması' konulu söyleşiye katılan Medeniyet Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özer, " İstanbul'a gelen yerli, yabancı turist mutlaka Beyoğlu'na uğruyor. Taksim Meydan'ı herkesin hafızasında başka şekilleniyor. Beyoğlu festivali ile daha farklı bir yer edinmesi için bir fırsat. Çünkü Taksim, tarihi yarımada, önemli bir merkezdir" dedi.
Beyoğlu Belediyesi tarafından projelendirilen ve 50 gün sürecek "Beyoğlu Hareketleniyor" festivallerinin ilki olan Antika Festivali, antika parçalarının yanı sıra her gün bir birinden değerli konukların ve sanatçıların katıldığı etkinliklerle devam ediyor. Taksim Meydanı'nda gerçekleştirilen festival kapsamında her gün farklı konu ve konuklarla yapılan söyleşilerin bu seferki konukları Medeniyet Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özer ve Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Zeynel Lüle oldu. İstanbul'un, özellikle de Beyoğlu'nun tarihi ve kültürel varlıkları ile bu varlıkların korunması için yapılması gerekenlerin masaya yatırıldığı program, katılımcıların büyük beğenisini topladı.
"Beyoğlu festivali bir fırsattır"
Beyoğlu'nun İstanbul denildiğinde akla gelen ilk yer olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Özer, "İstanbul'a gelen yerli, yabancı turist mutlaka Beyoğlu'na uğruyor. Sadece Türklerin yaşadığı bir yer değil. Bu Beyoğlu'nun farklılığı, zenginliğidir. Taksim Meydanı herkesin hafızasında başka şekilleniyor. Beyoğlu festivali ile daha farklı bir yer edinmesi için bir fırsat. Çünkü Taksim, tarihi yarımada, önemli bir merkezdir." dedi. Özer, eski İstanbul'un günümüzde turizm amaçlı olarak kullanıldığını da belirterek, "Geleneksel ticaret uygulanıyor. 100 yıl önce bu alan şehrin merkeziydi. Dönüşümler başladı buralarda. Mesela eski hanlar restore edildi otel olarak kullanıyor. Böylece bu alanlar Taksim gibi 24 saat yaşayan yerler haline getirilmeye çalışıyor. Hem de kültürel değerinin korunması sağlanıyor" ifadelerini kullandı.
"Devleti korusun diyerek sorumluluğu üzerimizden atamayız"
Yerel yönetimlerin varlıkların korunmasında önemli bir rolü olduğunu ancak vatandaşların da gerekli sorumluluğu alması gerektiği sözlerine ekleyen Özer, "İnsanlarımız bilinçli olmalı. Devleti korusun, vakıflar korusun diyerek sorumluluğu üzerimizden atamayız. Biz de sahip çıkmalıyız. Koruma-kullanma dengesi önemli. Bu dengeyi koruyarak olabildiğince belediyenin öncülük etmesi gerekir. Koruma kurulları bağımsızdır. Yerel yönetimler için eğitim programları düzenlenen yerler var. Koruma kurulları daha çok imar ve dosya işleriyle ilgileniyor. Restorasyon uzman ve finansman ile oluyor. Çok maliyetli bir iş. Son zamanlarda Kültür Bakanlığı ve belediyeler ciddi bütçe ayırdı. Metro çalışmalarında pek çok tarihi esere rastlandı" şeklinde konuştu.
Büyük beğeni toplayan söyleşi, konukların katılımcıların sorularını cevaplandırmasının ardından sona erdi. - İSTANBUL