Dünyada En Fazla Kkka Olgusunun Takip Edildiği Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi'nde Kkka Hastalığı...
(CÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde KKKA hastalığı şüphesiyle tedavi altına alınan hasta ve kaybedilen vaka sayısında son yıllarda ciddi düşüş yaşandığı bildirildi.
Önder Felek - Dünyada en fazla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olgusunun takip edildiği belirtilen Cumhuriyet Üniversitesi
(CÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde KKKA hastalığı şüphesiyle tedavi altına alınan hasta ve kaybedilen vaka sayısında son yıllarda ciddi düşüş yaşandığı bildirildi.
CÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kenelerden insanlara geçen onlarca hastalık bulunduğunu, bunlardan KKKA hastalığının ölümlere sebep olduğu için ön planda olduğunu belirtti.
Hastalığı bulaştıran kenelerin Kelkit Vadisi civarında Amasya, Çorum ve Tokat'ta yaygın olduğunu ifade eden Dökmetaş, CÜ Hastanesi'nin ise dünyada en fazla KKKA olgusu takip eden hastane olduğunu söyledi.
Sivas'ın dünyanın en büyük KKKA'yla mücadele merkezi haline geldiğini anlatan Dökmetaş, "Hastanemizde bu hastalığa çok ciddi şekilde bakılıyor. Rusya ve İran'da olan salgınlarda yüzde 50'lere yakın ölümler söz konusuydu. Ama ülkemizde, hekimlerin bilinçlendirilmesi ve zamanında müdahale edilmesi gibi çalışmalarla ölüm oranı yüzde 5-10 arasında değişiyor" dedi.
Prof. Dr. Dökmetaş, durumu ağır olan vakaların ileri bakım tetkikleri ve yoğun bakım teknikleri nedeniyle CÜ Hastanesi'ne sevk edildiğini, bu nedenle kamuoyunda Sivas'ta kene ölümlerinin fazla yaşandığı gibi yanlış bir algı oluştuğunu aktararak, Sivas merkezde bugüne kadar hiç olguya rastlanılmadığını kaydetti.
Hastanelerine bu yıl KKKA tanısı ile 165 hastanın geldiğini, mevsim itibariyle yeni bir vakanın düşük ihtimal olduğunu dile getiren Dökmetaş, 165 olgudan 115 tanesinde KKKA virüsünün pozitif çıktığını aktardı.
Dökmetaş, 8 vakayı kaybettiklerini belirterek, "Hastanemizdeki ölüm oranları biraz yüksek gibi görülebilir. Türkiye'nin ortalaması yüzde 5-6 iken bizdeki son veri yüzde 7 civarında. Daha hafif seyreden vakalar Tokat, Yozgat, Erzincan veya Numune Hastanelerinde takip ediliyor. Hasta ağırlaşınca, klinik tablosu bozulunca, yoğun bakım gerektiğinde üniversite hastanemize sevk ediliyor. Bu nedenle oran yüksek gözükebilir" diye konuştu.
-Eğitim çalışmaları düşüşte etkili oldu-
KKKA vakalarında ve ölümlerinde son yıllarda düşüş yaşandığını anlatan Dökmetaş, şöyle devam etti:
"2009 yılında 257 şüpheli olgudan 206'sı pozitif çıkmış, 16 hastayı kaybetmiştik. 2010 yılında şüpheli olgu 215'e, kesin olgu 150'ye, kaybedilen hasta sayısı ise 15'e düştü. Yine 2011 yılında 210 şüpheli vakadan 181'i pozitif çıktı, 11 vakayı kaybettik. 2012 yılında 165 şüpheli olgudan 115'i pozitif çıktı, 8 vaka kaybedildi. Son 4 yıla baktığımızda vaka sayılarında ve ölümlerde bir azalış söz konusu. Bu sadece Sivas'ta değil, Türkiye genelinde de böyle. Sağlık Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ciddi eğitim çalışmaları yaptı. Hastalığı tanıma yöntemleriyle ilgili kriterler geliştirildi, algoritmalar oluşturuldu. Bu hastalara nasıl yaklaşılacak, tedavi nasıl yapılacak bu konularla ilgili bilgiler sunuldu. Halk, bilinçlendirildi. Bunların sonucunda da bu konuda son derece deneyimli hekimlerin olduğu, sağlık kurumlarının ciddi takip yaptığı bir ülke durumuna geldik."
Prof. Dr. Dökmetaş, KKKA'nın birkaç yıl içerisinde kaybolacak bir hastalık olmadığına ve yıllarca sürecek bir mücadeleyi gerektirdiğine dikkati çekerek, keneyle mücadelenin sürmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Yayıncı: Cemal Coşkun - SİVAS