'Keçe, Bel Fıtığı Ve Romatizmaya İyi Geliyor'
Şanlıurfa GESEM'de keçe ustalığı yapan Ömer Taşçı, keçenin sağlık açısından bel fıtığı ve romatizma rahatsızlığına iyi geldiğini söyledi.
Keçecilik mesleğinin milattan öncesine dayandığını kaydeden keçe ustası Ömer Taşçı, bu mesleğin Hallacı Mansur'la başladığı şeklinde rivayetlerin olduğunu söyledi. Şanlıurfa Halk Eğitim Merkezi'ne bağlı Geleneksel El Sanatları Merkezi'nde (GESEM) keçe mesleğini kursiyerlere öğretmeye çalışan ve keçenin geçmişiyle ilgili bilgi veren Taşçı, "Ensari isminde biri yünü serpmiş, vurmuş olmamış, vurmuş olmamış, oturmuş başında ağlamış. Gözyaşlarının döküldüğü yere yeniden vurduğunda oranın keçeleştiğini görmüş. Demek ki, buna biraz su vurmak gerekiyor demiş. Ondan sonra keçenin bütün aşamalarını, dövmesini, taramasını öğrenmiş ve keçeyi bu hale getirmiş" dedi.
'SAĞLIK AÇISINDAN FAYDALI'
Keçeciliğin baba mesleği olduğunu ve küçük yaştan beri bu işin içerisinde olduğunu ifade eden Taşçı halı makinelerinin ortaya çıkmasıyla keçeye olan ilginin azaldığını söyledi. Taşçı, "Önceleri keçecilik yay ve tokmakla yapılıyordu. Koyun bağırsağından yay yapardık. Onunla yünün taramasını yapardık. Şimdi tarama motoru çıkmış. Dövme makinesi çıkmış, ama elle yapılan gibi olmuyor. Elle yapılan daha kıymetli. İkisinin kullanım ömrü farklıdır. Eskiden Urfa'da 100-150 keçeci dükkanı vardı ve her dükkanda iki, üç kişi çalışıyordu. Şimdi fazla kimse uğraşmıyor. Halı makineleri ortaya çıktı. Buna rağbet kalmadı. Aslında keçeler sağlık bakımından daha faydalı, ama millet temizliğe bakıyor" diye konuştu.
'ÇOK MALİYETLİ BİR ŞEY DEĞİL'
Keçenin yapım aşamasını anlatan Taşçı, "Beş, altı aylık kuzu yünlerini kullanıyoruz. Koyun yünleri sert olduğu için kullanmıyoruz. Çalışan işçi olursa günde üç tane yapabiliyoruz, ancak şimdi bir tane çıkarabiliyoruz. Memlekette yaygın olan bir şey var: Keçe bel fıtığına çok iyi geliyor. Bel fıtığı olanlar, romatizması olanlar ya da daha önce kullanmış bu işe meraklı olan kişiler kullanıyor. Daha çok köylü kesimi alıyor. Çok maliyetli bir şey de değil. Sağlık açısından iyi. İki metrelik bir keçe 50 TL'lik bir şey. Döşek olarak kullanılabilir. Soğuğu geçirmez, böyle hassas bir şeydir. Renk olarak kök boya var, kimyasal boya var. Gerektiği yerlere kimyasal boya kullanıyoruz. Özel yerlere de kök boya kullanıyoruz. Çünkü kök boyanın maliyeti çok yüksek oluyor. Yününü tarama motoruna atıyoruz. Tarandıktan sonra desenini yapıyoruz. Yünü nakışın üzerine serptikten sonra dövme makinasına preslemek için veriyoruz. Yaklaşık bir saat sonunda desenle yün birbirine yapışır"diye belirtti.
'KURS SÜRESİ ÇOK AZ'
Kurs için zamanın yeterli olmadığından şikayet eden Taşçı sözlerini şöyle tamamladı: "Öğrenmek isteyenler var, ama kurs süresi çok az. Üç aylık bir kurs süresi var. Üç ayda bir kişi usta olamaz ki. Benim baba mesleğim, ben 70 yaşına yaklaşmışım, daha benim eksikliklerim var. Zaman isteyen bir meslek."
(Kaynak: Gazeteipekyol)