'İç Güvenlik Paketi" Tartışmaları
Güneydoğu'daki bazı siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın pakete ilişkin değerlendirmelerine tepki gösterdi AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı Ekmen: "Yasa dışı, provokasyona açık sokak eylemlerinin maliyetini daha dün 50 canımızı kaybederek tecrübe ettik. Bu durum ortadayken sokak üzerinden iktidarı tehdit etmeyi makul, meşru, demokratik siyasetle izah edemeyiz" Hüda Par Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz: "Eğer devlet can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik tedbirlerde aşırıya gidiyorsa bunun sorumlusu yine HDP'dir.
HASAN NAMLI - Güneydoğu'daki bazı siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın "İç Güvenlik Paketi"ne ilişkin değerlendirmelerine tepki gösterdi.
AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Selahattin Demirtaş'ın pakate ilişkin değerlendirmelerini eleştirdi.
Demirtaş'ın, bir gazeteye verdiği demeçte, paketle ilgili "Kıyameti koparacağız, sokakta mitinglerimizle, yürüyüşlerle engellemeye çalışacağız. Yasa çıkarsa değişmesi için mücadele yürüteceğiz" ifadesini kullandığını dile getiren Ekmen, siyaset yoluyla mücadeleyi seçen bir hareketin siyaset dışı mücadele araçlarından uzak durması gerektiğini vurguladı.
Ekmen, siyasetin meşru demokratik zeminde ve demokratik araçlarla yapıldığını aktararak, siyasi parti veya sivil unsurların sokakla işinin olmaması gerektiğini belirtti.
Mecliste mücadele verilmesi gerektiğini, bunun yetersiz olduğuna inanıldığında da mitingler yapılarak düşüncelerin halkla paylaşılması gerektiğini anlatan Ekmen, şöyle dedi:
"Yasa dışı, provokasyona açık sokak eylemlerinin maliyetini daha dün 50 canımızı kaybederek tecrübe ettik. Bu durum ortadayken sokak üzerinden iktidarı tehdit etmeyi makul, meşru, demokratik siyasetle izah edemeyiz. Çözüm süreci en büyük zararı HDP'lilerin de ifadesi ile sokaktaki provokatörlerden çekti ise o zeminden bahsetmek bile kabul edilemez."
"Vatandaşın canının HDP için kıymeti yok"
Hüda-Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz da HDP'nin, 6-7 Ekim'de yaşanan olaylardan ders almamış gibi göründüğünü, hükümete şantaj yaptığını savundu.
"(HDP) Dediklerimi kabul etmezseniz tekrar sokağa çıkarız. Dolayısıyla, 'Benim dediğimi yapmak zorundasınız' diyor" değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Vatandaşın canının HDP için kıymeti yok. HDP, sokakların karışması ve vandalizm sonucunda oluşacak mağduriyetlerden kendilerine prim devşirmeyi hedefliyor. Halkı düşünen bir siyasi yapı halkı hiçbir zaman şiddete, sokağa çağırmaz. Siyasi bir partinin yeri Meclis'tir, siyaset arenasıdır, talep ve isteklerini Meclis'te dile getirir. Eğer işi sokakta halledecekse de ismi siyasi bir parti değil illegal bir örgüt olur."
"Siyasi bir parti sokağa, şiddete davet etmez"
Toplumun huzura, güvenliğe ihtiyaç duyduğuna işaret eden Yılmaz, vatandaşın can ve mal güvenliği yoksa çözüm sürecinin de kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Öncelikle can ve mal güvenliğinin sağlanması ve sonrasında da siyasi fikirlerin tartışılması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
"HDP yetkililerinin yaptığı açıklamalar yanlıştır. Bir siyasi parti gibi davranılmamaktadır. Siyasi bir parti kozlarını Mecliste paylaşır, sokağa, şiddete davet etmez. PKK'lıların sokağa çıkması şiddettir. Halkın mal ve can güvenliğini sağlamak için devlet bütün tedbirleri almakla yükümlüdür. Eğer devlet can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik tedbirlerde aşırıya gidiyorsa bunun sorumlusu yine HDP'dir. Çünkü şiddet ve vandalizm yaşanmamış, insanlar katledilmemiş olsaydı belki böyle bir paket çıkmazdı."
