Frassoni: AB Mülteci Sorunu Karşılığında Türkiye'deki Hukuksuzlukları Görmüyor
Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Monica Frassoni ve beraberindeki heyet Diyarbakır'daki görüşme ve gözlemleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Diyarbakır'da Valilik, Belediye, siyasi partiler ve STK temsilcileriyle bir araya gelen Avrupa Parlamentosu Bağımsız Yeşiller Grubu Eş başkanı Rebecca Harms, Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Monica Frassoni ve beraberindeki heyet şehirdeki görüşme ve gözlemleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nde (DİTAM) düzenlenen basın açıklamasında heyet adına konuşan Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Monica Frassoni, Avrupa Birliği'nin (AB) mülteci sorunu karşılığında Türkiye'deki hukuksuzlukları görmezden geldiğini anlattı. Monica Frassoni, "Biz AB politikalarında şunu görüyoruz. Türkiye'ye mülteci meselesinde açık çek verdi. Bu mülteci sorununu yönetmek karşılığında da bölgedeki bir takım hukuksuzluklara, adaletsizliklere, özgürlük kısıtlamalarına ve basın özgürlüğü konusunda (ihmallerle ilgili) izin verdiğini gözlemledik." dedi.
Valilik, Belediye, AKP ve DİTAM'ı ziyaret ettiler
Avrupa Parlamentosu Bağımsız Yeşiller Grubu Eş başkanı Rebecca Harms, Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Monica Frassoni, MP/MEP Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri Ska Keller, Helga Trüpel, Josep Maria Terricabras, Tatjana Zdanoka, Ozan Yanar, Sabine Meyer, Danışman Eli Nebreda, Heinrich Böll Vakfı'dan Kristian Brakel, Türkiye Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Naci Sönmez, Konsey üyesi Türkan Uzun, Finlandiya Türk-Kürt Film Yapımcısı Derya Tekin, Denge ve Denetleme Ağı Projesi AB Projesi Koordinatörü Şeyda Sever'in yer aldığı heyet Diyarbakır'da bir takım temaslarda bulundu.
Akar: Şiddet ve ölümler bizi üzdü
İlk olarak AKP Diyarbakır İl Başkanlığını ziyaret eden heyet burada İl Başkanı Muhammed Akar ile bir süre görüştü. Sur'da, Cizre'de, İdil'de ve diğer ilçelerde yaşanan şiddet olayları ile ölümlerin kendilerini çok üzdüğünü belirten Akar, "AK Parti olarak sorunun çözümü için daima demokratik siyaseti ve diyalogu ön plana çıkardık. Ancak karşı taraftan çözüm için gereken titizliği ve samimiyeti göremedik. Hendek siyaseti çözüm sürecini bitirdi. Hiçbir demokratik ülkede sorunların çözümünde silah tercih edilmedi. Biz burada sizlerin aracılığı ile şu çağrıyı yapıyoruz, 'Gelin silahları tamamen gömelim ve demokratik siyasete bir şans daha verelim.' Bu şiddet ve terör olaylarını başlatan devletin kendisi değil hendeği savunanlardır. Şiddet ve terör olaylarından halkımız maddi manevi etkilendi. Halkımız bu süreçte daima devletin yanında oldu. Bu gün bölgede ve Diyarbakır'da yaşanan terör ve şiddet olaylarının sorumlusu AK Parti değildir. Bizim AK Parti olarak en temel ilkelerimizden biri sorunların çözümü için daima diyalogu ve demokratik siyasetin ön planda olmasıdır. Bizim bütün çabamız, ölümlerin son bulmasıdır" dedi.
Frassoni: Sivillerin yaşamından kaygılıyız
Ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret eden heyeti, Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı karşıladı.
Ziyarette heyet adına konuşan Avrupa Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Monica Frassoni, Diyarbakır'a gelmeden önce Mardin'in Derik ilçesine gittiklerini, orada kapalı olan yolları, oluşan ortamı yakından gördüklerini ifade ederek, özellikle sokağa çıkma yasağının ilan edildiği alanlarda yaşayan sivillerin yaşamından kaygı duyduklarını söyledi. Türkiye'de devam eden barış görüşmelerini yakından takip ettiklerini ve bu görüşmelerden oldukça umutlu olduklarını belirten Frassoni, "Ama şu an gelinen noktada kaygılı olduğumuzu da belirtmek isterim" dedi.
"Sivillerin zarar görmemesi gerekir"
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbşakanı Gültan Kışanak, kentte çatışmanın ötesinde bir durumun yaşandığına dikkat çekti. İlk kez sivillerin yaşam alanlarında böylesi bir ağır tablonun yaşandığını vurgulayan Kışanak, Avrupa'nın sessizliğini anlamakta zorlandıklarını ifade etti. Sivillerin zarar görmemesi için çabaladıklarını belirten Kışanak, Sur'da 200'e yakın sivilin olduğunu, bu sivillerin arasında kadınlar, çocuklar ve bebeklerin bulunduğunu dile getirdi. Savaşın Kürtlerin kendi kendilerini yönetme isteğinden kaynaklandığını söyleyen Kışanak, "Bu taleplerden dolayı devletin tüm bunları yapmaya hakkı var, gibi bir algı oluştu. Oysa özerklik demokrasinin en temel ilkesidir" diye konuştu.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı ise, temennilerinin tekrardan müzakere masasına dönülmesi ve barışçıl yöntemlerin esas alınması olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: "Ama Cizre ve şu an Sur'da yaşananlar, bu masayı uzaklaştırıyor."
