Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Elazığ'da Açıklaması

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Türkiye alelade bir ülke değil, hem bölgesinde hem dünyada çok önemli bir yeri ve sorumluluğu olan bir ülke. Etrafımızı görüyorsunuz. Ama Türkiye çok şükür bir istikrar adası gibi bu bölgede duruyor" dedi.

Bakan Yılmaz, Elazığ Akgün Hotel'de iş adamı Aziz Çelik ile Hüsna Ay'ın düğününe katıldı. Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu'nın kıydığı nikahta çiftin şahitliklerini, Bakan Cevdet Yılmaz, Vali Muammer Erol, AK Parti Elazığ milletvekilleri Zülfü Demirbağ, Şuay Alpay ve Faruk Septioğlu yaptı.

Nikahın sonunda Bakan Yılmaz, evlilik cüzdanını geline verirken "Ben de tekrar bu güzel çifte ömür boyu mutluluklar diliyorum. İki cihan saadeti diliyorum. Burada Başbakanımız olsa kesinlikle 'üç çocuk' derdi. 'En az üç çocuk' derdi. Ben de aynısını tekrarlıyorum tabii. İnşallah vatana, millete hayırlı evlatlar nasip eyler Cenab-ı Allah. Her iki aileyi de tebrik ediyorum. Bu vesileyle akraba oldular. Çok da sağlam bir nikah oldu. Birçok şahit oldu. Allah bir yastıkta kocatsın" dedi.

Bakan Yılmaz, daha sonra Elazığ Eczacı Odası'nda yapılan Elazığ Sivil Toplum Kuruluşları Platformu toplantısına katıldı.

Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'nin demokrasisine ve kalkınmasına paralel bir şekilde geliştiğini, kalkınmada devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının rol üstlendiğini söyledi.

Türkiye'nin 2023 vizyonu için tüm bölgelerin enerjisini hareket geçirmek zorunda olduğunu ifade eden Yılmaz, "Türkiye alelade bir ülke değil. Önemli bir ülke. Çok önemli mesafeler de aldı son dönemde. Tarihine yakışır bir şekilde küresel ölçekte sorumluluklar üstlenen bir ülke. ve daha da fazla üstlenecek bir ülke. Dolayısıyla biz mutlaka bunun ekonomik zeminini çok sağlam kurmak zorundayız" dedi.

Yılmaz, ülkenin çok daha iyi noktalara kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak gideceğini belirterek, bunda da en önemli unsurun nitelikli, donanımlı insan olduğunu vurguladı.

"Nitelikli donanımlı bir insan gücünüz varsa ortak hedefler koyup, bu hedefler etrafına kenetlenebilen, hedefe birlikte yürüyebilen bir insan kaynağınız varsa başarılı oluyorsunuz" diyen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Nüfusumuz 75 milyon. Yaş ortalamamız 29 yıl 7 ay. Yani nüfusun yarısı bunun altında. Bu bölgelerde 23-24 yaşlarında. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmemiz lazım. Özellikle girişimciliği geliştirerek, onlara bir sürü engeller çıkararak değil, ufuklarını açarak ve önlerini açarak onların daha girişimci olması yönünde gayret etmeliyiz. Kalkınmanın anahtarı girişimci insandır. Bu eğitimde veya iş dünyasında olur. Her alanda girişimcilik... Geçmişte atalarımız değişik, hiç bilmedikleri coğrafyalara cesaretle gitmişler, hiç bilmedikleri koşullarda yaşamayı bilmişler, oralara çeşitli kültürel değerlerini taşımışlar. Bugün biz bundan hareketle bugünkü dünyanın şartlarında yeniden o dinamizmi sağlamak zorundayız. Türkiye alelade bir ülke değil, hem bölgesinde hem dünyada çok önemli bir yeri ve sorumluluğu olan bir ülke. Etrafımızı görüyorsunuz. Ama Türkiye çok şükür bir istikrar adası gibi bu bölgede duruyor. İnsani bakış açısıyla Afrika'dan Ortadoğu, Orta Asya, Balkanlar'a kadar birçok alanda önemli işler yapıyor. Ama tüm bunların devam etmesi bizim çabalarımızla yakından ilgili."

-"4+4+4 eğitim modeli"-

Toplantının soru-cevap kısmında Elazığ İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Hüsamettin Gül, gündemde olan yeni eğitim modeli sistemiyle ilgili görüşlerini açıklarken, kesinlikle bunun kesintili olması hususunda talepleri olduğunu, aksi halde Kuran kursları ve hafızlık müesseselerinin zarar göreceğini dile getirdi.

Bakan Yılmaz, bunun üzerine şunları söyledi:

"Tabii 28 Şubat'a yaklaşıyoruz. 28 Şubat'ın son kalıntılarından biri diyelim kesintisiz 8 yıllık eğitim. Sadece ve sadece imam hatipleri kapatmak için bütün mesleki eğitim sistemimiz de büyük bir darbe aldı gerçekten o dönemde. Ama çok şükür Türkiye artık o günleri geride bıraktı. Demokrasisi normalleşti Türkiye'nin. Şimdi 'daha ileri demokrasi' diyoruz, yeni anayasa diyoruz. Tabii ki Türkiye o günleri de görecek. İnşallah daha da ileri gidecek. O son kalıntıların da ortadan kalkmasından dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz.

Burada iki şeyi karıştırmamak lazım, tabii ki biz süreyi kısaltmıyoruz. Aksine daha da artırıyoruz. 4+4+4, 12 yıl. Okul öncesi eğitimi de katarsanız 13 yıl oluyor. Yani daha fazla eğitim, ama kesintili. Belli aşamalarda farklı tercihlerin de kullanılabileceği daha modern bir eğitim sistemi aslında. Bizim şu anki kesintisiz eğitim tabii ben konun uzmanı değilim ama uzmanlardan duyduğumuz kadarıyla bazı çok az gelişmiş ülkelerde var. Gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamında daha fazla esneklik tanıyan, daha yetenekleri geliştiren, yönlendiren sistemler var. Biz de inşallah eğitimimizin kalitesini artıracağız."

- ELAZIĞ