Karacadağ'da Toprak Uyanıyor
Kış mevsiminin son günlerinin yaklaştığı Karacadağ'ın eteklerinde toprak ana uyandı. Yeni filizlenen çimenlerin üstünde şimdi kuzucuklar oynuyor.
Kış mevsiminin son günlerinin yaklaştığı Karacadağ'ın eteklerinde toprak ana uyandı. Yeni filizlenen çimenlerin üstünde şimdi kuzucuklar oynuyor. Pirinciyle de ünlü Karacadağ'da pirinç ekimi için de son hazırlıklar yapılıyor.
Karacadağ'da sağanak yağış
Diyarbakır kent merkezinin yaklaşık 60 kilometre batısında bulunan Karacadağ'da havaların ısınmasıyla beraber doğa yavaş yavaş uyanmaya başladı. Henüz tepesinde kayak sporunun yapıldığı Karacadağ'ın eteklerinde ise bahardan günler yaşanıyor. Karacadağ'da pirinciyle ünlü Alatosun'dayım. Az önce başlayan sağanak yağışlar beni iliklerime kadar ıslatıyor. Kuzeyden esen sert rüzgar ile beraber yağmur tanecikleri birer dolu taneleri gibi sol tarafıma değiyor. Sabah araçla geldiğim Alatosun'dan otostop yaparak ayrıldıktan sonra başlayan bu yağış nedeniyle caddeden Diyarbakır yönüne doğru giden bir tek araç bile yok. Yol üstündeki Alankoz köyüne doğru yayan olarak yoluma devam ediyorum. Bazen dönüm p arkama bakıyorum, gelen bir araç yok mu diye. Nafile…
Muhteşem gökkuşağı
5- 6 kilometre yol kat ettikten sonra Alankoz köyüne ulaşıyorum. Köyün girişinde bir çiftçi henüz yeni sürdüğü tarlaya pirinç atmış, köyün kenarından geçen derenin yolunu kapatarak kenardan açtığı ark ile tarlasını sulamaya çalışıyor. Bu yağmurda bu tarla neden sulanıyor diye merak ediyorum. Genç çiftçi bu yöndeki sorumu, pirincin suya olan gereksinimini detayıyla anlatırken, "Pirinç her daim su ister. Yağmur yağsa bile tarlayı sulamak durumundasınız. Bu nedenle burada tarlamı suluyorum" şeklinde karşılık veriyor. Bir süre kendisini gözlemliyorum, hiç de işi kolay değil. Ama az önce duran yağmurdan sonra muhteşem bir gökkuşağı çıkıveriyor. Bu gökkuşağının altında yem yeşil otlar arasında çalışma yine de güzel bir duygu uyandırıyor diye düşünüyorum.
Sürüngenler çıktı, kukumav iş başında
Bir süre sonra kente doğru yine yayan devam ediyorum. 1955 metre rakımlı dağın zirvesinde kayak yapılırken, karın eridiği alçak kesimlerde ise sürüngenler kendini göstermeye başlamış, yol kenarında bir sürü irili ufaklı kertenkele kendini gösteriyor. Bu sürüngenlerle beslenen ve Karacadağ'ın çetin kış ayları boyunca yiyecek sıkıntısı çeken Kukumav (Athene noctua ) kuşu ise uyanan doğayla beraber artık karınlarını rahatlıkla doyurabiliyor. Yol kenarındaki Kukumavların kertenkeleleri kestirdiğini kavramak zor olmuyor. Birkaç kilometre sonra bir araç sesi, dönüp elimi kaldırdım. Her Diyarbakırlı gibi sıcakkanlı biri açtığı pencereden başını uzatıp nereye diye soruyor. "Diyarbakır'a gidiyorum" şeklindeki cevabıma "Gel" diye karşılık alıyorum. Diyarbakır'a dönerken aklım Karacadağ'ın o olağanüstü güzelliğinde kalıyor. Acaba bu olağanüstü güzelliği Diyarbakır'da kaç kişi biliyor diye…
Kaynak: Özgür Haber Gazetesi