Kızılderililere Özenerek Uzattığı Saçları 'Markası' Oldu

Hayati Akçay - Ordu'nun Perşembe ilçesinde çay ocağı işletcilği yapan Nusrit Doğan 45 yıl önce, filmlerde gördüğü Kızılderililere özenerek, uzatmaya başladığı saçları 'markası' oldu. İş yerinin adını "Uzun saçlının yeri" olarak tescillettiğini belirten Doğan, boyu bir metreyi bulan saçlarını 45 yıldır kesmediğini ve sigortalattığını kaydetti.

Eski Samsun-Ordu kara yolu üzerindeki Perşembe ilçesi Medreseönü beldesinde

"Uzun Saçlının Yeri" isminde çay ocağı işleten Nusret Doğan, bölgede yaşayan ve bölgeyi ziyaret eden pek çok kişinin tanıdığı bir isim.

Uzun saçları ile Ordu'da marka haline gelen Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ben müşterilerim tarafımdan uzattığım saçımla tanınıyorum, o nedenle müşterilerimi kaybetmemek için saçlarımı kesmiyorum" dedi.

Saçlarının kendisine bir ün getirdiğini ifade eden Doğan, şunları kaydetti:

"Çocukluğum Ankara'da geçti. Ancak 1967-68 yılları arasında askerliğimi tamamlandıktan sonra Ordu'ya yerleştim. Ordu'ya yerleştikten kısa bir süre sonra Perşembe ilçesine bağlı Medreseönü beldesinde çay ocağı açtım. Bu sırada da saçlarımı uzatmaya başladım. O yıllarda Kızılderili filmlerini de çok izlerdim. Bu filmlerden etkinlenerek saç uzattım. Aradan yıllar geçmesine rağmen saçlarımı kesmeyince de saçlarım epeyce uzadı. Saçlarım uzamaya başlayınca da lakabım 'Uzun Saçlı' olarak kaldı. O yıllarda saçlarım çok yadırgandı. Toplum bunu pek kabul etmedi. Ancak ben yine de elimden geldiği kadar uzattım. O yıllarda çaycılık yaptığım için de saçımla ürünüm adeta birleşti. Vatandaşlar 10-15 yıllık saçım uzayınca ismimi adeta unutarak adımı 'Uzun Saçlı" olarak taktılar. Gelen müşterilerim beni hep böyle tanıdı. Durum böyle olunca da çay ocağımın adını

"Uzun Saçlının Yeri" olarak belirledik. 45 yıldır bu isim altında müşterilerime hizmet veriyorum. Müşterilerim de yıllardır beni saçımdan dolayı tanıyınca ben de hiç saçımı kesmeyi düşünmedim. Şu anda saçlarımın uzunluğu bir metreye yakın. Daha önceleri saçımın uzunluğu 1.5 metreyi geçmişti. Ancak yaşlılıktan dolayı saçlarım da biraz kısaldı."

- Saçlarını sigortalattı, iş yerine marka tescili aldı -

Uzattığı bir metreye yakın saçını hiç kesmeyi düşünmediğini ve kesmesi durumda müşteri kaybedeceğine inandığını söyleyen Doğan, şöyle devam etti:

"Şu anda saçlarımda ve çay ocağında 45 senelik bir emek var. Türkiye'de tanınan bir çaycı haline geldim. Ben hem işimi hem de insanları çok seviyorum. Ancak işimle saçım adeta birleştiği için ve müşterilerim beni saçımla tanıyıp bildikleri için saçımı kesmeyi hiç düşünmüyorum. Eğer saçlarımı kesersem müşteri kaybına uğrayacağımı düşünüyorum. Çünkü müşteriler beni hep uzun saçlı olarak gördüğü için aradan yıllar geçse de beni hep böyle görmek ister. Ben de bu vesileyle saçlarımı kesmeyi istemiyorum. Ben saçlarımla çok mutluyum. Müşterilerim de aynı şekilde saçlarımı çok seviyor ve beni böyle kabul ediyor. Zaten ben de saçlarımı sigortalattım. Aynı zamanda "Uzun Saçlının Yeri" ismini de marka olarak tescillettirdim."

-Uzun Saçlının Yeri'nde çayın tadı da bir başka-

Öte yandan çay ocağında müşterilerine yaptığı çayın tadının çok güzel olduğunu ve bunun için değişik yöntemleri denediğini de anlatan Doğan, çaylarının acı ve bulanık olmaması için ilk olarak değişik markalardaki çayları birleştirip bu çayları ince delikli eleklerden geçirerek tozunu attığını belirtti.

"Burada belki zarar ediyorum ama müşterilerim için bunu her gün yapıyorum" diyen Doğan, çay suyu olarak ise dağlardan getirilen kaynak sularını kullandığını anlattı.

Çay demlerken kesinlikle musluk suyu kullanmadığını vurgulayan Doğan, "Bir de ocakta bakır kazan kullanıyorum. Aynı zamanda kül ocak kullanıyorum. Yani çaylarımı kül üzerinde demliyorum. Müşterilerimin masalarında ise Erzurum'da daha sık kullanılan 'kıtlama şeker' bulunduruyorum. Yani neresinden bakarsanız bakın müşterilerime değişik damak tadında bir çay sunuyorum. Bunun için de çok seviliyorum" dedi.

Doğan, çay bardaklarını ise külle yıkayıp temizlediğini, kesinlikle deterjan kullanmadığını böylelikle bardakların daha parlak ve hijyenik olduğunu da ifade etti.

Yayıncı: Hüseyin Likoğlu - ORDU