Hanefi Bostan: "Mülakat Mutlaka Kaldırılmalıdır"
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, Milli Eğitim Bakanlığında mülakatla alımlarla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, Milli Eğitim Bakanlığında mülakatla alımlarla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, Milli Eğitim'de mülakat ile alımlara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Bostan, "2013 yılından itibaren okul müdürlerini, bilahare okul müdür yardımcılarını mülakatla belirleyen Milli Eğitim Bakanlığı, 15 Temmuz 2016 sonrasında yapılan yeni düzenleme ile sözleşmeli ve mülakatla öğretmen alımı sistemini getirmiştir. Gerekçe olarak da paralel yapılanmayı önlemeyi öne sürmüştür. Ancak bu düzenleme iddia edildiği gibi paralel yapılanmayı önlememiş, aksine devlet kurumlarına daha fazla sızmasını sağlamıştır. Nitekim 2013 yılından 15 Temmuz 2016 tarihine kadar birçok paralel yapı mensubu mülakatla ya da 76. madde ile il ve ilçe milli eğitim müdürü, şube müdürü, okul müdürü ya da okul müdür yardımcısı olarak atanmıştır. Nitekim 15 Temmuz'dan bu yana MEB'den paralelci diye meslekten ihraç edilen ve açığa alınan 40 bin üzerindeki eğitimcinin önemli bir bölümü idareci konumundaydı. Bunların büyük çoğunluğu hak etmedikleri halde mülakatla ya da 76. madde ile idareci yapıldı" dedi.
"Sendikamız bütün yönetici atamalarını yargıya taşımış, çoğu atama yargıdan dönmüştür"
Sendika olarak mülakat ile alıma karşı çıktılarını kaydeden Bostan, "Sendikamız başından beri idareci görevlendirilmelerinde mülakata karşı çıkmış ve Bakanlığın getirdiği yeni düzenlemenin yanlış olduğunu bu işin devlete sızmaya çalışan kripto paralelcilerin işine yarayacağını defalarca kamuoyuna duyurmuş ve MEB'i uyarmıştı. Hatta bütün mülakatları ve Bakanlığın yeni düzenlemesini mahkemeye taşımıştır. Mülakat komisyonlarına kripto paralelcilerin sızmadığını kim iddia edebilir? Nitekim mülakat sonuçları bizi doğrular mahiyettedir. Milliyetçi, vatansever, dini değerlere sahip çoğu idarecinin görevine MEB kanunuyla son verildi. Kamuoyu nezdinde çok başarılı olmalarına rağmen yapılan mülakatlarda mülakat komisyonlarınca hepsi elendi. Bütün bu yapılanlara hükumet hala uyanmamış, üstüne üstlük yeni öğretmen atamalarını da mülakat şartına bağlamıştır. Hükümet sadece öğretmen alımlarında değil, memur alımlarında da mülakat sistemini getirmiştir. Sendikamız bütün yönetici atamalarını yargıya taşımış, çoğu atama yargıdan dönmüştür. Ancak Bakanlık yargı kararlarını uygulamamakta hala ısrar etmektedir. Türk Eğitim-Sen olarak mülakatta yaşanan haksızlıkları kamuoyuna en yüksek perdeden duyurduk ve duyurmaya da devam edeceğiz. Son olarak yazılı sınav puanını görmezden gelip, sadece sözlü sınav puanına göre yapılan 1709 şube müdürlüğü atamasında Danıştay İDDK, MEB'in itirazını reddetti. Şimdi herkes MEB'in sadece sözlü sınav puanına dayalı olarak yaptığı 1709 şube müdürlüğü atamasını iptal etmesini beklemektedir" ifadelerini kullandı.
