"Expo 2016'ya Giden Yolda" Paneli
Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Oktan Nalbantoğlu, 2016'da Antalya'da yapılacak Dünya Botanik EXPO'sunun iyi planlanmaması halinde yapılaşmaya neden olabileceğini savunarak, "EXPO şu anda pimi çekilmiş bir el bombasıdır Antalya için. Eğer gerekli önlemler alınmazsa EXPO elinizde patlayabilir. Bu Antalya'nın gelecekteki felaketi olabilir" dedi.
Antalya Peyzaj Mimarları Odası tarafından, 2016'da Antalya'da yapılacak Dünya Botanik EXPO'suna hazırlık sürecinin ele alındığı, "EXPO 2016'ya giden yolda" paneli, Dedeman Otel'de yapıldı. Panelin açılış bölümünde konuşan Antalya Vali Yardımcısı Hakkı Loğoğlu, Antalya'nın ilklerin kenti olduğunu, 2016 yılında da Dünya Botanik EXPO'suna ev sahipliği yapacağını kaydetti.
İlk olmanın hem güzel hem de sorumluluk isteyen bir iş olduğuna dikkati çeken Loğoğlu, "Antalya, 2016 EXPO'sunu öyle güzel yapmalı ki kusursuz ve mükemmel olmalı. Çünkü bunu yaptığımız zaman, hem Antalya'mızın hem de Türkiye'mizin yolunu ve ufkunu açmış olacağız. Kusursuz ve mükemmel bir EXPO yapmak için bizim ufkumuzun da çok geniş olması lazım. Hayal gücümüzün çok geniş olması lazım. Çünkü her şey hayalle başlar" dedi.
-Badak'tan çevre yolu önerisi-
AK Parti Antalya Milletvekili Sadık Badak, peyzaj mimarlarının EXPO ile Aksu ilçesinin tamamını ele alan bütüncül bir yaklaşım göstermesi gerektiğini vurguladı. Antalya'da yıllarca, "Oteller 5 yıldızlı, çevresi bir yıldızlı
"denildiğini hatırlatan Badak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"EXPO alanı 5 yıldız, çevresi hiç yıldız olmamalı. Sadece görsel açıdan değil, Botanik EXPO'nun hedefleri açısından da bu planlama çok önem arz etmektedir. EXPO'lar renk, ışık, ses, tasarım ahengi içinde eğlenceli ve çekici bir ortamda insanlığa faydalı mesajlar sunarlar. Botanik EXPO'ların temel amacı ise bitkiler yoluyla sürdürülebilir beslenmeyi sağlamak ve insan hayatının kontrolünü artırmaktır."
Dünyada açlıkla mücadelede tarımın öneminin de giderek arttığına işaret eden Sadık Badak, Güney Kore'nin, halkına sürdürülebilir gıda sağlayabilmek için Afrika'dan 5 milyon dekar tarım toprağı satın aldığını anlattı. EXPO'nun yapılmasının planladığını Aksu ilçesinde 2 milyon dekar tarım toprağı olduğuna değinen Badak, "Güney Kore'nin Afrika'dan satın aldığı tarım topraklarının yüzde 40'ı Aksu ilçemizde mevcut" dedi.
Badak, OECD raporlarının gelecek 10 yılda gıda fiyatlarının yüzde 150'nin üzerinde artacağını ön gördüğünün altını çizdi. Aksu'da EXPO çevresindeki alanlar iyi planlandığı takdirde bugüne göre nitelik ve nicelik itibariyle 2-3 kat daha yüksek verim alınabileceğini anlatan Badak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece ülkemiz daha çok ürün, çiftçimiz de daha çok para kazanır. Bunun için öncelikle tüm alanın Tarım İmar Planı'nın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Tarım İmar Planı olmadığından çiftçimiz sağlıklı konut ve depo yapamıyor, hijyenik üretim ve hayat şartlarını gerçekleştiremiyor. Toprağını verimli kullanamıyor. Tarımsal planlamayı modern sulama sistemiyle de destekleyerek Aksu ilçemiz EXPO alanı ve çevresiyle dünyaya örnek olacak, yarının modern tarım kentine dönüşecektir."
Sadık Badak, EXPO'da ulaşımın da çok önemli olduğunu vurguladı. Bu amaçla Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın çevre yolu çalışmaları başlattığına işaret eden Badak, Batı Çevreyolu'nun temelinin atıldığını, Kuzey Çevreyolu'nun da 2016'ya kadar yetiştirileceğinin ifade edildiğini kaydetti.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Cemal Öcal, Antalya'nın son 30 yılda turizm alanında atılan doğru adımlarla Türkiye'nin dışarıya açılan yüzü haline geldiğini hatırlattı. Antalya'da turizmin yanında fuarcılığın da son yıllarda gelişim gösterdiğine işaret eden Öcal, fuarcılık alanında Antalya'nın ev sahipliği yapacağı EXPO'nun önemine değindi.
-"Tarım alanları yapılaşmaya kurban gidecek"-
Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Oktan Nalbantoğlu ise "EXPO 2016 Antalya'nın Geleceği mi yoksa Felaketi mi olacak-" başlıklı konuşmasına,
"Aslında her ikisi de olabilir" diyerek başladı. Nalbantoğlu, kentlerin yaşayan organizmalar olduğunu, sürekli büyüdüklerini, ancak küçülmeleri ve terk edilmelerinin de kaçınılmaz olduğunu anlattı.
