Eğirdir Gölü'nde Yeniden Kerevit Bereketi Yaşanacak
Murat Yolcu - Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü (AKSAM) Eğirdir Su Ürünleri Birimince 2006 yılından bu yana sürdürülen çalışmalar sonucunda Eğirdir Gölü'nde neredeyse tamamen biten kerevit üretiminin...
Murat Yolcu - Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü (AKSAM) Eğirdir Su Ürünleri Birimince 2006 yılından bu yana sürdürülen çalışmalar sonucunda Eğirdir Gölü'nde neredeyse tamamen biten kerevit üretiminin artırılmasında önemli başarı sağlandı.
Eğirdir Su Ürünleri Birim Koordinatörü Şakir Çınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "tatlı su ıstakozu" diye bilinen kerevitin ülke sularında doğal olarak yayılış gösteren ve ekonomik değeri yüksek önemli ihraç ürünlerinden olduğunu söyledi.
Türkiye'de 1985 öncesinde yılda ortalama 8 bin ton kerevit üretimi yapıldığını belirten Çınar, üretim miktarının bu yıllarda Işıklı Gölü'nde ortaya çıkan bir mantar hastalığı olan "kerevit vebası" nedeniyle 200 tonlara kadar düştüğünü anlattı.
Hastalığın Eğirdir Gölü'nü de etkilediğini ifade eden Çınar, daha önce yılda 3 bin ton civarında yapılan göldeki kerevit üretiminin 10 tona kadar düştüğünü, bazı yıllar hiç avlanamadığını vurguladı. Kerevit üretiminin yeniden artırılması amacıyla 2006 yılında Eğirdir, Işıklı, İznik ve Bafra-Çernek göllerinden alınan popülasyon örneklerinin kontrol altında yetiştirilmesi çalışması başlattıklarını belirten Çınar, bu kapsamda yumurtalı dişilerin kültür şartlarına adaptasyonunun sağlandığını, yeni yavrular elde edildiğini dile getirdi.
-"Göldeki kerevit miktarı avlanabilir oranın 4-5 katı"-
Çınar, 2007 yılında da "Kültür Ortamında Yetiştirilen Kerevit Yavrularının Yaşama Oranlarının Artırılması" adlı projeyi gerçekleştirdiklerini anlatarak, şunları kaydetti:
"2007 yılından bu yana kontrollü şekilde kerevit üretimi yapılıyor. Bir kerevit tek seferde 300 yavru bırakıyor. 2006'dan bu yana sürdürdüğümüz çalışmalar sonucunda Eğirdir Gölü'nde bitme noktasına gelen kerevit avını 75 tonlara çıkardık. Av miktarını fazla artırmayarak popülasyonun av baskısından etkilenmemesi, sürdürebilirliğini sağlamayı amaçlıyoruz. Göldeki kerevit miktarının ise avlanabilir oranın 4-5 katı olduğu tahmin ediyoruz. Geçmişle kıyaslandığında belki av miktarı az ama hiç avlanmadığı dönemlere göre yüzümüzü güldürüyor, gelecek için umut veriyor."
Çınar, Türkiye'de üretilen kerevitin diğer ülkelerde üretilenlere göre daha küçük olduğunu ancak kabuk kalınlığının ince olmasından dolayı rağbet gördüğünü belirterek, son yıllarda ülke genelinde 500 ile bin ton arasında kerevit ihracatı yapıldığını söyledi.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu - ISPARTA