Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Lübnan Dışişleri Bakanı'ndan ateşkes umudu: Nihai karar İsrail'in

Gözler Orta Doğu'da! Saatler içinde her şey değişebilir

Eski Özel Harekatçılara 2 Kişiyi Öldürmekten Dava

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bingöl'de, PKK’lı oldukları iddiasıyla 17 Nisan 1999’da öldürülen ve yürütülen soruşturma sonucunda sivil oldukları ortaya çıkan Mehmet ve Yılmaz Eliveren’in öldürülmesi olayında o dönem görevli olan 5 özel harekat polisine dava açıldı.

Bingöl'de, PKK'lı oldukları iddiasıyla 17 Nisan 1999'da öldürülen ve yürütülen soruşturma sonucunda sivil oldukları ortaya çıkan Mehmet ve Yılmaz Eliveren'in öldürülmesi olayında o dönem görevli olan 5 özel harekat polisine dava açıldı.

Bingöl'de 17 Nisan 1999'da ilçe merkezinde bulunan mezarlığa sızmaya çalıştıkları iddiasıyla PKK'lı diye öldürülen Mehmet Eliveren ile Yılmaz Eliveren'in soruşturması tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun tarafından yapılan soruşturmada, maktullerin PKK'lı olduklarına dair hiçbir delil bulunmadığı belirtilerek, iki sivilin o dönem Bingöl'de Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli 5 şüpheli ve kimlikleri tespit edilemeyen görevli polis memurlarınca işlendiğinin bildirilmesinin ardından, dosya görevsizlik kararıyla Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

5 ÖZEL HAREKATÇI SANIK OLDU

Bingöl Cumhuriyet Savcısı Eyüphan Toprak tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet Koni, komiserler Bülent Gümüşay, Ahmet Kenan Çayır polis memurları Mehmet Atıcı, Mehmet Yolaçtı hakkında 'Tasarlayarak öldürme', 'Tehdit', 'Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçlarından iddianame hazırlandı. Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iddianamenin kabul edilmesinin ardından 5 sanık önümüzdeki günlerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanmasına başlanacak.

İddianamede 17 Nisan 1999'da Mehmet ve Yılmaz Eliveren'in öldürülmesi olayına ilişkin daha önce tutulan tutanaklarda ilçe merkezine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada ölü ele geçirilen iki terörist olduklarının yazdığı belirtildi. Olayın ardından Genç Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olay yerine giderek ölü muayenesi yaptığı hazırlanan tutanakta cesetler üzerinde günlük giyilen sivil kıyafetlerin olduğu, örgüt üyelerinin kırsalda giydiği kıyafetlerin olmadığı, cesetlerde çok sayıda şarapnel çarpması sonucu yaralarla, çok sayıda mermi giriş ve çıkış deliklerinin olduğu belirlendi.

Tutanaklara göre ele geçen tüfek ve şarjör üzerinde parmak izi araştırması ile cesetler üzerinde klasik otopsi yapılmadığı gibi ölenlerin el svapları da alınmadı. Olayın ardından Komiser Bülent Gümüşşay ile polis memurları Mehmet Atıcı ve Mehmet Yolaçtı tarafından hazırlanan tutanağa göre, olay gününde Genç ilçesinde takviye güç olarak beklerken saat 21.00 sıralarında 155'e yapılan ihbarla Cumhuriyet Mahallesi'ndeki mezarlıkta örgüt mensuplarının görüldüğünün bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiği ifade edildi. Yaya olarak mezarlıkta arama-tarama yapılırken, mezarlığın yüksek kesimlerinden üzerlerine el bombası atıldığı, uzun namlulu silahlarla ateş edildiği anlatılan tutanakta polis memuru Mehmet Atıcı'nın şarapnel parçası nedeniyle sağ bacağından hafif şekilde yaralandığı belirtildi.

Ateşe karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmanın ise 20 dakika kadar sürdüğü anlatılırken yapılan arazi taramasında iki örgüt mensubunun ölü olarak ele geçirildiği yanlarında atılmaya hazır birer adet Rus tipi el bombası, bulunduğu, cesetlerin otopsi yapılması için Genç Emniyet Amirliği Merkez Karakolu'na getirildiği tutanak altına alındı. Daha sonra olay yerinde yapılan aramalarda ele geçen mühimmat ise şöyle sıralandı:

"Bir adet Kaleşnikof tüfek, iki ayrı yerde çok sayı bu tüfeğe ait boş kovan, iki adet el bombası pimi, iki adet boş, iki adet dolu Biksi makineli tüfeğe ait fişek, mezarlığın güneyine giden 7-8 PKK'lı gruba ait mekap ayakkabı izleri görülmüştür."

Olay yerinde ele geçirilen mühimmat ve silahlarla ilgili hazırlanan ekspertiz raporunda ele geçen boş kovanlar üzerinde yapılan incelemede kovanların 4 ayrı silaha ait olduğu tespit edildi. 25 adet boş kovanın olaydan iki buçuk ay sonra 2 Haziran 1999'da Genç ilçe merkezine PKK'lılar tarafından taciz ateşinde kullanıldığı da tespit edildi.

Olayla ilgili ifadesine başvurulan tanıklar, maktullerin PKK ile ilgilerinin bulunmadığını Mehmet'in askeri malzeme ticareti yaptığı, Yılmaz'ın ise lise öğrencisi olduğunu söyledi. Yılmaz'ın boş zamanlarında Mehmet Eliveren'in dükkanına giderek ona yardımcı olduğunu anlatan tanıklar, İlçe Emniyet Amiri Ahmet Koni'nin Mehmet Eliveren'i çok iyi tanıdığını hatta 8 bin dolar borç aldığını Mehmet'in öldürülmeden iki gün önce alacağını istemesi üzerine aralarında tartışma yaşandığını iddia etti. Olay günü Mehmet ve Yılmaz'ın kahveden çıkıp evlerine gittikleri sırada silah sesleri duyulduğunu söyleyen tanıklar, ölüm olayının yaşandığı akşam Emniyet Amiri Ahmet Koni'nin kimseyi olay yerine yaklaştırmadığı ve "Hepiniz teröristsiniz" diye bağırdığını ileri sürdü.

