Elazığ'da Tahliye Edilmek İstenen Konteyner Kentteki Vatandaşlardan Tepki...

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Elazığ Valiliği, 250 konteynerin bulunduğu Kırklar Mahallesi Konteyner Kent sakinlerinden konteynerları boşaltmalarını istedi. Duruma tepki gösteren 75 yaşındaki depremzede Ali Polat, "Sosyal konut, deprem konutu gibi boş arazilerde gideriz. Başka bir alana götürsünler. Benim 5- 6 hastalığım var, yürüyemiyorum. Devlet beni düşünmüyor mu" dedi. Başka bir depremzede ise, "Biz bedava ev istemiyoruz. Biz istiyoruz ki bizim de başımızı sokacağımız bir ev olsun, biz de  geçinelim. Konteyner kentte yaşamak hiç de kolay değil" diye konuştu.

Haber: Serra TAYLAN

(ELAZIĞ) - Elazığ Valiliği, 250 konteynerin bulunduğu Kırklar Mahallesi Konteyner Kent sakinlerinden konteynerları boşaltmalarını istedi. Duruma tepki gösteren 75 yaşındaki depremzede Ali Polat, "Sosyal konut, deprem konutu gibi boş arazilerde gideriz. Başka bir alana götürsünler. Benim 5- 6 hastalığım var, yürüyemiyorum. Devlet beni düşünmüyor mu" dedi. Başka bir depremzede ise, "Biz bedava ev istemiyoruz. Biz istiyoruz ki bizim de başımızı sokacağımız bir ev olsun, biz de  geçinelim. Konteyner kentte yaşamak hiç de kolay değil" ifadesini kullandı.

Elazığ'da meydana gelen 2020 depremi, ardından 6 Şubat depremlerinden etkilenen depremzedelerden yaşadıkları konteyner kenti boşaltmaları istendi. Gelir kaynakları olmadığını belirten depremzedeler ev kiralama imkanları olmadığını belirterek, duruma tepki gösterdi.

"Nereye gidecek bu insanlar, bu yetimler?"

Konteyner kentte yaşayan 75 yaşındaki Ali Polat,  konteyner kentten çıkartıldığı takdirde gidecek yeri olmadığını söyledi. Herhangi bir gelirinin olmadığını ifade eden Polat gerekirse konteyner kentte para ödemeye razı olduklarını belirtti. Polat, yetkililere çağrıda bulunarak, "Ey yetkililer; bizi götürün boş bir alana bırakın biz orada oturalım. Gerekirse parayla oturalım. Taksit taksit öderiz. Nereye gidecek bu insanlar, bu yetimler? Maaşı olmayanlar, hasta insanlar nereye gidecek? Ben 60 sene vergi ödedim. Ne olacak yani? Sosyal konut, deprem konutu gibi boş arazilerde gideriz. Başka bir alana götürsünler. Benim 5- 6 hastalığım var, yürüyemiyorum. Devlet beni düşünmüyor mu" dedi.

"Sürekli kağıt gönderip 'çıkın' diyorlar"

Aldığı maaşla geçinmekte zorluk yaşadığını ifade eden Sevim Erkan da devlet yetkililerine yardım çağrısında bulundu. Erkan, şunları söyledi:

"Biz Aşağı Demirtaş Konteynerlerinde oturuyorduk. Ahıska Türkleri gelince bizi oradan çıkartmak istediler. 'Biz sizi dışarı atmıyoruz, sadece yerinizi değiştiriyoruz' dediler. Bizi oradan buraya getirdiler. Bize kalıcı bir yer, bir konut verin. Bizi oradan oraya taşıyıp durmayın. Biz konteyner kentte kalmaya meraklı değiliz ama bize kalıcı bir yer verin. Bizim de yerimiz belli olsun. Aldığımız üç kuruş parayla eve de gidemeyiz. Bugünkü şartlarda ne kiraya çıkabiliriz ne de bir şey alabiliriz. Aldığımızı kiraya versek ne yiyip, ne içeceğiz? Biz de bilmiyoruz nasıl yapacağımızı. Devlet büyükleri bize bir çare bulsun. Burada valimiz geliyor bize imza attırıyor. Sürekli kağıt gönderip çıkın diyorlar. Nereye gidelim? Buradan çıkıp gidecek imkanımız mı var? Babamızdan, annemizden kalan bir yerimiz yok. Dedemizden kalan yerimiz yok. Burada ortada kalmışız."

