İstanbul'da evlerin içerisine kadar girdi! Akrepler öldürülse bile ikiye ayrılıyor, tek ısırığı felç ediyor
İstanbul'da son dönemde akrep ve fare kabusu yaşanıyor. Sarıyer'de ikamet eden vatandaşlar, akreplerin evlerinin içine kadar girdiğini ve öldürmelerine rağmen ikiye ayrılarak yaşamaya devam ettiğini söyledi. Akrep ısırması, felce dahi yol açabiliyor.
İstanbul'da özellikle yeşilliğin bol olduğu Sarıyer ilçesinde akrep ve fare kabusu yaşanıyor. Vatandaşlar, konuyla ilgili belediyeye başvurduklarını ancak belediyeden "Akrep ilaçlaması yapmıyoruz" yanıtı aldıklarını söyledi. Akrepleri öldürmeleri de çare etmeyen vatandaşlar, hayatlarını çileye döndüren bu soruna çözüm istiyor. Bazı akrep türleri, güçlü zehirleri sayesinde tek ısırığıyla felç bırakabiliyor.
"BELEDİYE, AKREBE KARŞI İLAÇLAMA YAPMIYORMUŞ"
Evlerin duvarında ve bahçelerde bulunan fareler vatandaşlara korku dolu anlar yaşatıyor. Mahalle sakinlerinden stajyer avukat Nurcihan Güzel, "Akrepler evin içerisinde, bahçede sürekli olarak yuva yapıyorlar. Belediye ile görüştük. Gerek belediyenin haber kanallarını, gerek 153'ü aradık, gerekse belediye başkanının kendisine bizzat yazdık. Buna rağmen hiçbir şekilde dönüş alamadık. Belediyenin akrebe karşı herhangi bir ilaçlama yapabilmesinin söz konusu olmadığını söylediler" dedi.
EVLERİN İÇİNE KADAR GİRDİLER
Sarıyer Kocataş Mahallesi Mühendis Şevket Sokağı'nı da fareler ve akrepler bastı. Evlerin duvarında ve bahçelerde bulunan fareler vatandaşlara korku dolu anlar yaşatıyor. Evlerin içine kadar giren akrepler, vatandaşlara zor anlar yaşatıyor. Sarıyer Belediyesi'ne ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne başvuruda bulunduklarını söyleyen mahalle sakinleri, hiçbir şekilde geri dönüş alamadıklarını ve akrebe karşı ilaçlamanın olmadığı yanıtını aldıklarını kaydettiler.
"BAŞKANIN KENDİSİNİ DAHİ ARADIK"
Mahalle sakinlerinden stajyer avukat Nurcihan Güzel, evinin duvarlarında akrepler gezdiğini, bahçesinde ise ölü farelerin bulunduğunu belirterek, "5-6 aydır aynı evde oturuyorum. Oturmaya başladığım zamandan beri akrepler evin içerisinde, bahçede sürekli olarak yuva yaparak ve çoğalarak devam ediyorlar. Belediye ile görüştük. Gerek belediyenin haber kanallarını, gerek 153'ü aradık, gerekse belediye başkanının kendisine bizzat yazdık. Buna rağmen hiçbir şekilde dönüş alamadık. Gecenin üçünde de başvurduğum oldu, sabah da başvurduğum oldu. Belediyenin akrebe karşı herhangi bir ilaçlama yapabilmesinin söz konusu olmadığını söylediler. Belediye sadece böcek ilaçlaması, arı ilaçlaması vesaire bu tarz ilaçlamalar yapıyormuş. Bununla kendi başımıza mücadele etmemiz gerekiyormuş. Öyle söylediler" dedi.
"ÖLDÜRSEK DE İKİYE AYRILIP YAŞIYOR"
İşten geldiği zaman akreplerin ayağının altında dolaştığını söyleyen Güzel, "Ayağımın altında akrep dolaşıyor. Ondan ziyade vuruyorum ve hiçbir şekilde ölmüyor, bayağı bir güçlü bir şekilde vurulması lazım. Ortadan ikiye ayrılsa bile iki taraftan yan yana yürümeye başlıyorlar. En son bir hafta önce evimin içinde duvarda yürümeye başladıklarını gördüm ve gerçekten çok korkutucu bir hayvan. Mühendis Şevket Sokak'ta fare ölüleri meydana çıkıyor son iki haftadır. Yani bilmiyorum sebebinin ne olduğunu ama yine aynı şekilde dönüş alamıyoruz belediyeden. Yine bunlarla da kendimiz mücadele etmemiz gerekiyor. Fare için de başvuruda bulunduk. Keza komşularımız da aynı şekilde fareyle mücadele etmeye çalışıyorlar ama sürekli bahçelerde, başka bir yerlerde fareler geziyor ve fare ölüleri çoğaldı artık" şeklinde konuştu.
FELCE KADAR YOLU VAR
Akrep sokması zararsızdan hafife ya da ölümcüle kadar şiddette olabilir. Akrep sokmasının hemen sonrasında terleme, solgunluk, ciddi deri reaksiyonu, acı, solunum yetersizliğine yol açabilecek şiddette nefes alma zorluğu, hızlı kalp atışı ve kalp yetmezliğine yol açabilecek ölçüde yüksek tansiyon, görüş bulanıklığı, konuşma güçlüğü, nörolojik felç, sersemlik ve diğer başka sorunlar görülebilir. İleri belirtileri ise motor hiperaktivitesi, göğüste ağrı, kusma, ishal ve karın ağrılarıdır. Eğer zehir güçlüyse (bazı akrep cinsleri diğerlerinden daha zehirlidir), akrep ısırığı felce, solunma ve kalp yetmezliğine, sinir sisteminin felce uğramasına, paralize olmaya, komaya hatta ölüme yol açabilir.