Vali Aksoy'u ziyaret ettiler
Heyet daha sonra Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy'u ziyaret ettiler. Basına kapalı ziyarette Eşbaşkan Harms ve beraberindekiler, kentteki son dönemde meydana gelen gelişmeler hakkında Vali Aksoy'dan bilgi aldı. Ziyaretin ardından Eşbaşkan Rebecca Harms ve beraberindekiler programlarına devam etmek üzere Valilikten ayrıldılar.
DİTAM'da STK'larla bir araya geldiler
Diyarbakır'a gelen Yeşiller/Özgür Avrupa Birliği Grubu Eş Başkanı Rebecca Harms, Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Monica Frassoni, Finlandiya Milletvekili Ozan Yanar ve Avrupa Parlamentosu Vekilleri Ska Keller, Helga Trüpel, Josep Maria Terricapras ve Tatjana Zdanoka, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ı ziyaretlerinin ardından Dicle Toplumsal Araştırma Merkezi'nde (DİTAM) sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Topluluk, bölgede yaşanan çatışmalı ortam konusunda görüş alışverişinde bulundular.
"Türkiye'nin her zaman için AB'ye katılım sürecini destekledik"
Toplantının ardından DİTAM binasında basın toplantısı düzenleyen Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Monica Frassoni, temaslarda bulunmalarının nedenlerinden birinin AB'nin bölgede yaşanan olaylara kayıtsız kalmasını protesto etmek olduğunu söyledi.
Yeşiller Partisi olarak, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecini desteklediklerini anlatan Frassoni, "Burada bulunmamızın birinci amacı, uzun süren diyalog sürecinden sonra yeniden başlayan çatışma süreci karşısında derin kaygı duyuyoruz. Avrupa Yeşiller Partisi olarak Türkiye'nin her zaman için AB'ye katılım sürecini destekledik. Bu destekleme boyutu Türkiye'de güçlü bir demokrasinin kurulması, tesis edilmesiyle mümkün olacağını özellikle altını çizdik. Bundan kaynaklı olarak şu an yeniden başlayan çatışma süreci bizi fazlasıyla kaygılandırıyor. Burada bulunmamızın ikinci amacı ise bölgede bütün bu çatışma sürecindeki siyasi aktörlerle görüşmeler yapmaktır. Mardin ve Diyarbakır valileriyle görüşmeler yaptık. Aynı zamanda Ak Parti temsilcileriyle de görüştük. Görüşmelerimiz sürüyor. Yeşiller Partisi olarak, AB'nin bu çatışma sürecinde, bölgedeki bütün hukuksuzluklara ve demokrasi sorununa ilgisiz kayıtsız kalmasıdır. Biz Yeşiller Partisi olarak, bu kayıtsızlığı bir biçimiyle protesto etmek için buradayız" dedi.
Mülteci kartı ağır bastı
Frassoni, AB'nin Türkiye'yi mülteci konusunda desteklemesi gerektiğini ifade ederek, "AB'nin şu anda var olan bu çatışma sürecinde görünürdeki politikasını gözlemlediğimizde şunu görüyoruz, Türkiye'ye mülteci meselesiyle ilgili dışarıdan bakıldığında açık bir çek verilmiştir. Bu mülteci sorununu yönetmek karşılığında da bölgede bir takım hukuksuzluğu, adaletsizliğe, basın özgürlüğünün engellenmesine izin verildiği görülmektedir. Yeşiller Partisi olarak buna kesinlikle karşıyız. Türkiye'nin 2,5 milyondan fazla mülteci aldığını göz önünde bulundurarak, tabi ki AB'nin mülteci meselesini yönetmek konusunda Türkiye'ye destek olması gerektiğini düşünüyoruz. Ama bunun karşısında AB devletlerinin mülteci sorunu konusunda kendi sorumluluklarını ele almasının yanında aynı zamanda İtalya, Yunanistan ve Türkiye'nin çok büyük mülteci kampı haline gelmesine engel olmak gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
"Diyarbakır'da Bomba Sesleri Duymak Şoke Edici"
Bölgede yaşanan çatışmalı ortamın kaygı verici olduğunu söyleyen Frassoni, Diyarbakır'da duydukları bomba seslerinin şoke edeci olduğunu ifade etti. Frassoni, "Diyarbakır gibi tarihi bir şehirde sürekli bomba sesleri duymak bizim için şoke edici oldu. Hem Mardin hem Diyarbakır'da yaptığımız görüşmelerde şunu gördük, karşılıklı çok ciddi bir güven sorunu var. Güven sorunu olduğu için de sağlıklı bir diyalogğun kurulması imkansız olduğunu görüyoruz. Taraflardan kimin daha fazla siyasi gücü varsa bu çatışma sürecinin sonlandırmakta onun sorumlu olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.