Hava Durumu Gibi Polen Raporu Verilmeli"
Polen alerjisi olan çocukların, ilkbaharın gelmesiyle artan polenlerden büyüklere oranla daha fazla etkilenebileceği bildirildi.
MELTEM YILMAZ - Polen alerjisi olan çocukların, ilkbaharın gelmesiyle artan polenlerden büyüklere oranla daha fazla etkilenebileceği bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Baki, bahar aylarının yaşandığı bu günlerde alerjik hastalığı olanların şikayetlerinde artış görüldüğünü belirtti.
Baki, bahar alerjilerinin birçok belirtisi olduğunu ifade ederek, "Özellikle fındık, kızılağaç polenlerine karşı alerjisi olanlarda öksürük, hışıltı, nefes darlığı, burun akıntısı, kaşıntı, göz akıntısı ve kızarıklık gibi şikayetlerde artma görülür. Mayıs ayından itibaren ise ağaç polenlerinin sayısı azalıyor, ancak çayır poleni devri başlıyor. Çayır polenleri eylülün sonuna kadar havada yoğun olarak bulunabiliyor" dedi.
Havaların ısınmasıyla alerjik nezle, astım gibi alerjik hastalıkların en sık nedeni olan ev tozu akarcıklarının sayısında da artma olduğuna dikkati çeken Baki, "Yapılan çalışmalar çocuklarımızın en az yüzde 10'unda ya alerjik nezle veya astımla birlikte alerjik nezle olduğunu gösteriyor. Büyük bir toplum sağlığı sorunu olan alerjiler çocuklarda daha sık görülüyor. Çocuklarda polenlerin arttığı dönemde alerji belirtilerinden birinin dahi görülmesi durumunda kesinlikle doktora başvurulmalı" diye konuştu.
- Polenden korunmanın yolları
Baki, kapalı ortamlarda pencerelerin kapalı tutulmasının polenden korunmak için yarar sağlayacağını anlatarak, şunları kaydetti:
"Batı başkentlerinde hava raporu verir gibi polen raporu verilmektedir. Bu tür çalışmalar ülkemizde de yapılmalı. Karadeniz Bölgesi bu bakımdan şanslı. Bölgemizde şu anda hangi polenin hangi hafta veya ayda, ne kadar olduğunu 3 yıllık bir çalışmayla tespit ettik. Bu nedenle de bölgemiz için polen raporu verecek durumdayız. Bunun dışında ev tozu alerjisi olanlar evlerini iyi havalandırmalı, halı ve yün eşya kullanmamalı, evde rutubetin önlenmesine yönelik tedbirler almalılar. Bu tedbirler hastaların şikayetlerini azaltacaktır."
Alerjik hastalıkların tedavisinin mümkün olduğunu da vurgulayan Baki, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu tip hastaların birçoğu dünyada olduğu gibi ülkemizde de hastalığını bilmeden büyük zorluklarla yaşamlarını sürdürüyorlar. Alerjiler tedavi edilmediği takdirde hayatın kalitesini azaltmakta, hastalık ağırlaşmakta, öğrenim problemlerine yol açmakta, geri dönüşü olmayan burun ve akciğer bozukluklarına neden olabilmekte ve bazen de ölüme yol açabilmektedir. Bu nedenle de hastaların uzun süre takip ve tedavisi son derece önemlidir."