Haberler

Heykel Öğrencilerinin "Taş Kasaplığını Öğrendiği" İddiası

Heykel Öğrencilerinin
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Metin Aktaş - Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Anabilim Dalı'nda derslere giren heykeltıraş Okan Sabuncular, günümüzde makinelerin heykel yapımında kullanımının arttığını belirterek, "Oysa ki, taşı ruhunuzla, terinizle yontarsınız."

Metin Aktaş - Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Anabilim Dalı'nda derslere giren heykeltıraş Okan Sabuncular, günümüzde makinelerin heykel yapımında kullanımının arttığını belirterek, "Oysa ki, taşı ruhunuzla, terinizle yontarsınız. Makinelerle ancak kasap oluyorsunuz" dedi.

Heykeltıraş eğitimini Hacettepe Üniversitesinde tamamlayan ve Bursa'nın ilk taş heykelini 2005 yılında Görükle bölgesinde yapan Sabuncu, yaklaşık 10 yıldır çalışmalarını atölye olarak kullandığı tarihi Başçı İbrahim Paşa Hamamı'nda sürdürüyor.

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Anabilim Dalı'nda dışardan derslere de giren Sabuncular, sanatçının ortaya koyduğu işe karşı dervişane bir tavır içinde olması gerektiğini belirtti.

Sanatçının dönem dönem zor günler yaşadığını dile getiren Sabuncular, şöyle konuştu:

"Ben bir iki yıl hiç sipariş almadan yaşadım. Çok zor bir dönemdi. Zeytinyağı satan, bambaşka işler yapan heykeltıraş arkadaşlarım var. Ancak sabırlı olan ve var olanı ortaya koyabilme iradesine sahip olabilenler devam ediyor bu yolda. Sanat var ve biz onu keşfediyoruz. Bizim varlık durumumuz yok ki, onu yaratalım. Anlamaya gayret ettiğimiz kainat var. Heykel yaparken bir aynaya, ruhumuza bakıyoruz."

Zaman zaman "put mu yapıyorsun-" şeklinde sorularla karşılaştığını anlatan Sabuncular, 2005 yılında Görükle'de yaptığı taş heykele zift dökülerek saldırıldığını ve bu saldırıyı hiç unutamadığını söyledi.

Sabuncular, Nilüfer Belediyesinin Görükle'de üniversite eğitimini simgeleyen bir heykel yapmasını istediğini belirterek, şunları söyledi:

"Ben de heykelin üst kısmını, doğu tarafından bakıldığında bayan, batı tarafından bakıldığında ise erkek silueti görünecek şekilde yaptım. Daha sonra bambaşka yerlere çekildi bu durum. Bir baktık ki sabaha karşı heykelin üzerine zift dökülmüş. Dikildikten iki gün sonra 2005 yılında yaşandı bu olay. Her türlü sebepten gelen saldırıyı reddediyorum ve esere bakanların sadece kalpleriyle bakmalarını bekliyorum."

-"Makinelerle ancak kasap olunur"-

Sabuncular, aldığı eğitimde kendisine biçimlendirmeden çok düşünmenin öğretildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"O zamanlar makineler yoktu. Bugün öğrenciler taş kasaplığını öğreniyorlar. Önemli olan çekici sallama yetisiyle taşı yontmaktır. Geçmişte çok değerli olan taşı yontarak iş yapmak maalesef bugün çok değerli değil. Bugün spiraller, canavarlar var ama işçilik günümüzde öldü. Makineler heykel yapımında çok fazla kullanılır oldu. Oysa ki taşı ruhunuzla, terinizle yontarsınız. Makinelerle ancak kasap oluyorsunuz. Egemen olmaya çalışıyorsunuz."

Atatürk heykellerinin yapımının gerçek heykeltıraşların üstlenmesi gerektiğini de ifade eden Sabuncular, Kars'taki heykeli ile gündeme gelen heykeltıraş Mehmet Aksoy ile ilgili olarak da şöyle dedi:

"Ankara'daki eğitimim sırasında sık sık okula gelir ve atölyeyi ziyaret ederdi. Ben halen onun bana hediye ettiği keskiyle çalışıyorum. Ayrıca benim taş yontma tekniğim tamamen ona aittir ki, taşa dair bildiğim ne varsa ondan öğrendim. Ancak Kars'taki heykelle ilgili olarak şunu söyleyebilirim ki, o heykel, 35 metre yüksekliğiyle o tepenin üzerinde dursaydı, orada yaşamak istemezdim. Onun yeri doldurulamaz ama o iş teknik olarak başlı başına yanlıştı."

- BURSA

Kaynak: AA / Yerel
title
Close