Kıbrıs Gazileri O Günleri Andı
1974 Kıbrıs çıkartmasının ardından tam 41 yıl geçti.
1974 Kıbrıs çıkartmasının ardından tam 41 yıl geçti. Kıbrıs çıkartmasının yıldönümünde Düzceli Gaziler, çıkartma günlerini bir kez daha yaşadı. 41 yıl önceki anılarını paylaşan gazilerin hem gururlu hem duygulu oldukları gözlendi.
20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta başlattığı ve 14 Ağustos'ta Türk Birliklerinin başkent Lefkoşa'ya girmesiyle sonuçlanan askeri harekata katılan Düzceli gaziler, Kıbrıs Harekatında yaşadıklarını anlattı.
GERİ DÖNECEĞİM DİYE MEKTUP YAZMADIM
Kıbrıs Gazisi Bahattin Çelik, o günleri anlatırken hala aynı duyguları yaşıyordu. Harekatın yapılmasına karar verildiği anda bölükteki tüm askerlerin ailelerine mektup yazdığını söylerken, mektup ulaşıncaya kadar geri dönecekleri umudunu taşıdığı için kendisinin yazmadığını ifade etti.
Çelik, "Ben 20 Temmuz 1974 günü Kayseri'deki hava indirme tugayında askerlik yapıyordum. Temmuzun 19'una gelindiğinde birlik komutanımız Tuğ General Sabri Evren bütün askerleri topladı. Bir konuşma yaptı. Gece oldu arkadaşlar mektup yazmaya başladılar annesine babasına bense mektup yazmayı düşünmedim hiç. Sanki o gün mektup ailemize ulaşıncaya kadar geri dönermişiz gibi düşündüm. Gece saat 02 -03 civarında birlikten otobüslerle Kayseri'deki askeri havaalanına geldik. Uçağımız Kıbrıs üzerine geldiğinde uçak komutanı sessizliği bozdu. Arkadaşlar ada göründü dedi. Komutan yine o askeri edayla Allah hepinizi korusun dedi ve uçaktan atlamaya başladık. Atladığımızda, beş parmak dağlarından üzerimize yağmur gibi mermiler yağdı desem çok fazla abartmış olmam. Oradan nasıl kurtuluruz diye zaman zaman çok düşünmüşümdür" şeklinde harekat anını anlattı.
ARKADAŞIM ŞEHİT OLDU
Çelik harekat anındaki en duygulu anısını anlattı, rastladığı bir arkadaşının şehit olduğunu öğrendiğini söylerken yine o günlere gitti. Harekatta şehit düşen askerleri toplamanın ne etkileyeceği durum olduğunu belirten Çelik, Kıbrıs'tan sağ dönmesi halinde Türk Hava Kuvvetlerine bağış yapmaya karar verdiğini, döndükten sonra ise bağış yaptığını söyledi.
Çelik, "Birinci günün akşamında Düzce imam hatip lisesinden İstanbullu bir arkadaşımla karşılaştım. Oradaki alayda askermiş. Orada bir kucaklaştık hasret giderdik. Daha sonra bu arkadaşımın şehit olduğunu öğrendim. Ogün gün boyunca Rumlar beş parmak dağlarından üzerimize toplarla havan silahlarıyla gün boyu ateş etti. Zaman zaman komutanlar ağaçların altına toplanmayın dese de kırk dereceyi aşkın bir sıcakta meydanda kalmak epey de zordu. Belki yanlıştı ama yinede askerler ağaçların altına toplanıyordu. En büyük şehit verdiğimiz yer orası olmuştur diye düşünüyorum. Gün akşam oldu şehitleri toplamak için bende katıldım iki tane kamyon geldi. Birçoğunun cesedi parçalanmıştı tabii ki. Bir tanesini hiç unutmuyorum bir ağaca yaslanmış kafasını öne eğmiş duruyor. Bizim uçaklarımız zaman zaman geliyor Rumların mevzilerini bombalıyor. Biraz nefes alıyoruz. O gün demiştim ki burada sağ olarak dönersem Türk Hava Kuvvetlerinin güçlenmesi için yardımda bulunacağım demiştim. Döndükten sonra hava kuvvetlerinin güçlenmesi için para biriktirdim ve 10 bin lira yardımda bulundum" dedi.
"Bu toprakların yiğit çocukları orada kaldı" diyen Çelik, şehitlerin Kıbrıs'ın tapusuna kanları ile imza atıklarını söyledi.
Çelik, "Biz orda kadına çocuğa elinde silah olmayana silah çekmedik. Ama bize karşı kurşun atana da gereğini yaptık. Biz döndük mutlu bir şekilde döndük. Ama bu toprakların yiğit çocuklarının bir kısmı orada kaldı. Onlar eminim ki Kıbrıs'ın tapusuna kanlarıyla imza attılar" diye konuştu. - DÜZCE