İddianamede öldürülenlerin PKK'lı olmadığı, sivil oldukları öğrenci belgeleriyle delillendirildi. Mehmet Eliveren'in 1998-1999 eğitim-öğretim yılında Açık Öğretim Lisesi'nde eğitimine devam ettiği, 20 Şubat 1999'da ilçede yapılan sınava girdiğine dair giriş belgesi ve vurulmadan birkaç gün önce hastanede tedavi olduğu dair kayıtlarda delil olarak sunuldu. Yılmaz Eliveren'in ise Genç Lisesi'nde 8 Eylül 1998'de kayıt yaptırdığına ve 1998-1999 eğitim-öğretim yılında 9/C sınıfında 1387 numaralı öğrenci iken 17 Nisan 1999'da vefat ettiğine dair belgede savcılığın delileri arasında yerini aldı.

"İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ BİZİ TEHDİT ETTİ"

Maktullerden Yılmaz Eliveren'in babası ve Mehmet'in ağabeyi olan şikayetçi Ahmet Eliveren ifadesinde, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Koni'nin kendisinden 8 bin dolar borç alıp ödememesi nedeniyle tartıştıklarını Koni'nin kendilerini tehdit ettiğini olay günü oğlu ve kardeşini Koni'nin öldürdüğünü belirterek şikayetçi olduğunu aktardı.

İddianamedeki gizli tanık Murat 1998 yılı Mayıs-Haziran aylarında komiser olan Kenan Çayır'ın grup amirliğinde 3 TİM'den oluşan özel harekat polislerinin Genç ilçesi Yerlikaya köyünde PKK'lılarla girilen sıcak çatışma sonucu 5 PKK'lının ölü olarak ele geçirildiğini akabinde olay yerinde olan samanlıkta örgüt mensuplarına ait çok sayıda dürbün, telsiz, Kaleşnikof marka tüfek, Biksi marka tam otomatik tüfek ve çok sayıda Rus yapımı el bombası ele geçirildiğini anlattı. Gizli tanık, bu mühimmatlardan bir kısmını mühimmat sorumlusu Hüseyin Avni Sarı imzalı belge ile Bingöl Jandarma Alay Komutanlığı'na teslim edildiğini ancak bir kısmının ise komiser A. Kenan Çayır'ın talimatları doğrultusunda bir adet Biksi, 6 adet Kaleşnikof marka tüfek, iki adet dürbün, bir adet telsiz, 20'ye yakın Rus yapımı el bombası olası yanlışlıklarda kullanılmak üzere şube mühimmat deposu tulum ve kamyonetlerin de bulunduğu odada tutulumların arasında saklanmak suretiyle bırakıldığını belirtti.

Gizli tanık daha sonra yaşanılanları şu sözlerle anlattı:

"Bu olayın başlamasından yaklaşık 1,5 saat sonra Başkomiser Kenan Çayır'ın mühimmat deposunda çalışan polis memuru Hüseyin Avni Sarı'yı arayarak acele olay yerine depoda bulunan tutanaklara geçmeyen silahlardan bir adet Kaleşnikof ve iki adet el bombası getirmesini istedi. Sarı'nın da bunları Genç ilçesine götürdü."

Olayda çok sayıda mermi, el bombası, roket atarlarla silahların kullanıldığını anlatan gizli tanık, ilk ateşi pusu faaliyetinde bulunan korucuların attığını, daha sonra TİM amiri polis memuru Mehmet Atıcı ve Tim personelinin olaya dahil olduğunu, korucularda bulunan kaleşnikof silah seslerine karşı hassasiyeti olan özel TİM'in sanki karşısında terörist unsur varmış gibi olaya müdahale edip masum iki genci türbeye benzer yerde yanlışlıkla öldürüldüğünü söyledi. Gençlerden bir tanesinin bacağının kopuk olduğunu ve çok sayıda mermi yarasının bulunduğunu anlatan Murat isimli gizli tanık, birinin üzerinde ise okul kravatı olduğunu ifade etti.

Olayın olduğu yerde Başkomiser Kenan Çayır, o geceki grup amiri Bülent Gümüşay, polis memuru Mehmet Atıcı, Genç İlçe Emniyet Amiri Başkomiser Ahmet Koni'nin olduğunu söyleyen gizli tanık, ilçe halkının olay yerine yaklaşmaması için güvenlik tedbirlerinin alındığını depodan getirilen mühimmatın Kenan Çayır'a verildiğini Çayır'ında gençlerin yanına bırakmadan önce boş araziye atış yaptığını, Kaleşnikofla darbeler yaptıktan sonra olay yerine bıraktığını dile getirdi. Bu şekilde düzenleme yapıldıktan sonra ilçe Cumhuriyet Savcısının çağrıldığını söyleyen gizli tanık, savcının da yapılan yanlışlığı anladığını, gençlerin üzerindeki okul kravatını kastederek "Bari şu kravatı alın" şeklinde sözler söylediğini, ayrıca polis memuru Mehmet Atıcı'ya çatışmada yaralanmış raporu alınarak yapılan düzenlemenin sağlamlaştırıldığını söyledi. - BİNGÖL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel
title