"Asgari ücretin altında maaş alıyorum"

Koneyner kentte imkansızlık nedeni ile kaldıklarını belirten Pınar Güler de devletten sosyal konut talep ettiklerini belirterek, "Konteyner kentte oturuyorum. Devletimizden ev istiyorum. Asgari ücretin altında maaş alıyorum. İki tane çocuğum var. Devletimizden sosyal konut istiyorum" dedi.

Konteyner kette kalan Remziye Dağ isimli vatandaş ise, "Oradan oraya sürükleniyoruz. Benim maaşım yok. Babamdan kalma maaşım var. Onunla da ben nereye gidebilirim. Bize de Ahıska Türkleri gibi ev versinler. Biz beleş de istemiyoruz, taksitle ödeyelim. Bizi oradan oraya sürüklüyorlar. Bu devlet niye bize sahip çıkmıyor? Sosyal konut talep ediyorum" diye konuştu.

"Kağıtlara çoğumuz imza atmadık"

Kendilerine Haziran ayında çıkarılmaları için bir kağıt geldiğini ifade eden Müzehher Mutlu, 2 aylık bir süre varken AFAD yetkililerinin polisler ile konteyner kente geldiğini söyledi. Mutlu, "Bize dün konteyner kentten çıkarılma konusunda kağıtlar geldi. '2 ay sonra Haziran ayında çıkacaksınız' dediler. Üzerinde valilik mühürü hiç bir şey yok. 2 ay sonra çıkacaksınız dediler. Kağıtlara çoğumuz imza atmadık Çünkü beklentilerimizi söyledik. Bu gün zabıta ve polisle kapımıza gelmişler. AFAD müdür yardımcıları, AFAD yetkilileri polislerle gelmişler. İmza konusunda mı geldiler bilmiyorum. iki aylık süre verilmişken neden böyle yapıyorlar emin değiliz" ifadelerini kullandı.

"Elimizdeki maaşımızla geçinme imkanımız bile yok"

Depremde 3 katlı evi yıkılan ve 3 daire yerine sadece bir hak sahipliği aldıklarını ifade eden Müzehher Mutlu,  evlerini yaptıramadıklarını ve maddi gücü olmadığı için kiraya çıkamadıklarını belirtti. Mutlu, devletten sosyal konut talep ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz 2020 depreminden bu yana konteyner kentte kalıyoruz. Orada kaldığımız sürece bize sürekli kağıtlar gelirdi. Boşaltacaksınız, çıkacaksınız diye. Çıkmadık çünkü gidecek yerim yoktu. Benim evim Çevre ve Şehircilik tarafından yıkıldı. 3 katlı evimize karşılık bir daire verildi. O evi de annem aldı. Geriye kalan kardeşler de konteyner kentte  ya da kirada yaşamaya başladık. Üç yıldır mahkeme sonuçlarını bekliyoruz. Sonuç da alamadık. Biz Aşağı Demirtaş konteyner kentte idik. Bizi oradan buraya gönderdiler.  'Sizi sokağa atmıyoruz. Gidecek yer veriyoruz' dediler. Şimdi de gelen kağıtlarda çıkacaksınız diyorlar. Bir yer de göstermiyorlar. Elimizdeki maaşımızla geçinme imkanımız bile yokken biz kiraya nasıl geçelim? Ben küçük kızımla yaşıyorum. Elimdeki maaş belli.

"Kağıt gönderip sokağa atmakla olmuyor"

Bizim maaşlarımıza göre belirli şekilde sosyal konut bizlere de verilebilir. Biz yıllardır bunu talep ediyor, bunu istiyoruz ama biz yıllardır bir sonuç alamadık. Bizim devletimizden talebimiz budur. Kendi imkanlarımıza göre bizim imkanlarımıza göre ödeme kolaylığı sağlansın. Biz de ev sahibi olalım, biz de hak sahibi olalım. Biz bedava ev istemiyoruz. Biz istiyoruz ki bizim de başımızı sokacağımız bir ev olsun, biz de  geçinelim. Konteyner kentte yaşamak hiç de kolay değil. Kışın soğuğu, yazın sıcağında yaşamak hiç kolay değil. Biz de konteynerkentte yaşamak istemiyoruz, biz de evlere geçmek istiyoruz. Kağıt gönderip sokağa atmakla olmuyor. Biz Türk vatandaşıyız. Haklarımızı istiyoruz."

Kaynak: ANKA / Yerel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title