Kanseri İki Kez Yenen Ressam Renklerle Moral Dağıtıyor
Efsun Yılmaz - Genç yaşında yakalandığı kanser hastalığını iki kez yenen ressam Seba Uğurtan, tedavisi sırasında hastane duvarlarında gördüğü eksiklik üzerine bir grup ressamla birlikte hastane duvarları için resim yapmaya başladı.
Efsun Yılmaz - Genç yaşında yakalandığı kanser hastalığını iki kez yenen ressam Seba Uğurtan, tedavisi sırasında hastane duvarlarında gördüğü eksiklik üzerine bir grup ressamla birlikte hastane duvarları için resim yapmaya başladı. Grup, tedavi gören yetişkinler ile lösemili çocuklara da eğitim vererek destek oluyor.
Seba Sanat Galerisi'nde AA muhabirine yaşam öyküsünü anlatan Uğurtan, yaklaşık 20 yıl önce resim öğretmenliği yaptığı yıllarda meme kanserine yakalandığını ve zorlu bir tedavi sürecinden geçtiğini söyledi.
Hastalığına teşhis konulduğunda kanserin 4. safhasında olduğunu ve vahim boyutlara ulaştığını anlatan Seba Uğurtan, şöyle konuştu:
"Kanserle tanıştığımda 30 yaşındaydım ve küçük bir oğlum vardı. Acı dolu bir öyküydü ama şimdi kanseri yenme öyküm birçok insan için umut kaynağı oldu. Ameliyatla sadece meme değil, adalelerim de alındı ve koltuk altındaki lenfler temizlendi. Kolumu uzun süre kaldıramadım, uzun uğraşlar sonucu elimi kaldırıp resim yapabilmeye başladım. Bazı sorunlar yatarak ve kendine acıyarak çözülmüyor. Etrafta sevdiğiniz kişiler varsa yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Eşim de o dönemde bana bir sanat galerisi hediye etti."
-Resim yaparak hayata tutundu-
Hastalığı sürecinde hastane koridorlarında ağladığını, hayata resim yaparak tutunduğunu ifade eden Uğurtan, "Kanserle başa çıkmak için tutunacak bir yol aradım, düşüncelerimi sanat yoluyla anlatmak istedim" dedi.
Uğurtan, sevincin de acının da insanları birleştirdiğini, çocuklara resim yapmayı öğreterek hayata daha olumlu bakmayı öğrendiğini, bu dönemde deri kanseri ile tanıştığını da belirtti.
Resim yapmayı ve eğitim vermeyi sürdürerek bu zorlu tedavi sürecini de atlattığını dile getiren Uğurtan, bu dönemde iş yaşamında başarılı olan ve stresli yaşamdan kaçmak isteyen kadınlarla tanıştığını ve onlara resim yapmayı öğrettiğini vurguladı.
Hastalıktan ve zorlu yaşam koşullarından kaçan kadınların oluşturduğu Su Grubu'nda resim yapmayı sürdürdüklerini dile getiren Uğurtan, "Yurt dışında, yurt içinde sergiler açmaya başladık. Dünya çapındaki etkinliklere katıldık. İtalya, İngiltere ve Fransa'dan çeşitli ödüller aldık" diye konuştu.
- İzmir'deki ve Türkiye'deki hastanelere tablo hediye ediyorlar-
Su Grubu olarak Türkiye'nin çeşitli illerine, ilçelerine giderek resim yaptıklarını anlatan Seba Uğurtan, ziyaret ettikleri şehirlerin hastanelerine tablolar hediye ettiklerini söyledi.
Hastane duvarına asılan resimlerin tedavi edici gücü olduğuna inandığını da belirten Uğurtan, "Sintigrafi çektirmeye gittiğim bir hastanede yapayalnız kaldığım bir odada beni başka ve umutlu bir dünyaya götürecek bir görselin eksikliğini kavradım. Benim o hayalleri kurmaya ihtiyacım varsa herkesin vardır diye düşündüm" dedi.
Uğurtan, İzmir'deki devlet hastanelerine, Ege Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi'ne, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne bin 200 özgün eser hediye ettiklerini, son olarak 10 lösemi hastası çocukla tanıştığını ve onlarla resim yaptığını anlattı.
Hastalara ışık ve umut olmanın büyük önem taşıdığına işaret eden Uğurtan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben bu hastalığı yendim ve işimi bitirdim. LÖSEV'in destek verdiği 10 gençle birlikte resim yaptık ve onlara bu hastalığı nasıl yendiğimi anlattım. Acı dolu anılardan kaçmamak gerektiğini, hastalıktan kaçmanın çözüm olmadığını görüyorsunuz. Lösemili çocuklara toplum olarak verdiğimiz destek, moral çok önemli."
Yayıncı: Şükran Yücel - İZMİR