"Geleceğimize Yatırım, Türkiye'ye Yatırım" Toplantısı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı.(Çözüm süreci) "İnsanlarımızın gönlü, kalbi acıyla doldu, nefretle doldu şişti."
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, çözüm sürecine ilişkin, "İnsanlarımızın gönlü, kalbi acıyla doldu, nefretle doldu şişti. Şimdi diyoruz ki bu yükü boşaltalım, buraya sevgiyi koyalım, helalleşmeyi koyalım" dedi.
Yazıcı, Rize Dedeman Otel'de Milliyet Gazetesi tarafından düzenlenen "Geleceğimize Yatırım, Türkiye'ye Yatırım" toplantısındaki konuşmasında, Türkiye'nin en büyük sermayesinin, gücünün kardeşlik olduğunu vurgulayarak, "Türkiye dediğimiz ortak vatanda yaşayan, hiçbir ayrım yapmadan, etnisite itibarıyla, mezhepsel itibarıyla, düşünce farklılığı itibarıyla hiçbir ayrım yapmaksızın, insan diyerek oluşturduğumuz kardeşliğimiz, bizim en büyük zenginliğimizdir" diye konuştu.
"Bunu bozmaya dönük terörist unsurlarla 30 yıldır mücadele ediyoruz" diyen Yazıcı, şöyle devam etti:
"Bu sorunun çözümüne dönük dün değil, bugün değil, daha kuruluş aşamasında, tüzüğümüzde projelerimiz var. '10 yıldır iktidardasınız, şimdi mi yapıyorsunuz' diyorlar. Bu tür sorunların elbette çözüm yoluna konulması, uygun ortamın oluşmasına bağlı. Türkiye'de arzu etmediğimiz, istemediğimiz, bugün sorgulandığında hicap duyabileceğimiz eylem ve işlemler de olmuştur, bunları göz ardı edemeyiz. İlk bakan olduğumda bir mülakatımda, eğitime dönük sorular sordu bana bir gazeteci arkadaşımız. Dedim ki 'Okullarda İngilizce, Arapça, Fransızca okutuluyor, buna benzer diller de olabilir'. O dönem anamuhalefet partisinin genel başkanı hemen 'Bak bak baklayı ağzından çıkardılar' dedi. Bugün benim o gün söylediğimin çok ötesinde farklı şeyler söyleniyor. Ana dil. Ne demek ana dil? Ananın dili. Devletin resmi dili, yazışma dili olur ama adamın ana dili başka ise ne yapalım, konuşsun adam bu dili."
"Bunların gelişinin bir hukuku var mıydı da gidişinin hukukunu soruyorsun"
Bakan Yazıcı, terörist grupların Türkiye'den ayrılışına ilişkin, "Vay efendim bunlar ülkeyi nasıl terk edecek? Temel, Dursun fıkrası çok. Bunların gelişinin bir hukuku var mıydı da gidişinin hukukunu soruyorsun? Adam dağdan, şuradan, buradan Türkiye'ye giriyor, girişinin bir hukuku yok, legal değil, çıkışının hukukunu soruyorlar bize. Nasıl geldiyse öyle gitsin" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 30 yıldır acı yaşadığını belirten Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlarımızın gönlü, kalbi acıyla doldu, nefretle doldu şişti. Şimdi diyoruz ki bu yükü boşaltalım, buraya sevgiyi koyalım, helalleşmeyi koyalım. Ölenleri geri getirebilir miyiz, yaşanmış olayları yaşanmamış hale getirebilir miyiz? Öyle bir gücümüz yok ama yaşanmışlara benzer durumların yaşanmaması elimizde, bunu engelleyelim. Bunu yapabiliriz. Elbette bütün bunları yaparken, milletimizin hassasiyeti, gündemimizin başında, beynimizin içinde. Hiçbir yerde, hiçbir süreçte millete hesabını veremeyeceğimiz, milletimizin yüzüne baktığımızda yüzümüz kızaracak iş yapmadık. Milletimizin vicdanını sızlatacak hiçbir icraatımız olmadı, olmaz."
Sürecin sadece silahlı unsurların Türkiye'yi terk etmesiyle bitmeyeceğini anlatan Yazıcı, " Türkiye, demokratikleşme hedefini ve sürecini de hızla tamamlamalı. Anayasa yaparken, anayasayı sosyal olguların egemen olduğu değil, hukuksal bir metin olduğunu düşünerek, hukuksal kavramların egemen olduğu bir metne dönüştürmeliyiz. Anayasa, Türk milleti dediğimiz bütün unsurların içinde yer aldığı, unsurlardan hiçbirine ayrıcalık, farklılık, üstünlük ya da ötekileştirme tanımadığı bir içerikte olması lazım. Vatandaşlık bağlamında herkesin kendisini görebileceği bir muhtevada olması lazım. Burada en önemli ölçü, insan ve onun doğuştan var olan hak ve özgürlüklerinin gerçekten önemsenmesidir" dedi.
"Anayasa yapma millete ait bir haktır"
Bakan Yazıcı, Türkiye'nin yeni bir anayasa inşa etmede başarıya ulaşmasını temenni ederek, şunları kaydetti:
"Anayasa yapma millete ait bir haktır. Herkes yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söylüyor. Türkiye yeni anayasa çalışmasını başarmak zorunda. Bazıları şart koşuyor, 'Değişmez maddeler var bunlara dokunursanız olmaz'. Ona değişmez madde niteliğini kim verdi? Niye değişmesin, ne için değişmesin? Türkiye'nin başkenti, bayrağı, marşı, Cumhuriyet nitelikleri değişmez. Buna zaten kimsenin bir itirazı da yok ama o maddeler yeniden yazılırsa kıyamet mi kopar? Ona değişmez niteliği de darbe döneminde verilmiştir. Ben bunu söylerken bunları değişelim, başka bir şeyler ekleyelim demiyorum. Siz şart koşarsanız başkası bir başka şart koşar ve Türkiye bu sürece kavuşamaz."
Rize Valisi Nurullah Çakır da son 10 yıldır Türkiye'de farklı bir kalkınma modelinin uygulandığını, Türkiye'nin bir kalkınma hamlesi içerisinde olduğunu belirtti.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ise Rize'nin geçiminin çaya endeksli olduğunu ifade ederek, "Rize çok sıkıntılar çekmiş bölgedir. Çay bölgeye gelene kadar bu sıkıntı devam etti" dedi.
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ise düzenledikleri toplantılarla Türkiye ve bölgelerle ilgili birçok konuyu ele aldıklarını vurguladı.
- Rize