Ktü Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi Üyesi Prof. Dr. Ersoy: "Taşkınlar ve Seller Bizim Çalışmalarımızı Bitirmemizi Beklemiyor"
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, "Gelecekte herhangi bir taşkın meydana gelirse bunun önlemini almak adına önceden adımlar atmak istiyoruz, bu çalışmalara başladık ve devam ediyoruz. Ama taşkınlar ve seller bizi beklemiyor, çalışmalarımızı bitirmemizi beklemiyor" dedi.
ESRA NUR PERVAN
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, "Gelecekte herhangi bir taşkın meydana gelirse bunun önlemini almak adına önceden adımlar atmak istiyoruz, bu çalışmalara başladık ve devam ediyoruz. Ama taşkınlar ve seller bizi beklemiyor, çalışmalarımızı bitirmemizi beklemiyor" dedi.
KTÜ Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, mevsim normallerinin üzerinde seyreden ani ve sağanak yağışlar sonrası meydana gelen su taşkınları ve heyelanlarla ilgili açıklama yaptı. Ersoy, şunları söyledi:
"1 AYDA BÖLGEYE YAĞACAK YAĞIŞIN 1 GÜNDE O BÖLGEYE DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRDÜK"
"Son zamanlarda özellikle tüm Türkiye'de ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nde ani yağışlara bağlı olarak sel ve taşkın olaylarını yaşamaya başladık. Burada dikkat çekmemiz gereken husus özellikle bundan 1 hafta önce Samsun, Zonguldak o bölgelerde ve Ankara ve Malatya'da yoğun ve şiddetli yağışları gördük. Özellikle 60 kilograma kadar metrekareye yağışın olduğu verileri biz gördük, bu şu demek normal koşullarda 1 ayda bölgeye yağacak yağışın 1 günde o bölgeye düştüğünü gördük. 30 gündeki toplam yağışın tamamının 1 günde düştüğünü gördük. Burada bizim karşımıza çıkan en önemli şeylerden biri sadece kırsalda değil şehir sellenmeleri de yaşadık. Malatya'da yaşanan şehir sellenmesiydi, Ankara'da birkaç saatlik yağmurun peşinde şehir sellenmelerini gördük dolayısıyla artık kurak geçen bir 6 ay vardı bu bahar ve kış ayları bunun sonunda zaten uyarılarımızı yapmıştık. Normal koşullarda Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı 2022-2023 kuraklık haritasında kasımdan itibaren nisana kadar yani kış ve bahar aylarında Türkiye'nin en kurak bölgelerinin başında geldiğimiz göründü bu da sonrasında yağış yükü olarak ani ve şiddetli yağışların bölgemize düşeceği gerçeğini de beraberinde getirdi.
"RİSKLİ AYLARA GİRDİĞİMİZİ SÖYLEYEBİLİRİZ"
30 yıldır bu çalışmalar içerisinde Karadeniz Teknik Üniversitesi Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi zaten geçmişte kurulmuş bir merkez olarak, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin çalışmaları var kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmaları var. Bu çalışmalar bize şunu diyor, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'nde haziran ve temmuz aylarında ölümcül doğa kaynaklı afetler tüm yılın 11 ayının toplamından daha fazla. Dolayısıyla biz artık şunu bekliyoruz zaten biliyoruz bunu. Haziran ve temmuz ayları bu bölge için çok riskli bir de üzerine 6 aylık süreçteki kuraklığın yağmadığı bir yağış yükünü düşündüğümüzde artık gerçekten riskli aylara girdiğimizi söyleyebiliriz.
"TAŞKINLAR VE SELLER BİZİ BEKLEMİYOR"
Biz şöyle çalışmalar gerçekleştiriyoruz, yönetim değişikliğinden sonra ilk önce Trabzon'da daha sonra Doğu Karadeniz Bölgesi'nde ve deprem bölgesinde olmak üzere yoğun çalışmalara başladık. Özellikle üniversitemize kazandırılan LİDAR teknolojileriyle ve bu çok güncel bir teknoloji çünkü bitki örtüsünün altındaki zemini görme olanağı kılıyor bize. Bu şekilde belli belediyelerle valilik kanalıyla protokoller imzaladık, Doğu Karadeniz illerinde Borçka Belediyesi olsun, Artvin Belediyesi olsun Trabzon'daki çeşitli belediyelerle bu bölgelerde akıllı kentlere yönelik izleme çalışmaları yapıyoruz. Taşkından kaynaklanacak riski tespit edebilmemiz için öncesindeki veriyi bilmemiz lazım, biz önceden bu verileri tutmaya başladık bu teknolojilerle. Dolayısıyla şu anda aslında bir gözlem altına alındı Doğu Karadeniz'in pilot ilçeleri. Gelecekte herhangi bir taşkın meydana gelirse bunun önlemini almak adına önceden adımalar atmak istiyoruz, bu çalışmalara başladık ve devam ediyoruz ama taşkınlar ve seller bizi beklemiyor, çalışmalarımızı bitirmemizi beklemiyor. Maçka'da mesela aşırı yağış ve şiddetli yağışlara bağlı olarak kaya düşme vakaları yaşandı, çeşitli ilçelerde de aynı şeyleri duyuyoruz. İç kesimlerde de bu taşkın ve heyelanların risklere yol açtığını görüyoruz.
"KISA VE UZUN VADELİ ÖNERİLERİMİZ VAR"
Benim naçizane tavsiyem tabii ki bilimsel anlamda bir kısa ve uzun vadede öneriler vardır. Uzun vadede önerileri zaten yıllarca masaya tüm kamu kurum ve kuruluşları ve bizler yatırıyoruz bunu söyleyecek değilim ama vatandaşlarımıza şu anlamda seslenmek istiyoruz. Devlet kurum ve kuruluşlarının uyarılarını dikkate almak lazım, bu uyarıları dikkate almadığımız sürece gerçekten riskli bir döneme girdiğimiz için bu riski de beraberinde getireceğimize inanıyorum. Dolayısıyla bunun için kesinlikle uzun vadedeki önlemler dışında kısa vadede uyarıları dikkate almalıyız. Afetle mücadele sadece kamu kurum ve kuruluşlarının ya da üniversitelerin tek başına yapacağı bir şey değildir. Toplu bir milletçe bunun üstesinden gelmemiz, buna inanmamız, bu gerçeği kabul etmemiz gerekir. Beraber yapacağımız, kamudan da alacağımız destekle umarım gelecekte afete dirençli kentler oluşturarak afetlerin etkilerini minimuma indirgeyebiliriz."