Ermeni İddiaları 'Büyük Ermenistan'ı Kurma Emelinin Davasıdır"

BÜŞRA NUR ÖZCAN - Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa, Ermeni iddialarına ilişkin, "Bu mesele, Doğu ve Güneydoğu'da büyük bir Ermenistan kurma meselesidir. Bu emellerinde başarılı olsalardı, her şey başka olacaktı" dedi.

Yeşilbursa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iddialarla ilgili tartışmaların bilimsel mevzu olmaktan çıktığını, uzun yıllardır tamamen siyasi, ekonomik ve uluslararası bir hale geldiğini söyledi.

Türklerin Anadolu'ya aslında 1071'den önce ayak bastığını savunan Yeşilbursa, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Batıda müthiş bir Türk düşmanlığı var. 'Türkleri Anadolu'dan atacağız. Siz medeni Bizans'ı yıktınız, barbar Türkler' söylemi var. Buna karşılık biz, Anadolu'ya ve Balkanlar'a medeniyet getirdik. Mustafa Kemal Atatürk, 1930'lu yıllarda 'Biz 1071'de Anadolu'ya gelmedik, Anadolu 7 bin yıllık Türk yurdudur' teziyle Batıya karşı çıkmıştır. Anadolu, Bizans döneminde tam bir köhne vaziyette. Osmanlı Devleti, Bizans zulmünde yaşayan Balkanlar'a da adalet götürdü."

Fransız İhtilali'nin Osmanlı Devleti başta olmak üzere Avusturya, Macaristan ve Rusya'yı etkilediğini hatırlatan Yeşilbursa, bu olayın müthiş bir milliyetçilik akımını getirdiğini anlattı. Bu doğrultuda 1860 yılından sonra Osmanlı coğrafyasında çok sayıda isyan çıktığını dile getiren Yeşilbursa, şöyle devam etti:

"Bu mesele, Doğu ve Güneydoğu'da büyük bir Ermenistan kurma meselesidir. Bu emellerinde başarılı olsalardı, her şey başka olacaktı. Başarısız olunca uluslararası düveli muazzamayı da arkasına almış, 'Ben niye kaybettim? Bunun sorumlusu Osmanlı Devleti'dir, Türkiye'dir' diye yüklenmesi abestir. Kimsenin kimseye soykırım ettiği yok. Bir soykırım söz konusu ise Balkanlar, Kafkaslar ve Anadolu'da İslam ahalinin soykırımından bahsetmek gerekir."

"Bu, siyasi, ekonomik, uluslararası bir oyun"

Yeşilbursa, Fransız İhtilali'nin milliyetçilik alanındaki etkilerinin hala atlatılamadığını vurguladı.

Milliyetçiliğin bilhassa Ortadoğu'da ve Türkiye'de tekrar zuhur ettiğine ya da diğer bir deyişle mikro milliyetçilik şeklinde sürdüğünün görüldüğüne değinen Yeşilbursa, "Gerekli tedbirleri almak hakkımız. Bu hakkı çok görüp 'soykırımcı' demek, kabul edilemez bir husustur. Bunun ardı gelir. Bu, siyasi, ekonomik, uluslararası bir oyun. Umarım ülke olarak bunun üstesinden geliriz" ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Behçet Yeşilbursa, Türkiye'de "Kuru bir özürden ne çıkar? Mağduriyetleri giderelim, tarihimizle yüzleşelim" diyenler de olduğuna dikkati çekti. Bu düşüncenin savunulacak bir yanı olmadığını anlatan Yeşilbursa, şunları kaydetti:

"Tarih ortada ayan beyan dururken nasıl yapmadığımız, işlemediğimiz bir suçtan mahkum oluruz veya bunu nasıl kabul edebiliriz? Bu, özür dilemekle olacak, çok basit bir şey değil, kabul edilemez. Milletin, bilhassa gençlerimizin bu konuda duyarlı olması lazım. Tarihten ders alınmayınca böyle oluyor. Haçlı Seferlerinden günümüze kadar düveli muazzamanın bir şekilde iş birlikleriyle Ermeni meselesinde Türkiye'nin üzerine yüklendiği aşikar. Anadolu'da kurulan devletlerin siyasi, ekonomik, sosyal, her alanda güçlü olması gerekiyor. Bunu tesis ettikçe ilelebet var olacağız. Anadolu'da yaşamanın, devlet kurmanın bedeli ağır, kolay değil. Burada bize düşen, milletçe her alanda güçlü olmak, pes etmemek, havlu atmamak."

Yeşilbursa, Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözlerine de değindi. Bu ifadelerin önemli bir kırılma olduğunu dile getiren Yeşilbursa, "Papa'nın Türkiye ziyareti, sıcak mesajları var ama anlaşılan o ki dünya konjonktürü olayların 100'üncü yılında bütün kozlarını kullanıyor. Bunun gerçeklikle tarihle hiçbir alakası yok; bunu duygusal olarak değil, akademik ve bilimsel olarak söylüyoruz. 1980'lerden bu yana adım adım gelinen nokta, Türkiye'yi bir köşeye sıkıştırma oyunu. Bunu herkes biliyor" diye konuştu.