"Bu çağrıyı yapanlar bu tedirginliğin altında kalacaklardır"
Diyanet-Sen Diyarbakır Temsilcisi Ömer Evsen, özellikle 6-7 Ekim olaylarında yaşananlar düşünüldüğünde, alanlara çıkmanın bölgeye olumlu yansımadığını gördüklerini söyledi.
Evsen, demokrasilerde iki tür mücadele yöntemi olduğunu ifade ederek, bunlardan ilkinin Meclis'te çıkacak yasalara karşı mücadele vermek, ikincisinin de alanları kullanmak olduğunu anlattı.
"Bir siyasi parti genel başkanının çıkarılacak bir yasaya karşı, 'Sokaklara çıkarız' ifadesini kullanarak halkı sokağa davet etmesi 6-7 Ekim'de olumsuz bir tecrübe yaşayan halk için yeni ve sıkıntılı bir sürece girildiğinin göstergesi olmuştur" diyen Evsen, şöyle konuştu:
"Çözüm sürecinin önündeki engellerin kaldırıldığı bir süreçte böyle bir çağrı bölgede yeniden gerilime neden olacaktır. Siyasetçilerin konuşacakları her kelimeye dikkat etmeleri ve sonrasını düşünerek hareket etmeleri uygun olacaktır. Özellikle bugünden sonra yapılacak her çağrının dikkatli bir şekilde, özenli bir dil kullanılarak yapılması gerekmektedir. Dikkatli bir dil kullanılmayan çağrıların sonuçlarını 6-7 Ekim'de gören halkımız tedirginliğe kapılmaktadır. Bu çağrıyı yapanlar bu tedirginliğin altında kalacaklardır."
"Bu fatura HDP'ye, Selahattin Demirtaş'a kesilir"
Aydınlık Yarınlar İçin Hak ve Özgürlükler Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı İsmail Kaya da 6-7 Ekim olaylarından herkesin ders çıkarması gerektiğini belirtti.
Demokratik yollarla hak aramanın yöntemlerinin belli olduğunu vurgulayan Kaya, toplumu sokağa çağırmanın ve özellikle şiddete meyilli protestolara davet etmenin halka hizmet getirmediğini söyledi.
Kaya, bu konuda özellikle siyasilere büyük görevler düştüğüne dikkati çekerek, siyasilerin sözlerinin getirisi ve götürüsünü iyi değerlendirip açıklama yapmalarının önemine işaret etti.
Aksi takdirde ortaya çıkacak bir sonucun faturasının siyasilere kesileceğini savunan Kaya, "Bu fatura HDP'ye, Selahattin Demirtaş'a kesilir" diye konuştu.
"Şiddet içeren çağrıları doğru bulmuyoruz"
Dicle-Fırat Diyalog Grubu Sözcüsü Muhittin Batmanlı ise halkı sokağa davet eden anlayışı doğru bulmadıklarını aktardı.
Bunu tasvip etmediklerini belirten Batmanlı, şunları kaydetti:
"Hükümet ve devlet, HDP ve PKK ile görüşüyor. Demirtaş'ın, 'Halkı sokağa dökeriz' sözü gayrisivil bir anlayıştır. Demokratik yöntemlerle olmak kaydıyla Demirtaş ile yürüyüş de yapılabilir. Ancak şiddet içeren çağrıları doğru bulmuyoruz. Halk sokağa dökülürse ve olaylar çıkarsa bunun müsebbiplerinden biri Sayın Demirtaş'tır. Kandil, İmralı ve HDP işin içerisinde olduğu halde kalkıp halkı sokağa dökmek yanlıştır." - Diyarbakır