Hukuk eğitimi sempozyumu, oturum başkanlarının değerlendirmesiyle sona erdi
Hukuk eğitiminde güncel sorunların hukukçular ile akademisyenler tarafından değerlendirildiği Hukuk Eğitimi Sempozyumunun son oturumunda çözüm önerileri kamuoyuyla paylaşıldı.
Hukuk eğitiminde güncel sorunların hukukçular ile akademisyenler tarafından değerlendirildiği Hukuk Eğitimi Sempozyumunun son oturumunda çözüm önerileri kamuoyuyla paylaşıldı. İki gün süren sempozyumda öğrenciler de hem konuşmacı hem katılımcı olarak etkinliklere katıldı.
Adalet Bakanlığı tarafından Yargı Reformu Strateji Belgesi (YRS) ve İnsan Hakları Eylem Planı'nda (İHEP) yer alan hukuk eğitiminin niteliğinin artırılması hedefi kapsamında düzenlenen ve iki gün süren sempozyumda duayen hukuk insanlarının moderatörlüğünde 8 oturum yapıldı. Yurt dışından yabancı konukların da katıldığı sempozyumda 28 hukukçu ve akademisyen ile 5 öğrenci sunum yaptı, görüşlerini paylaştı.
Sempozyumun kapanış programında, tüm oturumların başkanları bir araya gelerek 'Hukuk Eğitiminde Güncel Sorunlar ve Çözüm Önerileri' konusunu ele aldı. Değerlendirme oturumunda, hukuk eğitiminin iyileştirilmesi için alınması gereken tedbirler ve eğitimin kalitesinin yükseltilmesi amacıyla uygulanacak politikalar değerlendirildi.
Başkanlığını Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Başkan Vekili Prof. D. Yavuz Atar'ın üstlendiği sempozyumun son oturumuna, HSK Üyesi Prof. Dr. Cumhur Şahin, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Ekmekçi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Refik Korkusuz, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Süleyman Üstün ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. M. Fatih Uşan katıldı.
Prof. Dr. Şahin: "Hukuk dili artık Türkiye için ve dünya için olmazsa olmazdır"
HSK Üyesi Prof. Dr. Cumhur Şahin, eğitim sisteminde kalitenin artırılması için öğrenci sayısının azaltılması ve üniversite sınavı haricinde hukuk fakülteleri için ayrı bir sınav uygulamasının düşünülmesi önerisinde bulundu. Devlet, vakıf ve özel üniversiteler olmak üzere belirli bir kalite standardının yakalanması için tüm hukuk fakültelerinde zorunlu ortak derslerin belirlenerek müfredatın oluşturulması gerektiğini belirten Şahin, ayrıca her fakültenin kendine özgü derslerin de olması gerektiğini söyledi. Hukuk fakültelerinde hazırlık sınıfı oluşturularak yabancı dil eğitiminin de verilmesinin büyük önem arz ettiğini anlatan Şahin, "Hukuk dili artık Türkiye için ve dünya için yabancı dil olmaktan çıktı. Yani olmazsa olmaz diye sayacağımız bir dil. Onun üstüne artık Almanca, Fransızca, İtalyanca veya başka bir dil olur, İngilizce artı yabancı bir dili daha öğretecek şekilde eğitim vermemiz lazım" dedi. Prof. Dr. Şahin, eğitim sistemi içinde akademisyenlerin rolünün büyük olduğunu ve akademisyen eğitimine de önem verilmesi gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Özen: "Hukuk klinikleriyle öğrenciler pratik kazanıyor"
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen de nitelikli öğrenci ve öğretim üyelerinin eğitim sistemindeki kaliteyi arttıracağına inandığını belirterek, fiziki şartları yetersiz ve öğretim üyesi eksik olan üniversitelerde eğitimin kaliteli olmayacağını söyledi. Hukuk fakültesi eğitimi için 4 yıllık eğitim süresinin yeterli olduğunu düşündüğünü anlatan Prof. Dr. Özen, eğitim süresinin arttırılmasının farklı problemleri beraberinde getireceğini kaydetti. Pandemi sürecinde eğitimin dijitalleşmesinin öneminin herkes tarafından anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Özen, öğrenci odaklı aktif bir eğitimin şartlarının oluşturulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Özen, Ankara Üniversitesi'nde devam eden hukuk klinikleri çalışmalarıyla öğrencilerin eğitimlerine büyük katkı sağladığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Hukuk kliniklerimiz başarılı bir şekilde sürüyor. Özellikle dezavantajlı gruplara ulaşabilmek için öğrencilerimizi ceza infaz kurumlarına gönderiyoruz. Yine bazen taciz veya cinsel suçların mağdurlarına ilişkin destek yardımları yapıyoruz."
