Haberler
Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Tartışma yaratan Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Komisyonda gerginlik! Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler salonu terk etti

CHP'li vekilin sözleri sonrası Bakan Güler salonu terk etti

Herkes Sıcaktan Bunalırken Onlar Soba Başında İftar Yapıyor

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara’nın Çubuk ilçesi sınırlarında bulunan Aydos Dağı eteklerinde ramazanı geçiren yaylacılar, hava sıcaklığı akşam sıfırın altına düştüğü için kurdukları sobanın etrafında iftar ve sahur yapıyorlar Yaylacı Şahbudak: "Yayla serin olduğu için oruç tutmak daha rahat. Çok şükür oruçtan hiçbir şikayetimiz yok. Orucumuzu tutuyoruz, işimizi yapıyoruz.

HÜSEYİN YİĞİNER -  Ankara'nın Çubuk ilçesi sınırlarında bulunan Aydos Dağı eteklerinde ramazanı geçiren yaylacılar, hava sıcaklığı akşam sıfırın altına düştüğü için kurdukları sobanın etrafında iftar ve sahur yapıyorlar.

Hayvancılıkla uğraşan ve yazın Aydos Dağı'nın eteklerine yerleşen yaylacılar, hava sıcaklığı akşam sıfırın altına kadar düştüğü için kurdukları sobanın etrafında iftar ve sahur yaparak günün yorgunluğunu atıyor.

Turşusu, eti, süt ve süt ürünleri, baklavası, ağat taşı gibi ürünleriyle adından söz ettiren Çubuk ilçesinde hayvancılıkla geçimini sağlayan köylüler, havaların ısınmasıyla yaylalara göç etti. Aydos Dağı'nın eteklerinde bulunan yaylara yerleşen aileler, yılın yaklaşık 8 ayını burada geçiriyor.

Yaylacılar günün ağarmasıyla mesaiye başlıyor. Kadınlar süt sağarken erkekler de hayvanları otlatmaya gidiyorlar. Sürüler gruplar halinde yaylalarda otlatılırken, kadınlar da peynir ve yoğurt yapmaya başlıyor.

Yaylacılığın zorluklarını anlatan Kamile Şahbudak (53), şunları kaydetti:

"Yaylanın havası, suyu çok güzel. Sabah erkenden kalkarız. Eşim Hidayet çayıra ot biçmeye gider. Ben de hayvanları otlatırım. Öğleyin geliriz, hayvanları ağıllara koyarız, istirahat etsinler diye. İkindiye doğru hayvanları tekrar otlatmaya çıkarırız. Akşam ezanından önce geliriz, hayvanlarımızı sağarız ve iftarımızı yaparız. Yaylada bizim zorluğumuz elektriğin olmayışıdır. Buzdolabı olmadığından ürünlerimiz çok çabuk bozuluyor. Bu nedenle çok zorlanıyoruz."

Yaylanın serin olmasından dolayı oruç tutmanın daha rahat olduğunu vurgulayan Hidayet Şahbudak (55) da "Çok şükür oruçtan hiçbir şikayetimiz yok. Orucumuzu tutuyoruz, işimizi yapıyoruz. Tek eksikliğimiz elektrik olmayışı " dedi.

"Elektrik, hem ekonomik hem de kültürel açıdan şart"

Gençlerin yaylada yaşamakta zorlandığını aktaran yaylacı Hasan Eser (26) ise bunun tek sebebini elektrik olmayışına bağlıyor. Yurttan ve dünyadan bir haber yaşadıklarını kaydeden Eser, "Yaylada ramazan, havalar biraz serin olduğundan hiç zorlanmadan geçiyor. Gece sahurumuzu yapıyoruz, akşam iftarımızı yapıyoruz. Yukarı Çavundur Mahallesi Derneği yaylacılığı desteklemek için her gün bize iftar yemeği veriyor. Yemeklerimiz her akşam yaylaya kadar gelir ve herkese dağılır. Ramazan boyunca onunla iftarımızı açıyoruz. Allah vesile olanlardan razı olsun. Elektrik olsa yaylamız daha bir farklı olur. Hem ekonomik açıdan hem de kültürel açıdan. Ayrıca buradaki süt ve süt ürünleri daha iyi değerlendirilmiş olur" ifadesini kullandı. - Ankara

Kaynak: AA / Yerel
title