Eban İcra Kurulu Üyesi ve Tbaa Başkanı Baybars Altuntaş Açıklaması
"Bir işi fazla bilirseniz o bariyerleri, engelleri görüyorsunuz, iyi ve kötü örnekler aklınıza geliyor ve girişimcilik ruhunuzu düşürüyor" dedi.
Avrupa Melek Yatırım Ağı (EBAN) İcra Kurulu Üyesi ve Türkiye Melek Yatırımcılar Derneği (TBAA) Başkanı Baybars Altuntaş,
"Bir işi fazla bilirseniz o bariyerleri, engelleri görüyorsunuz, iyi ve kötü örnekler aklınıza geliyor ve girişimcilik ruhunuzu düşürüyor" dedi.
Altuntaş, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde ESOGÜ ile ESOGÜ Matematik-Bilgisayar Kulübü'nün işbirliğiyle düzenlenen etkinlikte, üniversite öğrencilerine girişimcilik hakkında bilgi verdi.
Öğrencilik hayatında özel ders vererek, tercümeler yaparak, kitap fotokopileri çekip satarak bugünlere geldiğini ifade eden Altuntaş, şöyle konuştu:
"İnanıyorum ki siz daha iyilerini yapacaksınız. Bir işi fazla bilmek ve o işle ilgili riskleri görmek girişimcilik ruhunu düşürüyor. 'Dünyada 5 bin şubem vardır' diye gurur duyan firmalar bulunuyor. Bizim kebapçıya, lahmacuncuya giriyorsunuz, yazar kasanın arkasında kocaman bir yazı 'hiçbir yerde şubem yoktur' diyor ve bu da bununla gurur duyuyor. Bunda bir terslik var. Başarmak istiyorsanız 'ne kazanırım demeden önce, ne kaybederim ki-' sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. Eğer kaybedeceğiniz bir şey yoksa o zaman aklınızda olanı yapın. Çünkü yaptığınızda bir şey kaybetmiyorsunuz. Ama aklınızda kalırsa çok şey kaybediyorsunuz. 'Ya yapsaydım', 'Ya olsaydı' diye içinizi yiyeceğinize yapmak istediklerinizi deneyin. Bir işi bilmeyince o işe hemen 'tamam' demek ve o işin üstüne atlamak çok kolay oluyor. Çünkü risk analizi yapamıyorsunuz. Bir işi fazla bilirseniz o bariyerleri, engelleri görüyorsunuz, iyi ve kötü örnekler aklınıza geliyor ve girişimcilik ruhunuzu düşürüyor."
Altuntaş, öğrencilerin hayat hakkında fazla tecrübeleri yokken daha rahat risk alabileceklerini vurguladı.
Zaman ilerledikçe ve kaybedecek daha fazla şeye sahip olunduğunda risk almanın azaldığını anlatan Altuntaş, "Benim zamanımda okula kimisi kendi arabasıyla geliyor, kimisi şoförüyle geliyordu. Pes etmedim 3 yıl sonra ben de şoförümle gidip gelmeye başladım. Her şey bir üniversite öğrencisinin kendi kendine sorduğu sorularla başladı. Formülü çok basit 'ne kaybederim ki-' diye sor, bitiyor... Kaybedeceğin bir şey yoksa başla" diye konuştu.
Muhabir: Hicret Özkan / Deniz Açık
Yayıncı: Mürsel Çetin - ESKİŞEHİR