Prof. Dr. Özen Adalet Bakanlığınca verilen eğitimin çok önemli olduğunu da vurgulayarak "Hukuk eğitimi sonrasının muhatabı sadece Adalet Bakanlığı değil. Bunu dert edinecek başka kurumlar da var. Başta biz üniversiteler, YÖK ve Türkiye Barolar Birliği. Mezunların hepsi hakim-savcı olmuyor. Ağırlıklı olarak avukatlar oluyor" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ekmekçi: "Hukuk eğitimi herkesin sorunu"
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Ekmekçi ise hukuk eğitimi veren kadronun yabancı dil bilmesi zorunluluğu olduğunu belirterek, devlet üniversitelerinde bu imkanın sunulduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Ekmekçi, hukuk fakültesi sayısının çok olmasının standartları düşürdüğünü ve bunun birçok kurumun sorunu olduğunu aktardı. Prof. Dr. Ekmekçi, "Sistemde sorun var. Ama bu sadece Adalet Bakanlığı'nın sorunu değil. Hukuk eğitimi herkesin sorunu ama Adalet Bakanı muzdarip olmuş bundan. Genel eğitim sorunlarımızı ayrı düşünmek mümkün değil. Liselerimizde ne sorun varsa üniversitelerimizde de benzer sorun olacak. Ama asistan standardını belirleyen, kaç yüz binden alacağını söyleyen, af çıkarıp öğrenci dolduran, yurt dışındaki okullara denklik veren Adalet Bakanlığı değil. Bunları konuşalım" dedi.
Prof. Dr. Korkusuz: "Uluslararası hukuk takip edilmeli"
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Refik Korkusuz yabancı dilin önemine değinerek, fakültelerde akademik kariyer probleminin olduğunu söyledi. Prof. Dr. Korkusuz, hukuk alanındaki uluslararası gelişmelerin yakından izlenmesi gerektiğini kaydederek "Özel hukukta çalışacaklar için belki uluslararası sözleşmeler hukukuna biraz daha yönlendirmek gerekebilir. Avrupa Birliğindeki gelişmeler Amerikan hukukundaki gelişmeler takip edilebilir. Biz Anglosakson ülkesi değiliz. Ama dünyadaki ticari ilişkilerin yüzde 80'i Anglosaksonların belirlediği ilkeler üzerinden gidiyor" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Üstün: "Hukuk fakültelerinde devam zorunluluğu olmalı"
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Süleyman Üstün, sempozyum çıktılarının hukuk eğitiminin kalitesinin arttırılması için tüm ilgili kurumlarca değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Fakültelerde devam zorunluluğu ve öğrenci sayısının makul sayıda olmasının eğitim kalitesini etkileyeceğini belirten Prof. Dr. Üstün şöyle konuştu:
"Eğitimin kalitesini arttırmak istiyorsak, devam zorunluluğunu getirip, ikinci öğretimleri kapatıp, öğrenci sayısını da azaltmamız gerekiyor. Adalet eğitiminden sonra hukuk eğitimi vermek çok daha mantıklı olabilecek."
Prof. Dr. Uşan: "Hukuk alanında yeniliklere açık olunmalı"
Kamu Görevlileri Etik Kurulu Üyeliği görevini de yürüten Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. M. Fatih Uşan oturumun hukuktaki teknolojik yeniliklerle yeni bir döneme girildiğini anlattı. Hukukun klasik anlayışı sürdürmesinin yanı sıra yeniliğe de açık olması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Uşan, "Hukuk eğitimi uzunca zamandır konuşuluyor ama artık buna ilişkin olarak YÖK'ün, Baroların, Bakanlıkla beraber oturup yeni bir şey yapmaktan ziyade mevcudu iyileştirme konusunda bir şeyler yapması gerektiği kanaatindeyim" açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Atar: "Sempozyumun amacına ulaşılması için komisyon kurulmalı"
Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Yavuz Atar da konuşmasında Adalet Bakanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen sempozyumun kitaplaştırılmasının hukuk eğitimine yapacağı katkıları anlattı. Prof. Dr. Atar "Ben Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül'ü tebrik ediyorum. Yakından biliyorum, yıllardır hukuk eğitimi ile ilgili kalitenin artırılması, hukuk fakültelerinin sorunları hakkında en az YÖK kadar gayretli, hatta zaman zaman daha da fazla çalışıyor. O açıdan kendisine hukukçular adına teşekkür ediyorum. Komisyon kurularak görüşlerin istişare edilmesiyle sempozyum amacına ulaşmış olur" diye konuştu.
Prof. Dr. Atar, Hukuk Fakülteleri Dekanları Konseyi kurulması için de çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, "Sempozyumdan sonra bütün bu birikimler nasıl hayata geçilir denilirse hukuk fakülteleri için konsey kurulur. YÖK'de örnekleri var. Konseyin içinden İcra Kurulu Komitesinin oluşturulması ilk atılacak adım olabilir" ifadelerine yer verdi.
Her şeyden önce Türkiye'de hukuk fakültesi sayısının üstünde olduğunu ifade ederek, hukuk fakültesi eğitimlerinin büyükşehirler üzerinden yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Sempozyum sonunda sunum yapan duayen akademisyenler ve hukukçular, katılımcı gençlerle hatıra fotoğrafı çektirdi. - ANKARA