Haberler
Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Son depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

İşte 7 kişiyi öldüren Bahtiyar Aladağ'ın son görüntüleri

İşte 7 kişiyi katleden caninin son görüntüleri

İzmir'deki Römorkör Kazası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"TCG Değirmendere" römorkör kazasında "ihmali bulunduğu" iddiasıyla hakkında 3 ila 15 yıl arasında hapis cezası istenen sivil mühendis, ilk duruşmada tahliye edildi.

TCG Değirmendere römorkörünün, bakım için getirildiği İzmir Tersanesi'nde, yeniden suya indirilmesi sırasında yan yatmasıyla meydana gelen 2 işçi ve 8 askerin hayatını kaybettiği, 17 kişinin de yaralandığı kazada "ihmali bulunduğu" iddiasıyla tutuklu yargılanan sivil mühendis tahliye edildi.

Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, hakkında TCK 85/2 maddesi kapsamında "Taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek" suçundan 3 ila 15 yıl arasında hapis istenen gemi inşa mühendisi ve havuzlama sorumlusu tutuklu Önder U. ve olayda hayatını kaybeden işçiler Ercan Biçer ve Cafer Kırbaş'ın yakınları ile tarafların avukatları katıldı.

Mahkeme heyeti, ölen işçilerin yakınlarının şikayetçi olduklarını belirtmesi üzerine, davaya katılan sıfatıyla yer almalarını kabul etti.

Sanık Önder U, gemide 40 ton ağırlığındaki tatlı suyun "havuz 8"e boşaltılması ve geminin havuza alınmasında 4 ton ağırlığındaki 4 jeneratörün sökülmesi sırasında inisiyatif kullanması nedeniyle "dolaylı kusurlu" olduğu yönündeki bilirkişi raporunu kabul etmediğini söyledi.

Boşaltılan yükün, gemi ağırlığının yüzde 4'ü kadar olduğunu, denge bozukluğunun havuzlama mühendisi değil gemi personelinin bilgisi dahilinde olması gerektiğini savunan Önder U, sorunun gemi personelinin bilgi ve eğitim eksikliğinden kaynaklandığını savundu.

Ailelerin avukatı Erol Özcan, sanığa gemi başucu kitabında "gemideki su tankının daima dolu olması" gerektiğinin emir olarak belirtildiğini, buna rağmen 40 ton suyun neden boşaltıldığını, gemi dengesini kaybettiğinde tekrar denge sağlaması için çalışanların geminin bir sağına bir soluna görevlendirilmesi emrini kimin verdiğini, gemi batmak üzereyken çalışanların neden gemiyi terk etmediğini ve bu emir yetkisinin kimde olduğunu sordu.

Sanık Önder U, bu olayın başından beri temel sorunun havuzlamadaki görev, yetki ve sorumluların ve sorumlu kişilerin kim olduklarının anlaşılamamasına dayandığını belirterek, "Katılan vekili bilirkişi raporunda açıklanan konuların tümü sanki benim sorumluluğumdaymış gibi sorular sormuştur. Benim havuzlama mühendisi olarak gemi çalışanlarına ve tersane işçilerine görev verme ya da görev yerlerini tayin etme gibi bir yetki ve sorumluluğum yoktur" dedi.

Başsağlığı diledi

Önder U, kazada şehit olan mesai arkadaşlarına, işçilere ve askerlere Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı dilediğini, olaydan dolayı çok üzgün olduğunu söyledi.

Sanık Avukatı Ömer Faruk Kara, gemi stabilitesinden müvekkilinin değil, gemi komutanı ve başçarkçısının sorumlu olduğunu, askeri savcılık tarafından sürdürülen soruşturmanın uzun süre alacak gibi göründüğünü belirterek, o soruşturmadaki birincil kusurluların ifadeleri bile alınmamışken, dolaylı kusurlu olduğu iddia edilen müvekkilinin de tahliye edilmesini talep etti.