"Sözleşmelilik de başlı başına yanlış bir istihdam yöntemidir"
Bostan, sözleşmeli öğretmenlerin de durumuna değinerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Mülakatın olduğu her alanda haksızlıkların yaşandığı su götürmez bir gerçektir. Öğretmen alımlarına getirilen mülakatta yaşananlar hepimizin hafızasındadır. İyi niyetle yapılsa dahi mülakatın adil sonuçlar doğurmadığı, KPSS'de yüksek puan alanlara sözlü sınavda düşük puanlar verildiği ya da KPSS'de düşük puan alanlara sözlü sınavda yüksek puanlar verildiği, aynı KPSS puanına sahip iki kişiye farklı sözlü puanları verildiği, hatta ilk girdiği sözlü sınavda yüksek puan alan bir adaya, ikinci girdiği sözlü sınavda düşük puan verildiği görülmüştür. Nitekim sendikamıza başvuran ve hakkının aranmasını isteyen milliyetçi, vatansever ve dini değerlere inanan ve paralel yapıyla uzaktan yakından bir ilgisi olmayan bir öğretmen adayı KPSS'den 84 üzeri puan almasına rağmen sözlüden yani mülakattan kendisine 51 puan verilerek elenmiştir. Aynı aday 2016 Ekiminde yapılan sözlü sınavında 86 puan almıştır. Sözlü sınavında 60 puanın altında puan verilenler elenmiş sayılmaktadır. KPSS'den 84 üzeri puan alan, Ekim 2016'da yapılan sözlü sınavından 86 puan alan bir öğretmen adayına 8 Mayıs'ta yapılan sözlü sınavında nasıl 51 puan verilmektedir? İdareci olmak isteyen öğretmenlerin önünü mülakatla kesen çete, öğretmenlik sınavında da görev başında mıdır? Yoksa bunlar FETÖ'nun kriptoları mıdır? Milli Eğitim Bakanının ve bütün siyasi partilerin bu çetelere karşı teyakkuza geçmelerini ve bu çetelerden Milli Eğitim, üniversiteler ve Kredi-Yurtlar başta olmak üzere bütün devlet kurumlarını kurtarmaları gerektiği hususundaki çağrımızı yeniden tekrarlıyoruz. FETÖ, PKK ya da başka bir terör örgütü üyesi ya da sempatizanlarını tespit etmenin yolu mülakat değildir. Sağlam bir güvenlik soruşturmasıyla kimin ne olduğunu anlayabilirsiniz. Komisyonlara ucu açık yetkiler vermek, adayların kaderini objektif, güvenilir ve geçerli olmayan yöntemlere terk etmek en açık şekilde vicdansızlıktır. Sözleşmelilik de başlı başına yanlış bir istihdam yöntemidir. Öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri performans değerlendirmesi ile zaten ölçülmektedir. Bunun için güvencesiz çalıştırma yöntemi getirerek, öğretmenleri 4 yıl sözleşmeli çalıştırmak, 4 yıl sonunda da kadroya almak, tayin isteme hakkına 2 yıl kadrolu çalıştıktan sonra sahip olmalarını sağlamak izaha muhtaç bir durumdur. Sözleşmeli öğretmenlerin tayin hakkı yoktur, atama ve yer değiştirme yönüyle kadrolu öğretmenlerden farklıdır. Sözleşmeli öğretmenler adeta kapı kuludur, modern köledir. Son günlerde kamuoyunda öğretmen alımlarında mülakatın kaldırılacağına dair haberler yer almaktadır. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz dün yaptığı açıklamada sözleşmeli öğretmen uygulamasının devam edeceğini, mülakatın daha objektif kriterler içinde yapılacağını söylemiştir. Yani Sayın Bakan bu açıklamasıyla bir anlamda mülakatın objektif olmadığını kabul etmiş ancak kaldırılmayacağını açıklamıştır. Sayın Bakan ve sayın hükümet üyeleri nesnel verilerle ölçemeyeceğiniz yöntemler doğru sonuç doğurmayacağı gibi, başarıyı, verimi de olumlu yönde etkilemeyecektir. Bu nedenle yanlışta diretmenin bir anlamı yoktur. Zararın neresinden dönülürse kardır. MEB başta olmak üzere devlet kurumlarından mülakat mutlaka kaldırmalıdır. Bu öğretmen alımları için de, yönetici atamaları için de, şube müdürlüğü atamaları için de geçerlidir. Ayrıca hükümet memur alımlarında da hiçbir şekilde mülakata yer vermemelidir. Bazı özel yetenek gerektiren meslekler istisna olmak üzere tüm memur alımları mülakatsız ve KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmalıdır. Hakkaniyet ancak bu şekilde sağlanabilir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur." - İSTANBUL