Eğitim Sendikaları İzmir'de Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu Protesto Etti
İzmir'de Eğitim İş, Eğitim Sen ve diğer eğitim sendikaları, TBMM gündemindeki Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifini protesto ederek haklarına dikkat çekti. Sendika başkanları, kanunun eğitim emekçilerini yok saydığını ve mesleğin itibarsızlaştırıldığını belirtti.
(İZMİR) - İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan eğitim sendikaları, Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifini protesto etti.
İzmir'de eğitim sendikaları, TBMM gündeminde olan Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifini protesto etmek amacıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplandı. Eğitim İş, Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sen, Teç-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası üyeleri, "Yusuf Tekin yasanı al başına çal", "Mücadele dersini öğretmenler verecek", "Birleşe birleşe kazanacağız", "ÖMK'ye hayır" sloganları attı.
"Bu bir meslek kanunu değil"
Eğitim İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Özgür Şen, şu açıklamayı yaptı:
"Bir ülkenin gerçek gücü öğretmenine verdiği değerle ölçülür. Yıllarca anayasa ve yasaların yetkilendirdiği eğitim kurumlarında binbir zorlukla mücadele ederek öğretmenlik mesleğine adım atan öğretmenlere bu kanunda ne deniyor? 'Sen öğretmen olamazsın.' 12 yıl eğitim görecek ardından üniversite okuyacaksın; birçok sınavı, uygulamaya geçeceksin, diploma alacaksın ama yetmez. Öğretmen olabilmek için bir de KPSS'yi kazanacaksın. Yetmeyecek, akademiye alınacaksın. Çünkü ben iktidar olarak böyle istiyorum. Eğitim Fakültesi mezunuysan 10 ay, değilsen 14 ay hazırlık eğitimine tabi tutulacaksın. Sana asgari ücret kadar harçlık vereceğim, sağlık sigortanı ödeyeceğim ama sen sigortalı bir çalışan olmayacaksın. Bu kanunla öğretmenin diploması yok sayılmaktadır. Öğretmenlik diploması yok sayılan bir meslek haline getirilmek istenmektedir. Bu kanun öğretmenleri bir kursiyer seviyesine indirgemekte fakat onlara memurdan daha ağır disiplin cezaları uygulayacağını öngörmektedir. Bu bir meslek kanunu değil, öğretmenin haklarını savunamayan, görev ve sorumlulukları detaylandırılırken sosyal haklarını görmezden gelen bir teklif karşımızda. Öğretmene 'gerektiğinde seni akademiden atarım' diyen bu kanun iktidarın mülakatla yapamadığını kanun yoluyla gerçekleştirme planıdır."
"ÖMK'yı kabul etmiyoruz"
Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Nafiz Ceylan ise "Eğitimin ana bileşenlerinden biri olan eğitim ve bilim emekçilerini yok sayan, taleplerine ısrarla kulak tıkayan Milli Eğitim Bakanlığı sürecin başından bu yana bildiğini okumaya devam ediyor. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve emeğimizi değersizleştiren, ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarımıza çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesi ortadan kaldıran, özlük haklarımızı zayıflatan, çalışanlar arasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren ÖMK'yı kabul etmiyoruz" açıklamasını yaptı.
"Bize dayatılan bu öğretmenlik yasasını geri çevireceğiz"
Hürriyetçi Eğitim Sen İzmir İl Başkanı Adnan Sarısayın da "Bize dayatılan bu öğretmenlik yasasını inşallah geri çevireceğiz. Bunu çıkarsalar bile iptal ettireceğiz. Her şeyin başı eğitim, eğitimin başı öğretmendir. Öğretmeni huzursuz ederek, öğretmenir 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nca kazanılmış olan haklarını geriye götürerek çıkarılan bu öğretmenlik meslek kanunu reddediyoruz" diye konuştu.
"Öğretmenler mesleğin ve eğitimin geleceğini kurtaracak"
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İzmir Şubesi İl Temsilci Rabia Aktaş da şunları dile getirdi:
"Milyonlarca eğitim emekçisi daha da geriye giden mesleki koşullar, elinden alınan haklar ve gittikçe azalan çalışma hakkı için, meslek onurumuz için birleşmek zorunda olduğumuzun farkında olarak Eğitim İş, Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sen, Tek Sen ve biz Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak buradayız. Buradan Milli Eğitim Bakanı'na soruyoruz, 'siz kimin bakanısınız sayın Tekin?' Çünkü bizim bakanımız öğretmenin karşısına patronları ve sermayelerini yanına almaz. Çünkü bizim bakanımız cebinden başka bir şey düşünmeyen, eğitim yuvasını ticarethaneye çeviren, patronların sözünü değil her zaman doğruyu dile getiren öğretmenin sözünü dinler, duyar, uygular. Bizim bakanımız öğretmeni kölelik koşullarına mahkum etmez. Sahi bütün bunları yapmazken siz kimin bakanısınız? Bizler zorlu şartlara rağmen mesleğimizden vazgeçmiyoruz. Kamusal eğitim terk edilirken yarattığınız sistemde eğitimin yükünü omuzluyoruz. Bizler size rağmen sözümüzün dinlenmediği, öğretmenin yalnızca adının olduğu fikir, talep ve itirazlarının yok sayıldığı, öğretmenlik mesleğini bitirme kanununa karşı mesleğimize sahip çıkıyor ve bu mücadeleyi büyütüyoruz. Öğretmenler mesleğin ve eğitimin geleceğini kurtaracak. Kazanacağız."