Mahkeme Başkanı Mümtaz Erdoğan, sanığa atılı suçun türünün ileride değişme olasılığı, kanıtların yeterince toplanmış olması, delilleri karartma ihtimalinin bulunmaması, kaçma şüphesinin olmaması ve tutuklu kaldığı surenin göz önüne alınmasıyla, sanığın yurtdışı çıkış yasağı konularak serbest bırakılmasına karar verildiğini açıkladı.

Mahkeme heyeti ayrıca, Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığından şüpheliler hakkında yürütülen soruşturmaya dair bilgi istenmesine, İzmir Tersane Komutanlığına tezkere yazılarak soruşturması tamamlanmış olanların dışındaki şüpheli asker şahısların tanık olarak dinlenilmesi için işlem yapılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

Aileler tahliye kararına tepki gösterdi

Duruşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Avukat Ömer Faruk Kara, esas soruşturmanın halen askeri savcılıkça sürdürüldüğünü hatırlatarak, "O davanın başlayıp, kısa zaman içerisinde sonuçlanmasını istiyoruz" dedi.

O soruşturmada hızlı hareket edilmediğini öne süren Kara, şunları kaydetti:

"Belki askeriyenin iç prosedüründen de olabilir. Yapılan ciddi bir işlem olmadığı için bu davaya da bilgi akışı gelmedi. Buraya bilgi aktaran bendim, ben bile yetersiz kalıyordum. Nisan ayında geminin baş çarkçısı, komutanı ve birkaç kişinin ifadesi alınmış. Onun dışında dosyada yapılan bir işlem yok. Mahkemenin tahliye kararı vermesinden daha doğal bir şey olamaz. Çünkü bu olayla ilgili daha birçok kişi şüpheli sıfatını bile almadı. Askeri soruşturma sürerken buradaki, uzun tutukluluk, sanki ileride verilecek bir cezanın infazı gibi değerlendirildi. Mahkemenin bugünkü verdiği ara kararlar yerindedir."

Ailelerin avukatı Erol Özcan, kararın nihai olmadığına işaret ederek, "5'inci ayında olmasına rağmen askeri savcılığın soruşturması ağır gitmekte. Bu eksiklik ve sorumsuzluktur. Ne olursa olsun bazı kurumlar korunuyor. Adaletin gerçekleşmesi için hiçbir ayrım yapılamaz" diye konuştu.

Türk Harb-İş Sendikası Ege Bölgesi Başkanı İrfan Akgönül de suçsuz kişilerin vicdanları rahatlatmak için içeri alındığını, asıl kusurluların daha sorgu aşamasına geçilmediğini, asıl kusur sahiplerinin bir an önce yargılanıp ceza almasını istediklerini söyledi.

Ölen işçilerin aileleri ise mahkemenin tahliye kararına tepki gösterirken, ölen işçi Ercan Biçer'in eşi Serap Biçer, sanığın tekrar tutuklanmasını istediğini belirterek, "Benim eşim kara toprağın altında, sanık dışarda elini kolunu sallayarak gezecek. O da içeride çürüsün. Karar yerinde değil. Tekrar dava açılsın" dedi.

-Olayın geçmişi

Karşıyaka ilçesi Alaybey semtinde bulunan İzmir Tersanesi'ne 23 Aralık 2013'te bakım ve onarım için getirilen TCG Değirmendere römorkörü, işlemlerin ardından bakım havuzundan denize indirildiği sırada yan yatmış, kazada 2'si işçi 8'i asker 10 kişi ölmüş,17 kişi de yaralanmıştı.

Yaşamını yitiren işçilerden Ercan Biçer'in ailesi Milli Savunma Bakanlığı hakkında 462 bin lira, Cafer Kırbaş'ın yakınları ise 709 bin 500 lira maddi tazminat talebiyle dava açmıştı.

Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığının soruşturması ise devam ediyor. - İzmir

Kaynak: AA / Yerel
title