Haberler
Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ı örnek gösterip 'Karabiber gibi yanarsın' dediler

Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ı örnek gösterip "Karabiber gibi yanarsın" dediler

Edebiyatta Erkek Egemen Dili Konuştular

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen Kültür Sanat Etkinlikleri tüm hızıyla devam ediyor.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen Kültür Sanat Etkinlikleri tüm hızıyla devam ediyor. Etkinliklere Sakaryalılar yoğun ilgi gösteriyor. Mart ayı programı kapsamında bir panel gerçekleştirildi. "Edebiyatta Erkek Egemen Dil" konulu panele; Yazar Necati Mert, Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Poyraz, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mustafa Kemal Şan ve Yrd. Doç. Dr. Fatma Berna Yıldırım konuşmacı olarak katıldı.

20. yüzyıl ile birlikte kadının edebiyatta farklı noktalara geldiğini gördüklerini dile getirerek konuşmasına başlayan panelin moderatörü Doç. Dr. Mustafa Kemal Şan, "Bizim tarihimizde ise, kadın edebiyatçılar çok erken dönemlerde ortaya çıkmıştır. Fatma Aliye Hanımı ilk olarak görüyoruz. Daha sonra Halide Edip ile devam eden cumhuriyette son yıllarda özellikle kadın yazarların çok sayıda ortaya çıktığını görüyoruz. Edebiyatın üretmiş olduğu dil kadın ve erkek egemenliğinin sınırları içerisinde mi olmalıydı ya da edebiyatın baskın bir karakter altında mı yürütülmesi lazım gibi tartışmalara günümüzde kadın yazarların katıldığına şahit oluyoruz. Edebiyatın erkek egemenliğine yönelttiğimiz haklı eleştirilerin bir feminist edebiyat kurmak yönünde olmaması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Edebiyat insanlığın yaşamış olduğu hayata ilişkin önemli sorular sorması ve bu gerçekliği yeniden kurma sürecinde önemli katkılar sağlaması hasebiyle de bir sanatsal biçim olarak erkeklerin de kadınların da ortak katkı sağlaması gereken bir alan olarak görmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Hakan Poyraz egemen kavramı üzerinde durarak, "Edebiyatta erkek egemen dil gibi bir başlık olunca "Yazarın cinsiyeti var mıdır?" dan başlanması gerekiyor. Feminist eleştirinin söylediği gibi akıl erkeğe karşılık gelmektedir. Birçok dilde erkek sözcüğü insan anlamını taşıyor. Türkçe'de mesela böyle bir ikilik yok.

İnsan Hakları Bildirgesi mesela İngilizce metninden okunduğunda, bütün insanlar eşittir şeklinde algılanacağı gibi bütün erkekler eşittir şeklinde algılanabilir. Türkçe'de de adam olmak, adama dönmek, adam gibi davranmak sözleri ele alındığında gizli bir şekilde bir cinsiyetçilik taşıdığını görebiliyoruz" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Fatma Berna Yıldırım ise, "Batıdan etkilenerek yazma işinin bir takım cinsiyet terimleri ile tarif edilen bir şey olması bunda da hiçbir zaman kadınlık diyebileceğimiz haysiyetli bir yerin olmayışı bütün bu güç ilişkilerinin hiyerarşi terimlerle ifade edilmesinden ve bunda da el altındaki en yakın metafor olarak toplumsal cinsiyetin bulunmasından kaynaklanmış gibi görünüyor. Bizim tutumumuz aslında soy ağacını olduğu gibi kabul etmek ve benimsemek önemli gibi görünüyor. Dil zabıtalığına soyunmak soy ağacımızı acımasızca budamak olacaktır" diye konuştu.

Panelin sonunda Yazar Necati Mert bir konuşma yaptı. Kurgu iktidardır diyerek konuşmasına başlayan Mert, "Hayat karışıktır. Bir şey söylemez, yazmaz. Hayatta her şey üst üstedir. Yazar, bir duruşu, bir duyuşu olan insandır. O şeylerden bazılarını alır ve hayattakini çağrıştırarak fakat kendi kimliği ve kişiliğini de önceleyerek birbiri ile yeniden buluşturur, kurgular. Bu kurgudan öykü, roman, tiyatro çıkar.

Küre de karışıktır, karmaşadır. Aralıklarla kapışılır. Her kapışmanın ardından yeni sınırlar çizilir. Her ülkenin egemenleri kendi sınıfsal kişilik ve önceliklerini belirleyerek yapıyı yeniden kurar, kurgular. Bu kurgudan da parlamento çıkar, eğitim çıkar, adliye, eğitim ve benzeri bakanlıklar çıkar, devlet çıkar. Edebi türlerle devletler arasında temelli benzerlikler vardır. Kurgu iktidardır. Planlar, düzenler, sıralar, normlar koyar ve kırmızı çizgiler çizer. Devlettir belirleyen.

Edebiyatta ise kadın yazarların erkek yazarlardan daha önde olması aksine beni memnun eder ve bundan hiçbir şikayetim olmaz" ifadelerini kullandı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fevzi Kılıç, gerçekleştirilen panelin ardından konuşmacılara teşekkür ederek kendilerine çiçek takdim etti. - SAKARYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel
title