Kentlerin sonsuza dek büyüyemeyeceklerinin altını çizen Nalbantoğlu, tarihte bunun örneklerinin görüldüğünü, şaşalı Roma İmparatorluğu kentlerinin zaman içinde küçüldüğünü ve dünyanın merkezi olma kimliğinden uzaklaştığını hatırlattı.
Antalya'nın kendisini, "Turizmin başkenti" kabul etmesinin ise kent için tehlike arz ettiğini savunan Oktan Nalbantoğlu, şöyle konuştu:
"Halbuki Antalya'nın geleceği tarımdır. Eğer tek sektör temelli kentinizi büyütmeye devam ederseniz, Irak savaşında olduğu gibi benzer bir tehlike durumunda kenti müthiş bir yalnızlığa itebilirsiniz, kent bir anda tüm varlıklarını yitirebilir, kenti sürdüremezsiniz. O nedenle turizmin kendi içindeki dengesi de önemlidir."
EXPO'nun önemli bir organizasyon olduğunu ve Botanik EXPO'su olması bakımından Antalya'ya yakıştığını belirten Nalbantoğlu, ancak EXPO için yer seçiminin yanlış yapıldığını iddia etti.
Nalbantoğlu, şöyle konuştu:
"EXPO şu anda pimi çekilmiş bir el bombasıdır Antalya için. Eğer gerekli önlemler alınmazsa EXPO elinizde patlayabilir. Bu Antalya'nın gelecekteki felaketi olabilir. Bugün Antalya'ya dikkat ederseniz, kent bugünkü şartlarda batı ve kuzeye genişleyemiyor. Antalya'nın tek genişleme koridoru var, o da doğu. Yani Alanya, Manavgat yönünde büyümek durumunda. Bugün EXPO için seçilen alan, Antalya'yı doğuya doğru denetimsiz ve hızlı bir şekilde kentleşme baskısı altına almıştır. Eğer gerekli önlemler alınmazsa çok kısa zaman sonra göreceksiniz ki tarımıyla övündüğümüz Antalya'nın tarım alanlarının hepsi teker teker yapılaşmaya kurban edilecektir. Çünkü EXPO bugün için kent merkezinde önemli bir çekim merkezidir."
EXPO'nun çevresindeki mevcut tarım alanlarının nasıl korunacağını belirlemek üzere master planı çıkarılmasını öneren Nalbantoğlu, detaylı tarım planlaması yapılmazsa havalimanının doğusundaki bölgelerin gelecek 10 yıl içinde apartmanlaşacağını ve kentin EXPO'yu çerçeveleyeceğini kaydetti.
Kuşadası'nı örnek gösteren Nalbantoğlu, "Önlem almazsanız, Antalya'yı daha da büyütürsünüz. Büyürse ne olur- Antalya büyürse hem tarımını hem turizmini kaybeder" dedi.
Nalbantoğlu, EXPO için kent merkezindeki Dokuma Fabrikası alanının kullanılmasını da önerdi. Bunun için hala geç kalınmadığını belirten Nalbantoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hollanda'daki fuarın yapılması için, ülkenin en az gelişmiş bölgelerinden biri seçilmiştir. O bölgenin gelişmesine katkı sağlaması için. Düşük gelirli az gelişmiş bir yerde yer seçilmiştir. Halbuki biz EXPO'da ekolojik anlamda en hassas noktaya gelip EXPO'yu koyuyoruz. Antalya'da Dokuma Fabrikası alanı var, 30 hektar. Bu alana yapın. Kentin tam merkezinde. Aksi takdirde EXPO'lar 6 ay veya bir yıl aktif olarak kalırlar, daha sonra onlar da kaderlerine terk edilirler. Daha sonra göreceksiniz belediyenin üzerinde de çok büyük bir yük olarak kalacaklardır. Onu idame ettirmek, sürdürebilmek, bakımını yapmak bile başlı başına bir meseledir. Böylesine bir çekim merkezine halkın ulaşmasını düşünebiliyor musunuz- Turistler ve yerli halk, yani kentin kendi sakini, EXPO alanına gitmek için yol kat edecek. Halbuki kentin merkezinde olsanız EXPO kapandıktan sonra kentsel rekreasyon alanı haline gelebilir. Kepez'in kuzeyindeki 2B alanlarına yapabilirsiniz. Ben bunu ön görüyorum. Eğer bu uyarılarımız dikkate alınmazsa, 10 yıl sonra Antalya'nın felaketinin EXPO ile başladığını konuşmaya başlayacağız."
-"Master plan proje yarışması yapın"-
Peyzaj Mimarı Dr. Ömer Lütfi Gülkal, "Kentsel Tasarım Süreçlerinde EXPO'ların Yeri ve Önemi" konulu konuşmasında, Antalya'nın büyümesi, değişmesi ve nüfus artış hızının engellenemeyeceğini, bu konuda halkın anlayışının değişmesi gerektiğini söyledi.
Gülkal, EXPO'ların dünyada kent merkezlerinde yapılmadığını, daha çok çöküntü alanları, eski fabrikalar, limanlar, rafineriler, çöp alanlarının tercih edildiğini vurguladı. EXPO için master plan proje yarışması yapılmasını öneren Gülkal, "Antalya elde edeceği projelerin tümünden istifade edecek. Bütün projeleri satın alacak ve onlardan yararlanacak. Bu büyük bakış açıları sağlayacak Antalya'ya. Temel önerim, bir yarışma yapmanız. Master plan proje yarışması. Bu çok büyük bir fırsat, Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi lazım" dedi.
Muhabir: Güç Gönel
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu - ANTALYA