Konya'daki "Paralel Devlet Yapılanması" Davası Başlıyor
Paralel Devlet Yapılanması iddialarına ilişkin Konya merkezli yürütülen soruşturma kapsamında açılan davayla ilgili 7'si tutuklu 74 sanığın yargılanmasına yarın başlanacak.
Paralel Devlet Yapılanması iddialarına ilişkin Konya merkezli yürütülen soruşturma kapsamında açılan davayla ilgili 7'si tutuklu 74 sanığın yargılanmasına yarın başlanacak.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, Paralel Devlet Yapılanması iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında eski Konya Emniyet Müdürü Mehmet Salih Tuzcu, eski Bingöl Emniyet Müdürü Ercan Taştekin, eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve polis başmüfettişi Anadolu Atayün'ün de bulunduğu 74 sanık hakkında hazırlanan iddianame, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de kardeşi olan Anadolu Atayün, 7 tutuklu sanık arasında bulunuyor.
Sanıklardan Tuzcu "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "Görevi kötüye kullanma", "Gizliliğin ihlali", Atayün "Terör örgütü kurma veya yönetme", "görevi kötüye kullanma", "iftira", "Resmi belgede sahtecilik", "Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek", "Gizliliğin ihlali", Taştekin "Terör örgütüne üye olma"dan yargılanacak.
Avukat Memduh O. ise "Terör örgütü kurma veya yönetme", "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma ve taşıma veya bulundurma", "Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapmaya azmettirme", "Görevi kötüye kullanmaya azmettirme", "Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma", "Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak" suçlarından hakim karşısına çıkacak.
Amaç uluslararası düzeyde büyük güç haline gelmek
Örgütle ilgili ayrıntılara yer verilen iddianamede, örgütün asıl amacının "Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek", "aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük, etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmek" olduğu kaydedildi.
İddianamede, örgütün lider merkezli yapıya sahip olduğu, örgütlenmenin "gizlilik", "hiyerarşik yapılanma", "özel haberleşme" ve "kod adı" kullanma gibi özellikleriyle yasa dışı terörist örgütlenme taktiklerini kullandığı belirtildi.
Fetullah Gülen'e doğrudan bağlı, "tayin heyeti, istişare kurulu, mollalar grubu ve meclis" olarak adlandırılan birimlerin yer aldığı kaydedilen iddianamede, örgütün üst organlar olarak bu birimlerce sevk ve idare edildiği, mecliste alınan kararların, meclis üyesi örgüt mensuplarınca silsile yoluyla en alt birimlere kadar iletildiği ifade edildi.
Örgütün televizyon, radyo, gazete, dergi gibi iletişim alanındaki faaliyetlere ağırlık verdiği anlatılan iddianamede, finansal kaynakların, gruba mensup şirketler, basın-yayın alanında elde edilen gelirler, okul, yurt ve pansiyonlardan istifade eden öğrencilerden alınan paralar, toplanan kurban derileri ve gruba ilgi duyan zengin iş adamlarının destekleriyle örgüte üye kişilerden "himmet" adı altında alınan paralar olarak ortaya çıktığı bildirildi.
"Bir terör örgütü"
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın, "Devletin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş, örgütlü yapıya sahip, cebir ve şiddet yöntemlerini kullanan bir terör örgütü" olduğu vurgulanan iddianamede, örgütün temel hedefinin, şantaj, tehdit ve yasa dışı dinleme gibi faaliyetlerle devlet otoritesini kendi amaçları doğrultusunda baskı altına almak, yönlendirmek, alternatif otorite ortaya çıkarmak ve neticede devlet otoritesini ele geçirmek olduğu kaydedildi.
- "Himmet" paralarının esnafa faizle kullandırıldığı iddiası
"Himmet, zekat, cemaate yardım, burs" gibi adlarla toplanan paraların, tefecilik suçundan hakkında işlem yapılan galerici üzerinden zor durumdaki esnafa, araç alım satımı yapılmış gibi gösterilerek faizle kullandırıldığı aktarılan iddianamede, paraların toplanmasında vatandaşların dini inanç ve duygularının istismar edildiği, hiçbir zaman makbuz verilmediği, toplanan paraların kime aktarıldığının tam olarak beyan edilemediğine yer verildi.
- Üniversite arazisinin naklinde "Paralel" kumpas iddiası
Selçuk Üniversitesi arazisindeki, sadece turizm amaçlı kullanılabilecek alışveriş merkezinin Mevlana Üniversitesine devri için önceden plan yapıldığı bildirilen iddianamede, araziyi tahsis etmemesi ve Mevlana Üniversitesine "hami" olmaması nedeniyle dönemin Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan'ın operasyon düzenlenerek tutuklandığı anımsatıldı.
Baskı altında tutularak tahliyesinden kısa süre sonra yerin tahsisi için dava açıldığı, ayarlanan bilirkişilerce yapılacak keşif öncesi alışveriş merkezinin zarar ettiği, atıl durumda olduğu, esnaf üzerinde sistematik baskı oluşturulduğu öne sürülerek, bu şekilde mahkemenin yanıltıldığı, sadece "turizm" amaçlı tahsis edilmesi yönündeki maddeye "eğitim" ibaresi de eklenerek, binanın söz konusu üniversiteye devredildiği hatırlatılan iddianamede, gayrimenkulün eğitim amacıyla da kullanılabilmesi için dava açılmadan, Mevlana Üniversitesini kuran vakıfla 39 yıllığına kira sözleşmesi imzalandığı, dava sürecinde ise gerçeğe aykırı bilirkişilik yapıldığı belirtildi.
Yargı mensupları da saf dışı bırakıldı
Örgütün, hedefe ulaşmada kendilerine engel gördükleri yargı mensuplarını kanun dışı yöntemlerle saf dışı bırakmak istediği anlatılan iddianamede, isimsiz mektuplar ve yapılan oynamalarla suç unsuru haline getirilen tapelerin Adalet Bakanlığınca dikkate alınarak ihbar mahiyetinde kabul edildiği, bu sayede bazı hakim ve cumhuriyet savcıları hakkında müfettiş incelemesi yaptırıldığı kaydedildi.
Ürettiği sahte belge ve delillerle örgüt mensubu olmayan kişiler hakkında adli ve idari soruşturmaların açılmasının sağlandığı ifade edilen iddianamede, örgütün bu şekilde tasfiye edilen kadrolara kendi elemanlarını yerleştirdiği savunuldu.
Paralel Devlet Yapılanması iddialarına ilişkin Konya merkezli soruşturma kapsamında, 22 Mayıs'ta 19 ilde düzenlenen operasyonda "Fetullahçı Terör Örgütü'ne üye olmak", "Soruşturmanın, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, gizlemek veya değiştirmek" suçlamasıyla 31'i emniyet mensubu 66 şüpheliden 44'ü gözaltına alınmış, gözaltındakilerden 26'sı emniyetteki işlemlerinin ardından salıverilmişti.