Eğitim Sen'den Yıl Sonu Değerlendirmesi
Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, sona eren eğitim-öğretim yılını sendika binasında düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.
Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, sona eren eğitim-öğretim yılını sendika binasında düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.
Serkan Demir, eğitim sisteminin yıllardır çözüm bekleyen en temel sorunların, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında azalmak bir yana daha da arttığını, eğitimde yaşanan çelişki ve eşitsizliklerin giderek derinleştiğini söyledi. Dört yıldır uygulanan ve eğitim sistemini çökme noktasına getiren 4+4+4 dayatmasındaki başarısızlık, MEB'i yeniden sistem değişikliği arayışına ittiğini belirten Demir, eğitim politikaları belirlenirken eğitimin asli bileşenlerine kulak tıkayanların, kamusal eğitimi tasfiye etmek amacıyla yeni sistem önerilerini yandaş medya üzerinden tartışmaya açmasının dikkat çekici olduğunu kaydetti.
Geçtiğimiz eğitim öğretim yılında MEB, Diyanet, dini vakıf ve dernekler arasındaki ilişki ve işbirliği belirgin bir şekilde arttığını belirten Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, "13 Eylül 2014'te Resmi Gazete'de yayınlanan yasal düzenlemeyle Milli Eğitim Bakanlığı, imam hatip liselerinde mesleki eğitim için 'çeşitli kurumlardan destek almanın' önünü açmıştır. Bu düzenlemeyle başta TÜRGEV ve Ensar Vakfı olmak üzere Furkan Vakfı, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi dini vakıfların devlet okullarında başta 'değerler eğitimi' olmak üzere çeşitli konularda ders ve seminer verebilmesinin, kendi yayınlarını dağıtabilmesinin ve öğrencileri kurumlarında stajyer olarak eğitebilmesinin yolu açılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, dini vakıflar ile çeşitli protokollere imza atarak eğitimi dinselleştirme sürecinde dini vakıf ve cemaatlere özel görevler vermiştir" dedi.
'Maarif Vakfı' adında yeni bir vakıf kurarak eğitimde yeni bir 'paralel yapı' oluşturulduğunu öne süren Demir genel değerlendirmeyi şöyle yaptı:
"Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrımız tüm toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara derhal son verilmesidir. Bunun için öğrencilerin kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır. Eğitimi ticarileştirme ve dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir. Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin laik, bilimsel ilkeler doğrultusunda verilmesine, demokratik ve kamusal yönünün geliştirilmesine özen gösterilmelidir." - ESKİŞEHİR