Haberler
Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

CHP lideri Özel'den çok konuşulacak Öcalan iddiası: Bir günde izin çıkaracak

Özel'den bomba Öcalan iddiası

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

Kansere "Umut" Olmak İçin Çalışıyorlar

Kansere
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yunus Emre Günaydın / Tahir Turan Eroğlu - Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyeleri, hazırladıkları birbirlerinin tamamlayıcısı projelerle kanser tedavi yöntemlerinden "fotodinamik terapi" alanında çalışmalar...

Yunus Emre Günaydın / Tahir Turan Eroğlu - Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyeleri, hazırladıkları birbirlerinin tamamlayıcısı projelerle kanser tedavi yöntemlerinden "fotodinamik terapi" alanında çalışmalar yürütüyor.

Bazı ülkelerde yaygın tedavi yöntemi olan "Fotodinamik terapi" çalışmalarında, sentezlenen ışığa duyarlı moleküllerle kanser hücrelerine doğrudan müdahale amaçlanıyor.

GYTE Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Devrim Atilla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin Türkiye'de ve dünyada pek çok insanın ölümüne neden olan hastalık olduğunu, söz konusu hastalıkla ilgili kullanılan çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu belirtti.

Kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi müdahalenin birtakım dezavantajlarının bulunduğuna işaret eden Atilla, "Kemoterapide hastaya çok fazla ilaç verilmesinin saçların dökülmesi ya da kanserli olmayan sağlıklı hücrelerin ölümüne sebep oluyor. Radyoterapide de çok fazla radyoaktif ışığın verilmesi, hastalara birtakım rahatsızlıklar getiriyor. Cerrahi yöntemde ise tümörlü bölgenin iyi temizlenmemesi ya da cerrahi müdahale edilemeyecek bir bölgede olmasının birtakım dezavantajları var."

-"Geleneksel tedavi yöntemlerine alternatif"-

Yaptıkları çalışmalarda kanser tedavisinde kullanabilecek moleküller sentezlediklerini dile getiren Atilla, TÜBİTAK tarafından desteklenen projesinde kanser tedavisinde kullanabilecek hedefe yönelik moleküllerin sentezi üzerinde çalışıldığını anlattı.

Atilla, bu çalışmalarda, fotodinamik terapiyle kanser tedavisinde kullanabilecek moleküller sentezlediklerini vurgulayarak, proje kapsamında tedavide uygulanabilecek hedefe yönelik, ışığa duyarlı moleküllerin sentezini yaptıklarını kaydetti.

Fotodinamik terapinin, geleneksel kanser tedavi yöntemlerine alternatif olduğuna dikkati çeken Atilla, bunun henüz Türkiye'de kullanılmadığını bildirdi.

Doç. Dr. Atilla, fotodinamik terapide toksik madde yerine, ışığa duyarlı maddeler kullanıldığına işaret ederek, "Işığa duyarlı maddeleri hastaya verdiğimizde hedefli olması, kanserli hücreye giderek orada birikmesi söz konusu. Onun dışında maddeyi hastaya verdikten sonra o bölgenin ışığa maruz tutulmasıyla orada sentezlediğimiz moleküller 'sindet oksijen' üretiyor. Bu madde de birtakım radikalik moleküller oluşturuyor ve bu moleküller sadece kanser hücrelerini öldürüyor" bilgisini verdi.

-"Bundan sonraki kademe hayvan deneyleri olacak"-

Atilla, amaca uygun olarak hedefe yönelik ışığa duyarlı moleküller sentezlediklerini belirterek, moleküllerin sentezlenmesinin ardından kanser hücrelerinde ön denemelerinin yapıldığını söyledi.

"Eğer kanser hücrelerinde gerçekten etkili olursa bundan sonraki kademesi hayvan deneyleri olacaktır" diyen Atilla, şöyle devam etti:

"Biz bu kademesine kadar gelemiyoruz. Sadece hücre deneylerinin bir kısmını yaparak moleküllerin sentezini yapıyoruz. Proje kapsamında da biz hedefli molekülleri hazırladık, sentezledik. Bundan sonraki hedefimiz bunları kanser hücrelerinde denemek. Daha sonra kanser hücrelerinde iyi sonuçlar elde edersek hayvanlar üzerinde deneyeceğiz."

Atilla, fotodinamik terapinin yeni uygulanmaya başlanmış bir yöntem olduğunu, fakat ABD'de bununla ilgili tedavi yapan klinikler bulunduğunu dile getirerek, "Bizim umudumuz da bu konuyla ilgili tıp fakültesi görevlilerinin destek vermesi, bizim moleküllerimizi alarak önce hayvan deneylerinde daha sonra birtakım tedavilerde uygulanması. Bu yönüyle çalışmalarımız eksik kalıyor" diye konuştu.

-"Cerrahi yöntem ve kemoterapiye alternatif"-

GYTE Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Durmuş da çalışma konuları içerisinde kanser tedavisine yönelik fotodinamik terapi amaçlı moleküllerin sentezi ve bunların birtakım ölçümlerini yapmak üzere yoğunlaştığını belirterek, fotodinamik terapinin cerrahi yöntem ve kemoterapiye alternatif olarak geliştirildiğini bildirdi.

Daha aktif, kanser hücresine etki edebilecek daha özel birtakım moleküller sentezleyerek bunları karakterize etmeyi hedeflediklerini aktaran Durmuş, özellikle daha yüksek dalga boyunda absorsiyon yaparak daha derindeki kanser hücrelerine bu sayede ulaşmayı amaçladıklarını söyledi.

Geliştirmeye çalıştıkları fotodinamik terapi ajanlarında 3 noktanın iyileştirilmesinin hedeflendiğini belirten Durmuş, "Hem yüksek dalga boyunda ışık absorblayabilecek hem kanser hücresinde oldukça yoğun bir şekilde toplanarak sağlıklı hücrelere zarar vermeyecek hem de vücutta bizim kullandığımız bileşikler nerede toplanıyor, yoğunlaşıyor, bunu da izleyebilmek için de 'imaging' olması gerekiyor" ifadesini kullandı.

-"En büyük avantajı, yan etkilerin en aza indirilmesi"-

Durmuş, fotodinamik terapinin en büyük avantajının diğer tedavi yöntemlerine görülen yan etkilerin en aza indirilmesi olduğunu vurguladı.

Fotodinamik terapiyle sağlıklı hücrelere zarar verilmediğini belirten Durmuş, şunları kaydetti:

"Verdiğiniz ilaçlar toksik değil. Ancak ışıkla aktif oluyor. Siz bir dalga boyunda bir ışık verdiğinizde ilaç etkisini gösteriyor. Normal şartlarda toksik olmadığı için vücuttan atılıyor. Bu nedenle fotodinamik terapinin günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan kanser tedavilerine üstünlüğü bulunmaktadır. Nokta atışı diyebiliriz. İstiyoruz ki biz sağlıklı hücrelere hiç dokunmayalım, onların keyiflerini kaçırmayalım, sadece kanser hücrelerini yok edelim."

Durmuş, burada kimyacı olarak sadece sentez, karakterizasyon ve bir takım hücre çalışmalarını yapabildiklerini ifade ederek, daha ilerisi için biyolog gruplarla bir takım ortak çalışmalarının bulunduğunu bildirdi.

Ümit vadeden bileşiklerin de daha sonra hayvan denemelerinde kullanılmasını beklediklerine vurgu yapan Durmuş, en son noktanın onkologlar tarafından hastalar üzerinde kullanılması olduğuna dikkati çekti.

Yayıncı: Atakan Çelik - KOCAELİ

Kaynak: AA / Yerel
title