Iğdır'da Gazilik ve Şehitlik Maneviyeti Konferansı

Iğdır'da 'Gaziler Günü'nün 92. yıl dönümü kutlamaları kapsamında 'Gazilik ve Şehitlik Maneviyatı' konulu konferans düzenlendi.

Iğdır İl Müftülüğü ve Iğdır Kıbrıs Barış Hareketi Gazileri Derneği ortaklaşa düzenlediği konferans, Iğdır Kültür Sarayında gerçekleştirildi. Kur'an-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı ile başlayan programda açılış konuşması yapan Iğdır Müftüsü Cüneyt Kulaz, şehit ve gaziliğin milletçe değer verdiği 2 manevi değer olduğunu, bu kapsamda böyle bir program tertip ettiklerini söyledi.

Iğdır Valisi Ahmet Pek ise, şehitliğin İslami inancı yaşayan insanlar için var olduğunu, şehitlik bu insan inancı içerinde yer alan bir olgu olduğunu, gaziliğin de öyle olduğunu belirtti.

Vali Pek, "Her iki olguda ülkesi için canını ve kanını vermeye kendini atamış insanlara rütbeye konulan isimdir. Aziz milletimizi ve vatanımızı korumak uğruna canını vermek ve bedenini bu uğurda sarf etmek onurdur. Vatanımızın ve milletimizin bu zamana kadar gelmesi, ayakta kalması şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'e Gazi unvanının verilmesinin yıl dönümü olan bu günü saygı ile dile getirmek ve şerefli gazilerimizin gününü kutlamak şerefimizdir" dedi.

Konferansı sunan, Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Zeki Tan, yaptığı açılış konuşmasında, şehitlik (şehadet) inanan her mümin için bir hedeftir; bir ideal, gaye ve bir maksat olduğuna vurgu yaparak, 5 vakit namazda eşhedu dediğimiz o kelimeyi şahadetine hayatını şahit kılmak olduğunu belirtti. Tan, "Şehit kendisini değil toplumunu yaşatmak isteyen insandır. Kimisi yaşar ve ölür. Kimisi ise yaşatmak için ölür. İşte şehit yaşamak için değil yaşatmak için ölür. Bunun için şehit hem dünyada yaşar hem de ahrette yaşar. Bu duygu kısmen olsa biliyorum ağabeyim 2010 yılında şehit oldu. Ağabeyime ve tüm şehitlerime rahmet diliyorum" şeklinde konuştu.

Toplumun yaşatılabilinmesi için himmeti olmak konusunda konuşan Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr İbrahim Akgün, şehitlik bir hakikat ise, bu hakikati besleyen maneviyat olduğunu, din olduğu, mukaddesat ve ledün yat olduğunu kaydetti. Demir, "Onun için cağı adete manen imar ve inşa eden ruh mimarı bu hakikati şöyle formüle eder, "Din hayatın hayatı, hem nuru hem esası, ihyayı din ile ulur. Şu milletin ihyası" bu milleti yeniden ihya etmek, yeniden cihan da muazene unsuru haline getirmenin yolu, hayata dini hakim kılmakla gerçekleşir. Şehitlik ruhunu dinden alır. Dinin olmadığı yerde şehitlik de olmaz. Din bir ağaç ise şehitlik onun meyvesidir" dedi.

Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr Bayram Demir ise, şehitliğin Allah'a imandan sonra ortay çıkan bir sonuç olduğunu, bunun öncesi kişinin kendisini ruhen yetiştirmesi gerektiğini belirtti. - IĞDIR